ki (کی)
kelime https://kelime.com/arama/ki
OS / KAMUSİ TÜRKİ-1901 Şemseddin Sami. (1901).Ki.Kamus-i Türki. https://kelime.com/kelime/ki/63335489101dea5b8e0fd94e-63335c837d1b283c3f10fa93/os/tumu/kts Şemseddin Sami."Ki." Kamus-ı Türki, 1901, kelime.com, https://kelime.com/kelime/ki/63335489101dea5b8e0fd94e-63335c837d1b283c3f10fa93/os/tumu/kts Şemseddin Sami."Ki." Kamus-i Türki, İstanbul, 1901. Kelime.com. https://kelime.com/kelime/ki/63335489101dea5b8e0fd94e-63335c837d1b283c3f10fa93/os/tumu/kts

hr. 1. [Fârisi’ye taklîden kullanılıp, asıl Türkçesi “kim”dir] masdariyyet manasını ifâde edip Arabîde “ان in”i (müşeddede-i meftûha) gibi bir cümleyi diğer bir fiilin mef‘ûlü vesâiresi hükmüne kor: bana dedi ki yarın gelecektir. = yarın geleceğini söyledi. kendisine tenbih ettim ki kimseye söylemesin = kimseye söylememesini tenbih ettim. 2. Gâye ve netice beyân edip, mâ-ba‘dinin, mâ-kabline merbût ve müteallik olduğunu gösterir. tâ ki, hattâ: elimi bırak ki yazı yazayım. kapıdan çekil ki geçeyim. sermâyesi yok ki ticâret etsin. 3. Sebebiyet beyân eder. Zîrâ, çünki: aldanma ki şâir sözü elbette yalandır. [bu mana ile isti‘mâli eskimiştir.] 4. Tefsîr beyân edip, mâkablini mâ-ba‘diyle şerh izâh eder ve ism-i mevsûl mefhûmuna takarrub eder: vaktâ ki Devlet-i Osmâniyye teessüs etti. Bir vakitte ki, ben canımla uğraşıyordum, kendisine hürmet etmedim diye gücenmiş. – tevkît beyân edip fiilin sîga-i iltizâmiyyesiyle kullanılan: “insan ki aşka dûçâr ola (aşka dûçâr olunca) akıl ve re’y elinden gider” gibi tabîrler pek acemâne ve Türkmenler’in Fârisî’ye tâbi şîvesine mahsus olup, el-yevm metrûktur. [âtîdeki ism-i mevsulden ve (کی) ki edâtından tefrîki elzemdir] || çün, bel, kâş, mâdâm edatlarıyla birleşerek mürekkep edatlar teşkil eder: çünki, belki, kâşki, mâdâm ki, gibi. mürekkeplerine ba:

Diğer Diller

os: کی

Çekim ve Türev
(Osmanlıca) Diğer Madde Başlıklarında (9)
ki (كه)
kelime https://kelime.com/arama/ki
OS / GENEL OSMANLICA SÖZLÜĞÜ

(f. e.) : kelimelerin sonuna gelen "-ki" son ekinden ayrı olan bu edat bir ismi veya bir cümleyi arkadan gelen bir cümleye türlü ilgilerle bağlanmakta kullanıldığı gibi, bâzen birakım duyguları îzah etmeye de yarar. 1) bir ismi veya zamîri bir cümleye bağladığı vakit o cümle, ismin sıfatı durumunda olur : bir adam ki söz dinlemez… (= söz dinlemiyen bir adam) 2) bilmek, anlamak gibi bir hâlin açığa çıkışını veya görmek, işitmek gibi bir duyuşu bildiren fiillerle kurulan bir cümleyi başka bir cümleye bağladığı zaman ikincisi birincisinin faili (öznesi) veya mef’ûlü (nesnesi) hükmüne geçer : herkes bilir ki Dünyâ yuvarlaktır. (=Dünyânın yuvarlak olduğunu herkes bilir) 3) birinci cümlede fiile belirsiz bir zarf, mütemmime (tümlece) veya faile (özneye) sayı veyâ belirsizlik sıfatı geldiğinde ikinci cümle o fiili, mütemimi veyâ fâili (özneyi) vasıflandırılmış olur : öyle koşar ki arkasından kurşun yetişmez (= arkasından kurşun yetişemiyecek kadar koşar) 4) ikinci cümledeki hükmün birincideki işin yapılışı sırasında görülerek şaşıldığını belirtmeye yarar. : geldim ki kimseler yok). 5) İki eksiksiz cümleyi bağladığı vakit ikincisi birincideki hükme bir delil teşkil eder : Ahmet çalışıyor ki siz onu seviyorsunuz. 6) ikinci cümle istek * kipinde veya üçüncü şahıs emir kipinde olduğu vakit bu cümle, birinicisinin gayesini gösterir : oturdum ki biraz dinleneyim. 7) birinci cümle menfi (* olumsuz) olup, ikincisi yukarıdaki şekilde bulunursa, bu sonuncusu olamıyacak bir netice bildirir : sakalım yok ki sözüm dinlensin. 8) soru cümlelerini “bilmem” fiiline bağlıyarak tereddüz veya çâresizlik anlatmıya yarar : bilmem ki öyle şey olur mu? 9) şikayet veyâ kınama gibi duygular anlatmak için bir cümlenin sonuna getirilir : o beni sevmez ki 10) “o kadar, öyle bir” gibi belirsiz zarflarla yapılan ifadelerin sonua getirildiği zaman fiile çokluk manasını veriri : o kadar eğlendik ki. 11) aynı belirsiz zarflar sıfat gibi kullanıldığı vakit beğenme veya şaşma duygusu anlatır : bana öyle bir kitap verdi ki. 12) bir soru cümlesinin sonua getirildiği vakit tereddüt veya endişe anlatır : acaba gelmez mi ki 13) bâzı kelimelerin sonuna, en çok, bir ek gibi eklenerek birtakım zarflar, yani edatlar meydana getirir : “belki, çünki, halbuki, mâdem ki, oysaki, öyle ki, sanki, şöyle ki” gibi.

ki (که)
kelime https://kelime.com/arama/ki
ki (که)
kelime https://kelime.com/arama/ki
ki (كه)
kelime https://kelime.com/arama/ki
ki (ك)
kelime https://kelime.com/arama/ki
OS / REDHOUSE TURKISH AND ENGLISH LEXICON-1890

vulg. k, suff. pers. or poss. pron., 2d pers. sing. fem. Thee, thy.

ki (كه)
kelime https://kelime.com/arama/ki
Osmanlıca Tüm Çekim ve Benzerlerde Arama (-)

Daha fazla sonuç göster
Osmanlıca Tüm Madde Anlamlarında Arama (-)

Daha fazla sonuç göster
MİSAFİR KULLANICI
  • 10 Sözlük İçinde Arama
  • 3 Kelime Günlük Sorgu
  • 2 Hassas Arama Sonucu
  • 2 Benzerlerde Arama Sonucu
  • 2 Anlamlar İçerisinde bulma
  • 2 Metinler İçerisinde bulma
  • 500 Karakter Günlük Çeviri
  • 2 Kelime Günlük Çözümle
  • Kelime Özellikleri Yok
  • Kelime Kökeni Yok
  • Gelişmiş Filtre Yok
  • Reklam Gösterimi
ÜCRETSİZ KAYDOL
  • 25 Sözlük İçinde Arama
  • 5 Kelime Günlük Sorgu
  • 4 Hassas Arama Sonucu
  • 4 Benzerlerde Arama Sonucu
  • 4 Anlamlar İçerisinde bulma
  • 4 Metinler İçerisinde bulma
  • 1000 Karakter Günlük Çeviri
  • 3 Kelime Günlük Çözümle
  • Kelime Özellikleri Var
  • Kelime Kökeni Var
  • Gelişmiş Filtre Var
  • Reklam Gösterimi Yok
ABONE KURUMLAR
  • 50 Sözlük İçinde Arama
  • 250 Kelime Günlük Sorgu
  • Sınırsız Arama
  • Sınırsız Benzerlerde Arama
  • Sınırsız İçerisinde bulma
  • Sınırsız Metinlerde bulma
  • 10000 Karakter Günlük Çeviri
  • 100 Kelime Günlük Çözümle
  • Kelime Özellikleri Var
  • Kelime Kökeni Var
  • Gelişmiş Filtre Var
  • Reklam Gösterimi Yok