حس (hass)
kelime https://kelime.com/arama/حس
OS / GENEL OSMANLICA SÖZLÜĞÜ Komisyon. (t.y.).حس.Genel Osmanlıca Sözlüğü. https://kelime.com/kelime/%D8%AD%D8%B3/63335479101dea5b8e0f7799-000000000000000000000000/os/tumu/gos Komisyon."حس." Genel Osmanlıca Sözlüğü, t.y., kelime.com, https://kelime.com/kelime/%D8%AD%D8%B3/63335479101dea5b8e0f7799-000000000000000000000000/os/tumu/gos Komisyon."حس." Genel Osmanlıca Sözlüğü, İstanbul, t.y. Kelime.com. https://kelime.com/kelime/%D8%AD%D8%B3/63335479101dea5b8e0f7799-000000000000000000000000/os/tumu/gos

(a. i.) : birini, bir işe teşvîk etme, kandırıp ayartma.

Diğer Diller

tr: hass

Çekim ve Türev
(Osmanlıca) Diğer Madde Başlıklarında (10)
حس (hiss)
kelime https://kelime.com/arama/حس
OS / VANKULU LÜGATI-1589

اَلْحِسُّ [el-hiss] (hâ’nın kesri ve şîn’in teşdîdiyle) Gizli âvâz. Ve حِسٌّ [hiss] Nüfesâ olan 'avrete ‘ârız olan veca’dır. Ve حِسٌّ [hiss] Şey’ ma’nâsına da gelir; yukâlu: “اَلْحِقِ اَلْحِسَّ بِالْإِسِّ” Bunun ma’nâsına bir nesneyi bir nesneye ilhâk et demektir, ya’nî bir cânibden bir nesne gelse sen de ona göre işle. Ve حِسٌّ [hiss] Şol soğuğa derler ki nebâtâtı yaka. Ve حِسٌّ [hiss] Bir nesneye şefkat ve rikkat etmeğe de derler; yukâlu: حَسَسْتُ لَهُ أَحِسُّ مِنَ الْبَابِ الثَّانِي أَيْ رَقَقْتُ لَهُ Ve حَسِسْتُ dahi lügattır, Ya’kûb rivâyeti üzere sîn’in kesriyle. Ve حِسٌّ [hiss] Bir nesneye yakîn hâsıl kılmağa da derler; yukâlu: حَسَسْتُ بِالْخَبَرِ أَيْ أَيْقَنْتُ بِهِ Ve gâh olur sîn’i yâ’ya tebdîl ederler; yukâlu: أَحْسَيْتُ بِالْخَبَرِ Ve حِسٌّ [hiss] Ateş üzere et bırakmağa da derler; tekûlu: حَسَسْتُ اللَّحْمَ إِذَا جَعَلْتَهُ عَلَى الْجَمْرِ Ve حِسٌّ [hiss] Ekmeğin yâhûd biryânın pişsin diye yakınına 'asâ ile âteş götürmek ve minhu kavluhum: “قَالَتِ الْخُبْزَةُ لَوْلَا الْحِسُّ مَا بَالَيْبُ بِالدَّسِّ Ya’nî lisân-ı hâl ile ekmek eyitmiş: “Eger âteş yakın olmasa küle gömdüklerinden müte’essir olmazdım.” Ve حِسٌّ [hiss] Nebâtâtı yakan soğuğa dahi derler.

حس (hiss)
kelime https://kelime.com/arama/حس
OS / KAMUSU’L-MUHİT-1814

اَلْحَسُّ [el-hass] (hâ’nın fethi ve sîn’in teşdîdiyle) Mekr ve hîle ma’nâsınadır; tekûlu: أَحْسَسْتُ مِنْهُ حَسًّا أَيْ حِيلَةً Ve katl ma’nâsınadır; yukâlu: حَسَّهُ حَسًّا مِنَ الْبَابِ اْلأَوَّلِ إِذَا قَتَلَهُ Ve istîsâl ma’nâsınadır; yukâlu: حَسَّهُمْ إِذَا اسْتَأْصَلَهُمْ Ve davarı kaşağı ile kaşağılamak ma’nâsınadır; yukâlu: حَسَّ الدَّابَّةَ إِذَا نَفَضَ تُرَابَهَا بِالْمِحَسَّةِ Ve soğuk nebâtâtı yakmak ma’nâsınadır; yukâlu: حَسَّ الْبَرْدُ الْكَلَأَ إِذَا أَحْرَقَهُ Ve حَسٌّ [hass] ve حِسٌّ [hiss] (hâ’nın kesriyle) Bir kimsenin hâline acıyıp rikkat ve şefkat eylemek ma’nâsınadır; tekûlu: حَسَسْتُ لَهُ وَحَسِسْتُ لَهُ حَسًّا وَحِسًّا مِنَ الْبَابِ الثَّانِي وَالرَّابِعِ إِذَا رَقَقْتَ لَهُ Ve bir nesneyi idrâk edip şu’ûr hâsıl eylemek ma’nâsınadır; tekûlu: حَسَسْتُ الشَّيْءَ إِذَا عَلِمْتَهُ وَشَعَرْتَ بِهِ Ve pişirmek için âteş koru üzere et komak ma’nâsınadır; tekûlu: حَسَسْتُ اللَّحْمَ إِذَا جَعَلْتَهُ عَلَى الْجَمْرِ Ve küle gömülen ekmek yâhûd et pişmek için üzerine değnekle âteş devirmek ma’nâsınadır; tekûlu: حَسَسْتُ النَّارَ إِذَا رَدَدْتَهَا بِالْعَصَا عَلَى خُبْزِ الْمَلَّةِ Ve bir nesneye yakîn hâsıl eylemek ma’nâsınadır; tekûlu: حَسِسْتُ بِهِ حَسًّا مِنَ الْبَابِ الرَّابِعِ إِذَا أَيْقَنْتَ Ve gâh olur ki sîn-i sâniye yâ’ya kalb ile حَسَيْتُ derler. Ve tekûlu’l-'Arab: إِئْتِ بِهِ مِنْ حَسِّكَ وَبَسِّكَ أَيْ مِنْ حَيْثُ شِئْتَ Mü’ellif بَسٌّ [bess] mâddesinde مِنْ جَهْدِكَ وَطَاقَتِكَ ‘ibâretiyle tefsîr eylemişti. Şârihin beyânına göre burada حَسٌّ [hass] istiksâ’ ve بَسٌّ [bess] rıfk fi’t-taleb ma’nâsına olmakla gerek çok ve gerek az tecessüs ile ne yaparsan ve nerede bulursan bul hemân alıp getir demek olur.

حس (hıss)
kelime https://kelime.com/arama/حس
OS / REDHOUSE TURKISH AND ENGLISH LEXICON-1890

s. (pl. احساس) A sense, a perception, a faculty.

حس (hiss)
kelime https://kelime.com/arama/حس
OS / GENEL OSMANLICA SÖZLÜĞÜ

(a. i. c. : ahsâs) : duyma kuvveti, duygu.

حس (hass)
kelime https://kelime.com/arama/حس
حس (hiss)
kelime https://kelime.com/arama/حس
OS / REDHOUSE TURKISH AND ENGLISH LEXICON-1890

vn. A perceiving; also, a knowing, divining, becoming aware of.

Osmanlıca Tüm Çekim ve Benzerlerde Arama (-)

Daha fazla sonuç göster
Osmanlıca Tüm Madde Anlamlarında Arama (-)

Daha fazla sonuç göster
MİSAFİR KULLANICI
  • 10 Sözlük İçinde Arama
  • 3 Kelime Günlük Sorgu
  • 2 Hassas Arama Sonucu
  • 2 Benzerlerde Arama Sonucu
  • 2 Anlamlar İçerisinde bulma
  • 2 Metinler İçerisinde bulma
  • 500 Karakter Günlük Çeviri
  • 2 Kelime Günlük Çözümle
  • Kelime Özellikleri Yok
  • Kelime Kökeni Yok
  • Gelişmiş Filtre Yok
  • Reklam Gösterimi
ÜCRETSİZ KAYDOL
  • 25 Sözlük İçinde Arama
  • 5 Kelime Günlük Sorgu
  • 4 Hassas Arama Sonucu
  • 4 Benzerlerde Arama Sonucu
  • 4 Anlamlar İçerisinde bulma
  • 4 Metinler İçerisinde bulma
  • 1000 Karakter Günlük Çeviri
  • 3 Kelime Günlük Çözümle
  • Kelime Özellikleri Var
  • Kelime Kökeni Var
  • Gelişmiş Filtre Var
  • Reklam Gösterimi Yok
ABONE KURUMLAR
  • 50 Sözlük İçinde Arama
  • 250 Kelime Günlük Sorgu
  • Sınırsız Arama
  • Sınırsız Benzerlerde Arama
  • Sınırsız İçerisinde bulma
  • Sınırsız Metinlerde bulma
  • 10000 Karakter Günlük Çeviri
  • 100 Kelime Günlük Çözümle
  • Kelime Özellikleri Var
  • Kelime Kökeni Var
  • Gelişmiş Filtre Var
  • Reklam Gösterimi Yok