iz. ar. Güveyi ve gelinin gerdeğe girmesi: zifâf gecesi.

اَلذَّفُّ [ez-zeff] (zâl’ın fethi ve fâ’nın teşdîdiyle) ve اَلذِّفَافُ [ez-zifâf] (كِتَابٌ [kitâb] vezninde) ve اَلذَّفَفُ [ez-zefef] (fethateynle) Mecrûhu çabuk katl eylemek ma’nâsınadır; yukâlu: ذَفَّ عَلَى الْجَرِيحِ ذَفًّا وَذِفَافًا وَذَفَفًا مِنَ الْبَابِ اْلأَوَّلِ إِذَا أَجْهَزَ Ve bir işte çabuk deprenmek ma’nâsınadır; yukâlu: ذَفَّ فِي الْأَمْرِ إِذَا أَسْرَعَ Ve tâ’ûn ve sâ’ir yara adamı çabuk alıp gitmek ma’nâsınadır; yukâlu: ذَفَّهُ الطَّاعُونُ ذَفًّا مِنَ الْبَابِ الثَّانِي إِذَا أَهْلَكَهُ وَحِيَّا Ve ذَفٌّ [zeff] Koyuna denir, شَاةٌ [şât] ma’nâsına. Ve bir nesne tüleğe gelip kolayını bulmak ma’nâsınadır; tekûlu: خُذْ مَا ذَفَّ لَكَ لُغَةٌّ فِي الدَّالِ

vn. 1. A sending or con ducting a bride to the bridegroom. 2. A conducting any one with a procession. 3. A going at a good pace. 4. A bridegroom’s going in to the nuptial chamber for the first time.

اَلذِّفَافُ [ez-zifâf] (zâl’ın kesriyle) Bi-ma’nâhu. Ebû 'Ubeyd eyitti: dâl’la ve zâl’la lügattır. Ve semm-i kâtile ذِفَافٌ [zifâf] dedikleri bundan me’hûzdur. Ve ذِفَافٌ [zifâf] Mâ-i kalîle dahi derler.