zeyl (ذيل)
kelime https://kelime.com/arama/zeyl
OS / VANKULU LÜGATI-1589 Mehmed Vani. (1729).Zeyl.Vankulu Lügatı. https://kelime.com/kelime/zeyl/633354bd101dea5b8e112022-633360df55643b81ff79e180/os/tumu/van Mehmed Vani."Zeyl." Vankulu Lügatı, 1729, kelime.com, https://kelime.com/kelime/zeyl/633354bd101dea5b8e112022-633360df55643b81ff79e180/os/tumu/van Mehmed Vani."Zeyl." Vankulu Lügatı, İstanbul, 1729. Kelime.com. https://kelime.com/kelime/zeyl/633354bd101dea5b8e112022-633360df55643b81ff79e180/os/tumu/van

اَلذَّيْلُ [ez-zeyl] (zâl’ın fethi ve yâ’nın sükûnuyla) Etek, dâmen ma’nâsına.

Diğer Diller

os: ذيل

Çekim ve Türev
(Osmanlıca) Diğer Madde Başlıklarında (5)
zeyl (ذیل)
kelime https://kelime.com/arama/zeyl
OS / KAMUSU’L-MUHİT-1814

اَلذَّيْلُ [ez-zeyl] (لَيْلٌ [leyl] vezninde) Her şey’in âhir ve encâmına denir; ve minhu yukâlu: جَاءَ فِي ذَيْلِ النَّاسِ أَيْ فِي آخِرِهِمْ ve yukâlu: هُوَ ذَيْلُ الْقَوْمِ أَيْ آخِرُهُمْ Ve ذَيْلُ الْإِزَارِ [zeylu’l-izâr] ve ذَيْلُ الثَّوْبِ [zeylu’s-sevb] eteklerinden 'ibârettir, dâmen ma’nâsına; yukâlu: جَرَّ ذَيْلَهُ وَهُوَ مَا جُرَّ مِنْ ثَوْبِهِ Ve ذَيْلُ الرِّيحِ [zeylu’r-rîh] rüzgârın kumlukta sadmesinden nâşî atıp süpürüntüsü şeklinde zâhir olan eser ve nişâneye ıtlâk olunur, gûyâ ki etekle süpürülüp çekilmiş tarzında bir sûret olur. Ve ذَيْلُ الدَّابَّةِ [zeylu’l-dâbbet] hayvânın kuyruğundan 'ibârettir yâhûd yere doğru sarkan kıllı ucuna ıtlâk olunur; yukâlu: فَرَسٌ طَوِيلُ الذَّيْلِ أَيِ الذَّنَبِ أَوْ مَا أُسْبِلَ مِنْهُ Ve ذَيْلٌ [zeyl] kelimesinin cem’i أَذْيَالٌ [ezyâl] ve ذُيُولٌ [zuyûl] ve أَذْيُلٌ [ezyul] gelir. Ve ذَيْلٌ [zeyl] Masdar olur, sevb etekli olmak ma’nâsına; yukâlu: ذَالَ الثَّوْبُ ذَيْلًا مِنَ الْبَابِ الثَّانِي إِذَا صَارَ لَهُ ذَيْلٌ Ve hayvân kuyruğunu yukarı kaldırmak ma’nâsına müsta’meldir; yukâlu: ذَالَ بِذَنَبِهِ إِذَا شَالَ Ve bir kimse nâz ve fahr ile eteklerini sürüyüp salınarak yürümek ma’nâsınadır; yukâlu: ذَالَ فُلَانٌ إِذَا تَبَخْتَرَ فَجَرَّ ذَيْلَهُ Ve 'avret ve nâka zebûnlayıp hüzâle uğramak ma’nâsınadır; yukâlu: ذَالَتِ الْمَرْأَةُ وَالنَّاقَةُ إِذَا هُزِلَتْ Ve bir nesne hor ve bî-mikdâr olmak ma’nâsınadır; yukâlu: ذَالَ الشَّيْءُ إِذَا هَانَ Ve bir adamın hâli alçaklamak ma’nâsına müsta’meldir; yukâlu: ذَالَتْ حَالُهُ إِذَا تَوَاضَعَتْ Ve bir adama küstâhâne lâübâlî mu’âmele eylemek ma’nâsınadır; yukâlu: ذَالَ إِلَيْهِ إِذَا انْبَسَطَ يَعْنِي تَبَسَّطَ غَيْرَ مُحْتَشَمٍ

Osmanlıca Tüm Çekim ve Benzerlerde Arama (-)

Daha fazla sonuç göster
Osmanlıca Tüm Madde Anlamlarında Arama (-)

Daha fazla sonuç göster
MİSAFİR KULLANICI
  • 10 Sözlük İçinde Arama
  • 3 Kelime Günlük Sorgu
  • 2 Hassas Arama Sonucu
  • 2 Benzerlerde Arama Sonucu
  • 2 Anlamlar İçerisinde bulma
  • 2 Metinler İçerisinde bulma
  • 500 Karakter Günlük Çeviri
  • 2 Kelime Günlük Çözümle
  • Kelime Özellikleri Yok
  • Kelime Kökeni Yok
  • Gelişmiş Filtre Yok
  • Reklam Gösterimi
ÜCRETSİZ KAYDOL
  • 25 Sözlük İçinde Arama
  • 5 Kelime Günlük Sorgu
  • 4 Hassas Arama Sonucu
  • 4 Benzerlerde Arama Sonucu
  • 4 Anlamlar İçerisinde bulma
  • 4 Metinler İçerisinde bulma
  • 1000 Karakter Günlük Çeviri
  • 3 Kelime Günlük Çözümle
  • Kelime Özellikleri Var
  • Kelime Kökeni Var
  • Gelişmiş Filtre Var
  • Reklam Gösterimi Yok
ABONE KURUMLAR
  • 50 Sözlük İçinde Arama
  • 250 Kelime Günlük Sorgu
  • Sınırsız Arama
  • Sınırsız Benzerlerde Arama
  • Sınırsız İçerisinde bulma
  • Sınırsız Metinlerde bulma
  • 10000 Karakter Günlük Çeviri
  • 100 Kelime Günlük Çözümle
  • Kelime Özellikleri Var
  • Kelime Kökeni Var
  • Gelişmiş Filtre Var
  • Reklam Gösterimi Yok