اَلذَّوْبُ [ez-zevb] (zâl’ın fethi ve vâv’ın sükûnuyla) ve اَلذَّوَبَانُ [ez-zevebân] (fetehâtla) Erimek ma’nâsınadır ki donmak mukâbilidir; yukâlu: ذَابَ السَّمْنُ يَذُوبُ ذَوْبًا وَذَوَبَانًا ضِدُّ جَمَدَ Ve güneşin harâreti iştidâd bulmak ma’nâsına istimâl olunur, gûyâ ki şiddet-i harâretten cirm-i şems eriyip seyelân eder; yukâlu: ذَابَتِ الشَّمْسُ إِذَا اشْتَدَّ حَرُّهَا Ve dâ’imâ bal yemek ma’nâsınadır; yukâlu: ذَابَ الرَّجُلُ إِذَا دَامَ عَلَى أَكْلِ الْعَسَلِ Ve bir kimse 'âkil ve reşîd iken hamâkat peydâ eylemek ma’nâsına isti’mâl olunur; yukâlu: ذَابَ الرَّجُلُ إِذَا حَمُقَ بَعْدَ عَقْلٍ Ve bir kimse üzere hukûk sâbit ve lâzım olmak ma’nâsına isti’mâl olunur; yukâlu: ذَابَ لِي عَلَيْهِ حَقٌّ أَيْ وَجَبَ وَثَبَتَ Ve bir nesne hâsıl ve peydâ olmak ma’nâsına isti’mâl olunur, tekûlu: مَا ذَابَ فِي يَدِي مِنْهُ خَيْرٌ أَيْ مَا حَصَلَ Ve ذَوْبٌ [zevb] Bala denir, عَسَلٌ ['asel] ma’nâsına; 'alâ-kavlin gömeçte ve yuvalarda olanına yâhûd eritilip mumdan sâf ve revâk olanına denir.

s. 1. Clarified, fluid honey. 2. Gum flowing in tears from a tree. 3. A liquid; a fluid.

vn. 1. A melting, dissolving; liquefaction. 2. A flowing. 3.Tears’ running down, overflowing. 4. An eye’s being suffused with tears. 5. The flesh’s wasting away.

اَلذَّوْبُ [ez-zevb] (zâl’ın fethi ve vâv’ın sükûnuyla) ve اَلذَّوَبَانُ [ez-zevebân] (fethateynle) Erimek; yukâlu: ذَابَ الشَّيْءُ يَذُوبُ ذَوْبًا وَذَوَبَانًا Ve güneşin harâreti müştedd olmağa dahi derler; yukâlu: ذَابَتِ الشَّمْسُ إِذَا اشْتَدَّ حَرُّهَا Ve bal gömecinde arı evlerinde bâkî kalan bala dahi ذَوْبٌ [zevb] derler.