unnet (عنة)
kelime https://kelime.com/arama/unnet
OS / KAMUSU’L-MUHİT-1814 Firuzabadi (1814).Unnet.Ahmed Asım (çev.),Kamusu’l-Muhit. https://kelime.com/kelime/unnet/63335d5d101dea5b8e1b59ab-000000000000000000000000/os/tumu/kmt Firuzabadi."Unnet." Kamusu’l-Muhit, çev. Ahmed Asım,1814, kelime.com, https://kelime.com/kelime/unnet/63335d5d101dea5b8e1b59ab-000000000000000000000000/os/tumu/kmt Firuzabadi."Unnet." Kamusu’l-Muhit, çev. Ahmed Asım,İstanbul, 1814. Kelime.com. https://kelime.com/kelime/unnet/63335d5d101dea5b8e1b59ab-000000000000000000000000/os/tumu/kmt

اَلْعُنَّةُ [el-'unnet] ('ayn’ın zammıyla) İsmdir. Mü’ellifin sevkine göre عُنِّنَ عَنِ امْرَأَتِهِ وَعُنَّ وَأُعِنَّ بِضَمِّهِنَّ أَيْ حَكَمَ الْقَاضِي عَلَيْهِ بِذَلِكَ أَوْ مُنِعَ عَنِ النِّسَاءِ بِالسِّحْرِ kavlinin ma’nâsından ismdir, lâkin mütebâdiri terdîd-i sânîden olmaktır ki bağlılık ta’bîr olunur. Ve Mugrib’in ve Misbâh’ın beyânlarına göre عَنَانَةٌ ['anânet] ve عِنِينَةٌ ['inînet] gibi mutlak عِنِّينٌ ['innîn]likten ism olup ve lügat-i merzûledir, ercah olan zikr olunanlardır. Ve عُنَّةٌ ['unnet] Ağaçtan ve çalıdan olan ağıla denir, gerek deve ve gerek koyun ağılı olsun; cem’i عُنَنٌ ['unen]dir, صُرَدٌ [surad] vezninde ve عِنَانٌ ['inân] gelir, جِبَالٌ [cibâl] vezninde. Ve âteş üzere tencere oturttukları nesneye denir, saç ayağı gibi وِقْدَانُ الْقِدْرِ ma’nâsına. Şârih der ki وِقْدَانٌ [vikdân] vâv-ı meksûre ile dîkdân-ı Fârisî mu’arrebidir. Ve عُنَّةٌ ['unnet] İpe denir, habl ma’nâsına. Ve Yemen’de bir vilâyet adıdır. Ve bir recül ismidir. Ve عُنَّةٌ ['unnet] Bir adamın önüne arkuru çıkıp gerilen şey’e denir; ve minhu yukâlu: أَعْطَيْتُهُ عَيْنَ عُنَّةٍ أَيْ خَاصَّةً مِنْ بَيْنِ أَصْحَابِهِ Ya’nî “Filâna yârân ve rüfekâsından muhassas olarak nesne verdim.” Gûyâ ki 'atiyye-i mezbûreye şahs-ı merkûm yalnızca mu’teriz olmuştur. Burada عَيْنَ عُنَّةَ lafzı muzâftır ve عُنَّةَ kelimesi gayr-i munsarıftır ve ba’zen munsarıf olur. Pes أَعْطَيْتُهُ إِيَّاهُ كَائِنًا عَيْنَ عُنَّةَ sebkinde hâl olur, kezâlik “Filânı aramaksızın bu sâ’atte nâgehânî gördüm” diyecek yerde رَأَيْتُهُ عَيْنَ عُنَّةَ derler, رَأَيْتُهُ إِعْتِرَاضًا فِي السَّاعَةِ ma’nâsına. Ve “Zâtı ma’lûmum olmayan bir nesneye nâgehânî ta’arruz edip sataştım” diyecek yerde أَعْنَنْتُ بِعُنَّةَ لَا أَدْرِي مَا هِيَ derler, تَعَرَّضْتُ لشَّيْءَ لَا أَعْرِفُهُ ma’nâsına.

Diğer Diller

os: عنة

Çekim ve Türev
(Osmanlıca) Diğer Madde Başlıklarında (3)
unnet (عنة)
kelime https://kelime.com/arama/unnet
OS / KAMUSU’L-MUHİT-1814

اَلْعُنَّةُ [el-'unnet] ('ayn’ın zammıyla) İsmdir. Mü’ellifin sevkine göre عُنِّنَ عَنِ امْرَأَتِهِ وَعُنَّ وَأُعِنَّ بِضَمِّهِنَّ أَيْ حَكَمَ الْقَاضِي عَلَيْهِ بِذَلِكَ أَوْ مُنِعَ عَنِ النِّسَاءِ بِالسِّحْرِ kavlinin ma’nâsından ismdir, lâkin mütebâdiri terdîd-i sânîden olmaktır ki bağlılık ta’bîr olunur. Ve Mugrib’in ve Misbâh’ın beyânlarına göre عَنَانَةٌ ['anânet] ve عِنِينَةٌ ['inînet] gibi mutlak عِنِّينٌ ['innîn]likten ism olup ve lügat-i merzûledir, ercah olan zikr olunanlardır. Ve عُنَّةٌ ['unnet] Ağaçtan ve çalıdan olan ağıla denir, gerek deve ve gerek koyun ağılı olsun; cem’i عُنَنٌ ['unen]dir, صُرَدٌ [surad] vezninde ve عِنَانٌ ['inân] gelir, جِبَالٌ [cibâl] vezninde. Ve âteş üzere tencere oturttukları nesneye denir, saç ayağı gibi وِقْدَانُ الْقِدْرِ ma’nâsına. Şârih der ki وِقْدَانٌ [vikdân] vâv-ı meksûre ile dîkdân-ı Fârisî mu’arrebidir. Ve عُنَّةٌ ['unnet] İpe denir, habl ma’nâsına. Ve Yemen’de bir vilâyet adıdır. Ve bir recül ismidir. Ve عُنَّةٌ ['unnet] Bir adamın önüne arkuru çıkıp gerilen şey’e denir; ve minhu yukâlu: أَعْطَيْتُهُ عَيْنَ عُنَّةٍ أَيْ خَاصَّةً مِنْ بَيْنِ أَصْحَابِهِ Ya’nî “Filâna yârân ve rüfekâsından muhassas olarak nesne verdim.” Gûyâ ki 'atiyye-i mezbûreye şahs-ı merkûm yalnızca mu’teriz olmuştur. Burada عَيْنَ عُنَّةَ lafzı muzâftır ve عُنَّةَ kelimesi gayr-i munsarıftır ve ba’zen munsarıf olur. Pes أَعْطَيْتُهُ إِيَّاهُ كَائِنًا عَيْنَ عُنَّةَ sebkinde hâl olur, kezâlik “Filânı aramaksızın bu sâ’atte nâgehânî gördüm” diyecek yerde رَأَيْتُهُ عَيْنَ عُنَّةَ derler, رَأَيْتُهُ إِعْتِرَاضًا فِي السَّاعَةِ ma’nâsına. Ve “Zâtı ma’lûmum olmayan bir nesneye nâgehânî ta’arruz edip sataştım” diyecek yerde أَعْنَنْتُ بِعُنَّةَ لَا أَدْرِي مَا هِيَ derler, تَعَرَّضْتُ لشَّيْءَ لَا أَعْرِفُهُ ma’nâsına.

unnet (عنت)
kelime https://kelime.com/arama/unnet
OS / REDHOUSE TURKISH AND ENGLISH LEXICON-1890

s. Sexual impotence.

Osmanlıca Tüm Çekim ve Benzerlerde Arama (-)

Daha fazla sonuç göster
Osmanlıca Tüm Madde Anlamlarında Arama (-)

Daha fazla sonuç göster
MİSAFİR KULLANICI
  • 10 Sözlük İçinde Arama
  • 3 Kelime Günlük Sorgu
  • 2 Hassas Arama Sonucu
  • 2 Benzerlerde Arama Sonucu
  • 2 Anlamlar İçerisinde bulma
  • 2 Metinler İçerisinde bulma
  • 500 Karakter Günlük Çeviri
  • 2 Kelime Günlük Çözümle
  • Kelime Özellikleri Yok
  • Kelime Kökeni Yok
  • Gelişmiş Filtre Yok
  • Reklam Gösterimi
ÜCRETSİZ KAYDOL
  • 25 Sözlük İçinde Arama
  • 5 Kelime Günlük Sorgu
  • 4 Hassas Arama Sonucu
  • 4 Benzerlerde Arama Sonucu
  • 4 Anlamlar İçerisinde bulma
  • 4 Metinler İçerisinde bulma
  • 1000 Karakter Günlük Çeviri
  • 3 Kelime Günlük Çözümle
  • Kelime Özellikleri Var
  • Kelime Kökeni Var
  • Gelişmiş Filtre Var
  • Reklam Gösterimi Yok
ABONE KURUMLAR
  • 50 Sözlük İçinde Arama
  • 250 Kelime Günlük Sorgu
  • Sınırsız Arama
  • Sınırsız Benzerlerde Arama
  • Sınırsız İçerisinde bulma
  • Sınırsız Metinlerde bulma
  • 10000 Karakter Günlük Çeviri
  • 100 Kelime Günlük Çözümle
  • Kelime Özellikleri Var
  • Kelime Kökeni Var
  • Gelişmiş Filtre Var
  • Reklam Gösterimi Yok