(f. i.) : korku, (bkz. : bîm, havf, hirâs).

sıf. 1. Yüzü arka ve arkası yüz olacak sûrette dönmüş, ma’kûs: ters kürk, ters pantolon. 2. Aşağısı yukarı yukarısı aşağı dönmüş, alt üst: fotoğraf aynasında eşyanın ters sûreti görünür. 3. Doğru olmayan, doğru gitmeyen, ma’kûs: ters yol, ters yazı. 4. Zıdd, muhâlif, mübâyin: ters iş. 5. Şeâmetli, nâ-sâz, meş’ûm: ticârete başladı, fakat işi ters gitti. 6. Bed-hûy, muannid, kimseye uymaz: ters bir adamdır; ters tabiati vardır. 7. Sert, tünd, nâ-muvâfık, redd ile: ters cevap, ters söz.

sıf. 1. Yüzü arka ve arkası yüz olacak sûrette dönmüş, ma’kûs: ters kürk, ters pantolon. 2. Aşağısı yukarı yukarısı aşağı dönmüş, alt üst: fotoğraf aynasında eşyanın ters sûreti görünür. 3. Doğru olmayan, doğru gitmeyen, ma’kûs: ters yol, ters yazı. 4. Zıdd, muhâlif, mübâyin: ters iş. 5. Şeâmetli, nâ-sâz, meş’ûm: ticârete başladı, fakat işi ters gitti. 6. Bed-hûy, muannid, kimseye uymaz: ters bir adamdır; ters tabiati vardır. 7. Sert, tünd, nâ-muvâfık, redd ile: ters cevap, ters söz.

sıf. 1. Yüzü arka ve arkası yüz olacak sûrette dönmüş, ma’kûs: ters kürk, ters pantolon. 2. Aşağısı yukarı yukarısı aşağı dönmüş, alt üst: fotoğraf aynasında eşyanın ters sûreti görünür. 3. Doğru olmayan, doğru gitmeyen, ma’kûs: ters yol, ters yazı. 4. Zıdd, muhâlif, mübâyin: ters iş. 5. Şeâmetli, nâ-sâz, meş’ûm: ticârete başladı, fakat işi ters gitti. 6. Bed-hûy, muannid, kimseye uymaz: ters bir adamdır; ters tabiati vardır. 7. Sert, tünd, nâ-muvâfık, redd ile: ters cevap, ters söz.

s. 1. The back or wrong side, the reverse. 2. The wrong or the reverse direction. 3. Dung, excrement.

a. 1. Reverse, wrong, opposite. 2. Upside down; inverted, introverted. 3. Peevish; obstinate, wrong-headed. 4. Perplexing, troublesome, unfortunate, ill-timed.

s. Fear, terror.

a. In fear; afraid, frightened.