i. [yu.Τηλέγραφος] 1. Tefrîd olunmuş bir telin elektriklendirilmesiyle birtakım işâret-i mahsûsa veya hurûf-ı mukattaa tahrîk ve tab‘ edilerek bu‘d ve mesâfenin asla te’sîri olmaksızın, ân-ı vâhidde bir haberin bir memleketten bir memlekete nakline âlet olan ihtirâ‘-ı maruf ki bedâyi‘-i ahîrenin en mühimlerindendir, dûr-nüvîs, târ-ı berkî: şimdi kürre-i arzın her tarafında telgraf vardır; telgraf hattı, telgraf teli, telgraf direkleri, telgraf memuru, müdürü; Telgraf Posta Nezâreti; Hicâz’a telgraf hattı temdîd olunuyor. 2. Telgrafla naklolunan haber ve bunun yazıldığı kâğıt, telgrafnâme: bir telgraf çekti, keşîde etti; telgraf geldi. [Fransızcası “tele-gram” bu lisânımızda me’nûs olmadığından, bu ikinci manada onun isti‘mâli malumat-fürûşâne bir mukallitliktir. ─ “telgraf”daki “tel” lisân-ı Yunânîde uzak ve bâ‘id demek olup, Türkçe “tel” ile münâsebeti olmadığından, telgraf ve telgraf-nâme yerine “tel” isti‘mâli abestir.]