اَلطَّرْقُ [et-tark] (حَرْقٌ [hark] vezninde) Vurmak, 'alâ-kavlin مِطْرَقَةٌ [mitrakat] ile vurmak ma’nâsınadır; yukâlu: طَرَقَهُ طَرْقًا مِنَ الْبَابِ الثَّانِي إِذَا ضَرَبَهُ أَوْ بِالْمِطْرَقَةِ Ve çehreye şamar vurmak ma’nâsınadır; yukâlu: طَرَقَهُ إِذَا صَكَّهُ Ve طَرْقٌ [tark] Şol irkilmiş suya ıtlâk olunur ki develer içine girip bevl ve telvîsle murdâr etmiş ola, مَطْرُوقٌ [matrûk] dahi denir, ke-mâ se-yuzkeru. Ve hurde taşlar ile fâl açmak ma’nâsınadır, nohut fâlı gibi; yukâlu: طَرَقَ الْكَاهِنُ إِذَا ضَرَبَ بِالْحَصَى Ve yünü yolup ditmek, 'alâ-kavlin yumuşatmak için çubukla çarpmak ma’nâsınadır; yukâlu: طَرَقَ الصُّوفَ إِذَا نَتَفَهُ أَوْ ضَرَبَهُ بِالْقَضِيبِ Ve aygır deveye denir ki dâ’imâ onu nâkaya çekerler, buğur ta’bîr olunur. Ve bu tesmiye bi’l-masdardır; yukâlu: لَهُ طَرْقٌ كَثِيرٌ أَيْ فَحْلٌ ضَارِبٌ Ve طَرْقٌ [tark] ve طُرُوقٌ [turûk] (قُعُودٌ [ku’ûd] vezninde) Erkek dişiye aşmak ma’nâsınadır; yukâlu: طَرَقَ الْفَحْلُ النَّاقَةَ طَرْقًا وَطُرُوقًا إِذَا ضَرَبَهَا Ve bir yere gece vaktinde gelmek ma’nâsınadır; tekûlu: طَرَقَنَا فُلاَنٌ طَرْقًا وَطُرُوقًا أَيْ أَتَانَا بِاللَّيْلِ Ve sâz ve tarab ve nagamâttan her savt ve âgâzeye ve nagmeye 'alâ-hidetin طَرْقٌ [tark] ıtlâk olunur; yukâlu: تَضْرِبُ هَذِهِ الْجَارِيَةُ كَذَا طَرْقًا وَهُوَ كُلُّ صَوْتٍ أَوْ نَغْمَةٍ مِنَ الْعُودِ وَنَحْوِهِ Ve طَرْقٌ [tark] Erkek menîsine denir, مَاءُ الْفَحْلِ [mâ’u’l-fahl] ma’nâsına. Ve ‘akl ve idrâk za’îf olmak ma’nâsınadır; yukâlu: طُرِقَ الرَّجُلُ طَرْقًا عَلَى بِنَاءِ الْمَفْعُولِ إِذَا ضَعُفَ عَقْلُهُ Ve bir gûne kehânet ma’nâsınadır ki pamuğu yüne karıştırmak vechiyle ederler, ya’nî o cihetle fâl açmak ma’nâsınadır; yukâlu: تَطْرِقُ الْعَجُوزُ طَرْقًا أَيْ تَخْلِطُ الْقُطْنَ بِالصُّوفِ إِذَا تَكَهَّنَ Ve طَرْقٌ [tark] tayyi’ lügatinde hurmâ ağacına denir. Ve طَرْقٌ [tark] ve طَرْقَةٌ [tarkat] Bir kerre ma’nâsına isti’mâl olunur; yukâlu: إِخْتَضَبَتِ الْمَرْأَةُ طَرْقًا أَوْ طَرْقَيْنِ وَطَرْقَةً أَوْ طَرْقَتَيْنِ أَيْ مَرَّةً أَوْ مَرَّتَيْنِ وَتَقُولُ أَتَيْتُهُ طَرْقَيْنِ وَطَرْقَتَيْنِ Bu ma’nâda tâ’nın zammıyla da câ’izdir. Ve طَرْقٌ [tark] Tuzağa ve kapana, 'alâ-kavlin tuzak tarzında nesneye denir ki onunla vahş sayd olunur; tâ’nın kesriyle de lügattır. Ve طَرْقٌ [tark] Isfahân kazâsında bir karye adıdır. Ve طَرْقٌ [tark] Bulanık su içmek ma’nâsınadır; yukâlu: طَرِقَ الرَّجُلُ طَرْقًا مِنَ الْبَابِ الرَّابِعِ إِذَا شَرِبَ الْمَاءَ الْكَدِرَ
"tark" kelimesini bütün sözlüklerde listele
"tark" kelimesi için başka anlamlar ekle
"tark" kelimesinin anlamını başka dillere çevirin
os: طرق
vn. & s. 1. A knocking (usually with a sound) a knock. 2. A happening suddenly. 3. A coming on happening by night. 4. A star’s rising or shining. 5. A divining by throwing pebbles.
- 10 Sözlük İçinde Arama
- 3 Kelime Günlük Sorgu
- 2 Hassas Arama Sonucu
- 2 Benzerlerde Arama Sonucu
- 2 Anlamlar İçerisinde bulma
- 2 Metinler İçerisinde bulma
- 500 Karakter Günlük Çeviri
- 2 Kelime Günlük Çözümle
- Kelime Özellikleri Yok
- Kelime Kökeni Yok
- Gelişmiş Filtre Yok
- Reklam Gösterimi
- 25 Sözlük İçinde Arama
- 5 Kelime Günlük Sorgu
- 4 Hassas Arama Sonucu
- 4 Benzerlerde Arama Sonucu
- 4 Anlamlar İçerisinde bulma
- 4 Metinler İçerisinde bulma
- 1000 Karakter Günlük Çeviri
- 3 Kelime Günlük Çözümle
- Kelime Özellikleri Var
- Kelime Kökeni Var
- Gelişmiş Filtre Var
- Reklam Gösterimi Yok
- 50 Sözlük İçinde Arama
- 250 Kelime Günlük Sorgu
- Sınırsız Arama
- Sınırsız Benzerlerde Arama
- Sınırsız İçerisinde bulma
- Sınırsız Metinlerde bulma
- 10000 Karakter Günlük Çeviri
- 100 Kelime Günlük Çözümle
- Kelime Özellikleri Var
- Kelime Kökeni Var
- Gelişmiş Filtre Var
- Reklam Gösterimi Yok