râh (راح)
kelime https://kelime.com/arama/râh

اَلرَّاحُ [er-râh] ve اَلرَّيَاحُ [er-reyâh] (râ’nın fethiyle ikisinde dahi) Şarâb, hamr ma’nâsına. Ve رَاحٌ [râh] رَاحَةٌ [râhat]ın cem’i dahi gelir. Ve aya ma’nâsına. Ve رَاحٌ [râh] Şâd olmağa dahi derler. إِرْتِيَاحٌ [irtiyâh] gibi. Ve yel katı esmek ma’nâsına da gelir; yukâlu: يَوْمٌ رَاحٌ أَيْ شَدِيدُ الرِّيحِ Ve اَلرَّوْحُ [er-revh] ve اَلرَّاحَةُ [er-râhat] (râ’nın fethiyle ve vâv’ın sükûnuyla) Dinlenmek, istirâhat ma’nâsına. Ve رَوْحٌ [revh] Nesîm ma’nâsına da gelir. Ve gökçek ma’nâsına da gelir; yukâlu: نَوْمٌ رَوْحٌ أَيْ طَيِّبٌ Ve رَوْحٌ [revh] Rahmet ma’nâsına da gelir. Ve yel pek esmek ma’nâsına da isti’mâl olunur; yukâlu: رَاحَ الْيَوْمُ يَرَاحُ إِذَا اشْتَدَّتْ رِيحُهُ Ve havuza yel dokunmak ma’nâsına da gelir; yukâlu: رِيحَ الْغَدِيرُ عَلَى مَا لَمْ يُسَمَّ فَاعِلُهُ إِذَا ضَرَبَتْهُ الرِّيحُ Ve رَوْحٌ [revh] Ağacın yaprağı zâhir olmağa dahi derler; yukâlu: رَاحَ الشَّجَرُ يَرَاحُ مِنَ الْبَابِ الرَّابِعِ Nitekim رَاحَةٌ [râhat] ihsân hîninde şâd olup hiffet bulmağa derler; yukâlu: رَاحَ فُلَانٌ لِلْمَعْرُوفِ يَرَاحُ رَاحَةً إِذَا أَخَذَتْهُ لَهُ خِفَّةٌ Ve bir nesneyi işlemekte el süvâr olmağa dahi derler; yukâlu: رَاحَتْ يَدُهُ بِكَذَا أَيْ خَفَّتْ لَهُ Ve رَاحَةٌ [râhat] At aygırlanmağa dahi derler; yukâlu: رَاحَ الْفَرَسُ يَرَاحُ رَاحَةً إِذَا تَحَصَّنَ أَيْ صَارَ فَحْلًا Ve bir nesnenin kokusın almağa dahi derler; yukâlu: رَاحَ الشَّيْءَ يَرَاحُهُ وَيَرِيحُهُ إِذَا وَجَدَ رِيحَهُ Ve minhu’l-hadîsu: “مَنْ قَتَلَ نَفْسًا مُعَاهَدَةً لَمْ يَرَحْ رَائِحَةَ الْجَنَّةِ” جَعَلَهُ أَبُو عُبَيْدٍ مِنْ رِحْتُ الشَّيْءَ أَرَاحُهُ وَكَانَ أَبُو عَمْرٍو يَقُولُ لَمْ يَرِحْ بِكَسْرِ الرَّاءِ يَجْعَلُهُ مِنْ رَاحَ الشَّيْءَ يَرِيحُهُ وَالْكِسَائِيُّ يَقُولُ لَمْ يُرَحْ يَجْعَلُهُ مِنْ أَرَحْتُ الشَّيْءَ فَأَنَا أُرِيحُهُ وَالْمَعْنَى وَاحِدٌ وَقَالَ الْأَصْمَعِيُّ لَا أَدْرِي هُوَ مِنْ رِحْتُ أَوْ مِنْ أَرَحْتُ Ve deve yatağına dönmeğe dahi derler; yukâlu: رَاحَتِ الْإِبِلُ إِلَى الْمُرَاحِ Ve مُرَاحٌ [murâh] mîm’in zammıyla deve yatağıdır.

Diğer Diller

os: راح

Çekim ve Türev
(Osmanlıca) Diğer Madde Başlıklarında (10)
râh (راح)
kelime https://kelime.com/arama/râh
OS / VANKULU LÜGATI-1589

اَلرَّاحُ [er-râh] ve اَلرَّيَاحُ [er-reyâh] (râ’nın fethiyle ikisinde dahi) Şarâb, hamr ma’nâsına. Ve رَاحٌ [râh] رَاحَةٌ [râhat]ın cem’i dahi gelir. Ve aya ma’nâsına. Ve رَاحٌ [râh] Şâd olmağa dahi derler. إِرْتِيَاحٌ [irtiyâh] gibi. Ve yel katı esmek ma’nâsına da gelir; yukâlu: يَوْمٌ رَاحٌ أَيْ شَدِيدُ الرِّيحِ Ve اَلرَّوْحُ [er-revh] ve اَلرَّاحَةُ [er-râhat] (râ’nın fethiyle ve vâv’ın sükûnuyla) Dinlenmek, istirâhat ma’nâsına. Ve رَوْحٌ [revh] Nesîm ma’nâsına da gelir. Ve gökçek ma’nâsına da gelir; yukâlu: نَوْمٌ رَوْحٌ أَيْ طَيِّبٌ Ve رَوْحٌ [revh] Rahmet ma’nâsına da gelir. Ve yel pek esmek ma’nâsına da isti’mâl olunur; yukâlu: رَاحَ الْيَوْمُ يَرَاحُ إِذَا اشْتَدَّتْ رِيحُهُ Ve havuza yel dokunmak ma’nâsına da gelir; yukâlu: رِيحَ الْغَدِيرُ عَلَى مَا لَمْ يُسَمَّ فَاعِلُهُ إِذَا ضَرَبَتْهُ الرِّيحُ Ve رَوْحٌ [revh] Ağacın yaprağı zâhir olmağa dahi derler; yukâlu: رَاحَ الشَّجَرُ يَرَاحُ مِنَ الْبَابِ الرَّابِعِ Nitekim رَاحَةٌ [râhat] ihsân hîninde şâd olup hiffet bulmağa derler; yukâlu: رَاحَ فُلَانٌ لِلْمَعْرُوفِ يَرَاحُ رَاحَةً إِذَا أَخَذَتْهُ لَهُ خِفَّةٌ Ve bir nesneyi işlemekte el süvâr olmağa dahi derler; yukâlu: رَاحَتْ يَدُهُ بِكَذَا أَيْ خَفَّتْ لَهُ Ve رَاحَةٌ [râhat] At aygırlanmağa dahi derler; yukâlu: رَاحَ الْفَرَسُ يَرَاحُ رَاحَةً إِذَا تَحَصَّنَ أَيْ صَارَ فَحْلًا Ve bir nesnenin kokusın almağa dahi derler; yukâlu: رَاحَ الشَّيْءَ يَرَاحُهُ وَيَرِيحُهُ إِذَا وَجَدَ رِيحَهُ Ve minhu’l-hadîsu: “مَنْ قَتَلَ نَفْسًا مُعَاهَدَةً لَمْ يَرَحْ رَائِحَةَ الْجَنَّةِ” جَعَلَهُ أَبُو عُبَيْدٍ مِنْ رِحْتُ الشَّيْءَ أَرَاحُهُ وَكَانَ أَبُو عَمْرٍو يَقُولُ لَمْ يَرِحْ بِكَسْرِ الرَّاءِ يَجْعَلُهُ مِنْ رَاحَ الشَّيْءَ يَرِيحُهُ وَالْكِسَائِيُّ يَقُولُ لَمْ يُرَحْ يَجْعَلُهُ مِنْ أَرَحْتُ الشَّيْءَ فَأَنَا أُرِيحُهُ وَالْمَعْنَى وَاحِدٌ وَقَالَ الْأَصْمَعِيُّ لَا أَدْرِي هُوَ مِنْ رِحْتُ أَوْ مِنْ أَرَحْتُ Ve deve yatağına dönmeğe dahi derler; yukâlu: رَاحَتِ الْإِبِلُ إِلَى الْمُرَاحِ Ve مُرَاحٌ [murâh] mîm’in zammıyla deve yatağıdır.

râh (راح)
kelime https://kelime.com/arama/râh
OS / REDHOUSE TURKISH AND ENGLISH LEXICON-1890

s. pl. of راحە, q. v.

râh (راخ)
kelime https://kelime.com/arama/râh
OS / GENEL OSMANLICA SÖZLÜĞÜ

(f. i.) : 1) kaygı, keder. 2) zan, sanma.

râh (راح)
kelime https://kelime.com/arama/râh
râh (راح)
kelime https://kelime.com/arama/râh
OS / REDHOUSE TURKISH AND ENGLISH LEXICON-1890

s. Wine. راح بقا As راه بقا, q. v.

Osmanlıca Tüm Çekim ve Benzerlerde Arama (-)

Daha fazla sonuç göster
Osmanlıca Tüm Madde Anlamlarında Arama (-)

Daha fazla sonuç göster
MİSAFİR KULLANICI
  • 10 Sözlük İçinde Arama
  • 3 Kelime Günlük Sorgu
  • 2 Hassas Arama Sonucu
  • 2 Benzerlerde Arama Sonucu
  • 2 Anlamlar İçerisinde bulma
  • 2 Metinler İçerisinde bulma
  • 500 Karakter Günlük Çeviri
  • 2 Kelime Günlük Çözümle
  • Kelime Özellikleri Yok
  • Kelime Kökeni Yok
  • Gelişmiş Filtre Yok
  • Reklam Gösterimi
ÜCRETSİZ KAYDOL
  • 25 Sözlük İçinde Arama
  • 5 Kelime Günlük Sorgu
  • 4 Hassas Arama Sonucu
  • 4 Benzerlerde Arama Sonucu
  • 4 Anlamlar İçerisinde bulma
  • 4 Metinler İçerisinde bulma
  • 1000 Karakter Günlük Çeviri
  • 3 Kelime Günlük Çözümle
  • Kelime Özellikleri Var
  • Kelime Kökeni Var
  • Gelişmiş Filtre Var
  • Reklam Gösterimi Yok
ABONE KURUMLAR
  • 50 Sözlük İçinde Arama
  • 250 Kelime Günlük Sorgu
  • Sınırsız Arama
  • Sınırsız Benzerlerde Arama
  • Sınırsız İçerisinde bulma
  • Sınırsız Metinlerde bulma
  • 10000 Karakter Günlük Çeviri
  • 100 Kelime Günlük Çözümle
  • Kelime Özellikleri Var
  • Kelime Kökeni Var
  • Gelişmiş Filtre Var
  • Reklam Gösterimi Yok