(a. i. c. : enhür, nühûr) : gündüz, (bkz. : rûz). Leyi ü nehâr : gece - gündüz. Mu’dil-ün-nehâr : eoğr. ekvator. Nısf-ün-nehâr : coğr. , asir. meridiyen.

iz. ar. Gündüz: نهار و ليل leyl ü nehâr = gece gündüz. نهار نصف nısf-ı nehâr = gündüzün ortası, vakt-i zuhr.

Şârih der ki Muttarizî Mugrib’de dedi ki نَهَارٌ [nehâr] mecrâ-yı vâsi’ ma’nâsına olan نَهْرٌ [nehr]den me’hûzdur, zîrâ نَهَارٌ [nehâr] o dav’-i vâsi’in ismidir ki tulû’-ı şemsten gurûba dek mümtedd olur. Ve sâhib-i Misbâh dedi ki نَهَارٌ [nehâr] يَوْمٌ [yevm] mürâdifidir ki tulû’-ı fecrden mu’teberdir. Mü’ellifin kavl-i râcihi dahi budur. Ve ‘örf-i nâsta tulû’-ı şemsten mu’teberdir. Ve نَهَارٌ [nehâr] Bağırtlak kuşunun yavrusuna denir, 'alâ-kavlin baykuşun erkeğine yâhûd çağırgan toy dedikleri kuşun yavrusuna yâhûd toy kuşunun erkeğine denir. Cem’i أَنْهِرَةٌ [enhiret] gelir, أَجْوِبَةٌ [ecvibet] vezninde ve نُهُرٌ [nuhur] gelir zammeteynle. Ve dişisine لَيْلٌ [leyl] ıtlâk olunur. Ve نَهَارٌ [Nehâr] Esâmîdendir: Nehâr b. Tevsi’a, Bekr b. Vâ’il kabîlesinden bir şâ’irdir.

s. Daytime; a day.

اَلنَّهَارُ [en-nehâr] Gündüz ki gecenin mukâbilidir. Bu cem’ olunmaz, nitekim عَذَابٌ [‘azâb] ve سَرَابٌ [serâb] cem’ olunmaz. Ve eger cem’ etmeli olsan cem’-i kılletinde أَنْهُرٌ [enhur] dersin ve kesretinde نُهُرٌ [nuhur] dersin zammeteynle. Ve نَهَارٌ [nehâr] Toy kuşunun erkeğine de derler,Kitâb-ı Fark’ta Asma’î böyle zikr etti.