(a. i.) : 1) silme, sığama. 2) bir şeyi el ile sığama. 3) abdest alırken ıslak eli, başın dört bölüğünden bir bölüğüne sürme.

(a. s.) : şeklini değiştirerek çirkin bir hâle getirme.

iz. ar. 1. El sürme, el ile sığama, el ile yağ vesâire sürme. 2. f. Abdest sırasında ıslak ile başın bir bölüğüne sürmek fiili: başın bir bölüğünü mesh etmek.

iz. ar. Şeklini değiştirip, çirkin ve bed bir şekil ve kalıba sokma: Cenâb-ı Hakk onları maymun sûretine mesh etti.

vn. & s. 1. A wiping a thing with the palms of the hands; especially, as part of an ablution. 2. An anointing.

vn. & s. 1. A changing a man into a beast; metamorphosis. 2. A plagiarizing; plagiarism.

اَلْمَسْحُ [el-mesh] (mîm’in fethi ve sîn’in sükûnuyla) Bir nesneye eli sürmeğe derler; yukâlu: مَسَحَ بِرَأْسِهِ Ve مَسْحٌ [mesh] Cimâ’ etmek ma’nâsına; yukâlu: مَسَحَ الْمَرْأَةَ جَامَعَهَا Ve kesmek ma’nâsına da gelir; yukâlu: مَسَحَهُ بِالسَّيْفِ إِذَا قَطَعَهُ Ve seyr etmek ma’nâsına da gelir; yukâlu: مَسَحَتِ الْإِبِلُ يَوْمَهَا أَيْ سَارَتْ

اَلْمَسْخُ [el-mesh] (mîm’in fethi ve sîn’in sükûnuyla) Bir sûreti ondan kabîh sûrete döndürmeğe derler; yukâlu: مَسَخَهُ اللهُ قِرْدًا Ya’nî “Hak ta’âlâ onun sûretini maymun sûretine döndürsün.”