(a. i.) : 1) g. s. Fildişi oyma ve kakmalarda sapından yukarısı alınmış karanfile benziyen sitilze bir motif. 2) g. s. çini, tezhip üzerine boya ile ve mezar taşı, yahut çeşme gibi eserlere kabartma suretiyle yapılan bir motif.

i. 1. Hindistan’dan gelen baharâttan maruf kuyruklu bir habbe: döğülmüş karanfil. 2. Kokusu bu bahara benzer maruf güzel bir çiçek ki elvân ve envâı vardır: karanfil çiçeği. || bh. Gemilerde güverteye oturtulan büyük sandalları ve ağır eşyayı içeri almak için pruva ile grandi direkleri arasına gerilen kalın halatlara muallak palanga tertîbâtı.

i. 1. Hindistan’dan gelen baharâttan maruf kuyruklu bir habbe: döğülmüş karanfil. 2. Kokusu bu bahara benzer maruf güzel bir çiçek ki elvân ve envâı vardır: karanfil çiçeği. || bh. Gemilerde güverteye oturtulan büyük sandalları ve ağır eşyayı içeri almak için pruva ile grandi direkleri arasına gerilen kalın halatlara muallak palanga tertîbâtı.

s. 1. The clove, dried flower-buds of caryophillus aromaticus. 2. The clove-pink, carnation, dianthus caryophyllus. 3. A kind of clove-scented balm, melissa.