اَلْهَيْفُ [el-heyf] (سَيْفٌ [seyf] vezninde) Pek susamak ma’nâsınadır; yukâlu: هَافَ الرَّجُلُ يَهِيفُ هَيْفًا إِذَا عَطِشَ شَدِيدًا Ve هَيْفٌ [heyf] Şol ıssı yele denir ki usûl-i erba’adan hâric نَكْبَاءُ [nekbâ’] olup Yemen tarafından cenûb ile debûr miyânından hübûb eder, nebâtı kurutur ve hayvânları be-gâyet susatıp ve suları bi’l-cümle neşf eder; kıble lodosu olacaktır ki arz-ı 'Arabda hükmü öylecedir, bâdiyede ona semûm ve sâm yeli ta’bîr ederler, eşeddi fi’l-hâl kattâldir; ve minhu’l-meselu: “ذَهَبَتْ هَيْفٌ لِأَدْيَانِهَا” أَيْ لِعَادَاتِهَا لِأَنَّهَا تُجَفِّفُ كُلَّ شَيْءٍ Bu mesel nâstan herkes kendi emr ve hevâsına ikbâl ve teferrük eylediği mevki’de îrâd olunur; 'inde’l-ba’z 'âdet-i kadîmesine mülâzemet edip aslâ müfârakat eylemeyen kimse hakkında darb olunur. Burada هَيْفٌ [heyf] ism-i cinstir, “lâm”-ı لِأَدْيَانِهَا [li-edyânihâ] إِلَى ma’nâsınadır, ذَهَبَتْ [zehebet] رَجَعَتْ [rece’at] ma’nâsınadır. Ve هَيْفٌ [Heyf] Yemen’de bir vâdî ismidir. Ve هَيْفٌ [heyf] İnce belli olmak ma’nâsınadır; هَيَفٌ [heyef] gibi ki fethateynledir; yukâlu: هَيِفَ الْغُلاَمُ يَهْيَفُ كَفَرِحَ يَفْرَحُ وَهَافَ يَهَافُ كَخَافَ يَخَافُ هَيْفًا وَهَيَفًا إِذَا ضَمَرَ بَطْنُهُ وَرَقَّتْ خَاصِرَتُهُ Ve هَيْفٌ [heyf] (حَيْفٌ [hayf] vezninde) Kul kaçmak ma’nâsınadır; yukâlu: هَافَ الْعَبْدُ يَهَافُ هَيْفًا إِذَا أَبَقَ

s. The hot south-west wind, the simoom of Arabia.

vn. & s. 1. A being parched with thirst; burning thirst. 2. A being slender-waisted. 3. A slave’s absconding.

اَلْهَيْفُ [el-heyf] (hâ’nın fethi ve yâ’nın sükûnuyla) Kezâlik şol yeldir ki ıssı ola, rîh-i hârre ma’nâsına. Ve o Yemen cânibinden gelir نَكْبَاءُ [nekbâ’] dedikleri yeldir ki cenûbla debûr beyninde cârî olup Süheyl yıldızının mecrâsı altından gelir. Ve fi’l-meseli: “ذَهَبَتْ هَيْفٌ لِأَدْيَانِهَا” أَيْ لِعَادَاتِهَا لِأَنَّهَا تُجَفِّفُ كُلَّ شَيْءٍ وَتَيَبُّسُهُ Ya’nî her nesnenin suyın çekip kurutur.