fûf (فوف)
kelime https://kelime.com/arama/fûf
OS / REDHOUSE TURKISH AND ENGLISH LEXICON-1890 Redhouse, J. W. (1890).Fûf.Redhouse Turkish And English Lexicon. https://kelime.com/kelime/f%C3%BBf/63335d03101dea5b8e197d92-63335eb3bafb252dfda88c95/os/tumu/red Redhouse, J. M."Fûf." Redhouse Turkish And English Lexicon, 1890, kelime.com, https://kelime.com/kelime/f%C3%BBf/63335d03101dea5b8e197d92-63335eb3bafb252dfda88c95/os/tumu/red Redhouse, J. W."Fûf." Redhouse Turkish And English Lexicon, İstanbul, 1890. Kelime.com. https://kelime.com/kelime/f%C3%BBf/63335d03101dea5b8e197d92-63335eb3bafb252dfda88c95/os/tumu/red

s. 1. The thin membrane between the date-stone and the pulp. 2. Any skin or integument. 3. A bladder.

Diğer Diller

os: فوف

Çekim ve Türev
(Osmanlıca) Diğer Madde Başlıklarında (2)
fûf (فوف)
kelime https://kelime.com/arama/fûf
OS / KAMUSU’L-MUHİT-1814

اَلْفَوْفُ [el-fevf] (fâ’nın fethi ve zammıyla) Sığır kısmının mesânesine ya’nî sidik yoluna denir ki kavuk ta’bîr olunur. Ve فَوْفٌ [fevf] (fâ’nın fethiyle) Masdar olur, bi’l-işâre redd eylemek ma’nâsına; meselâ birisi birinden bir nesne istedikte baş parmağının tırnağının ucunu sebbâbe parmağının tırnağı ucuna geçirdikten sonra zoraki salıvermek gibi ki o nesne yoktur yâhûd vermem demeği hikâye ve işârettir, niteki زَنْجَرَةٌ [zenceret] baş parmağın iç tarafından tırnağı ucunu ön dişe kıstırdıktan sonra 'unfle salıvermekten 'ibârettir, bu dahi yok demeyi hikaye ve işârettir; tekûlu: سَأَلْتُهُ فَمَا فَافَ عَنِّي بِخَيْرٍ وَلاَ زَنْجَرَ وَهُوَ يَفُوفُ بِهِ فَوْفًا وَهُوَ أَنْ تَسْأَلَهُ شَيْئًا فَيَقُولَ بِظُفُرِ إِبْهَامِهِ عَلَى ظُفُرِ سَبَّابَتِهِ وَلاَ هَذَا Ve فُوفٌ [fûf] (fâ’nın zammıyla) Genç delikanlıların tırnakları üzere hâdis olan ak beneklere denir; ‘alâ-kavlin fâ’nın zammıyla fethinden ekserdir. Müfredi فُوفَةٌ [fûfet]tir. Ve فُوفٌ [fûf] (fâ’nın zammıyla) Hurmâ beynisinin ve çekirdeğinin yüzünde olan yufka zara denir. Ve mutlakan kabuğa فُوفٌ [fûf] ve فُوفَةٌ [fûfet] denir. Ve Yemen kumaşlarından bir türlü alaca ve münakkaş kumaş ismidir. Ve pamuk kıt’alarına denir. Ve فُوفٌ [fûf] ki İbn Ahmer’in işbu: “وَالْفُوفُ يَنْسُجُهُ الدَّبُورُ || وَأَتْلاَلٌ مُلَمَّعَةُ الْقَرَى شُقْرُ” beyt-i merhûnunda vâki’dir, murâd gûnâgûn şükûfedir ki zikr olunan kumaşa teşbîh olunmuştur. Ve فُوفٌ [fûf] Şey’-i nâcîz ma’nâsına müsta’meldir; yukâlu: مَا ذَاقَ فُوفًا وَمَا أَغْنَى عَنِّي فُوفًا أَيْ شَيْئًا

Osmanlıca Tüm Çekim ve Benzerlerde Arama (-)

Daha fazla sonuç göster
Osmanlıca Tüm Madde Anlamlarında Arama (-)

Daha fazla sonuç göster
MİSAFİR KULLANICI
  • 10 Sözlük İçinde Arama
  • 3 Kelime Günlük Sorgu
  • 2 Hassas Arama Sonucu
  • 2 Benzerlerde Arama Sonucu
  • 2 Anlamlar İçerisinde bulma
  • 2 Metinler İçerisinde bulma
  • 500 Karakter Günlük Çeviri
  • 2 Kelime Günlük Çözümle
  • Kelime Özellikleri Yok
  • Kelime Kökeni Yok
  • Gelişmiş Filtre Yok
  • Reklam Gösterimi
ÜCRETSİZ KAYDOL
  • 25 Sözlük İçinde Arama
  • 5 Kelime Günlük Sorgu
  • 4 Hassas Arama Sonucu
  • 4 Benzerlerde Arama Sonucu
  • 4 Anlamlar İçerisinde bulma
  • 4 Metinler İçerisinde bulma
  • 1000 Karakter Günlük Çeviri
  • 3 Kelime Günlük Çözümle
  • Kelime Özellikleri Var
  • Kelime Kökeni Var
  • Gelişmiş Filtre Var
  • Reklam Gösterimi Yok
ABONE KURUMLAR
  • 50 Sözlük İçinde Arama
  • 250 Kelime Günlük Sorgu
  • Sınırsız Arama
  • Sınırsız Benzerlerde Arama
  • Sınırsız İçerisinde bulma
  • Sınırsız Metinlerde bulma
  • 10000 Karakter Günlük Çeviri
  • 100 Kelime Günlük Çözümle
  • Kelime Özellikleri Var
  • Kelime Kökeni Var
  • Gelişmiş Filtre Var
  • Reklam Gösterimi Yok