d. [esâsen “dahî” ile beraber olup aslı: تاقى takî’dir.] 1. Miktar veya zaman ilâvesine delâlet eder: biraz daha verin; bir saat daha bekleyin; bitirmeye daha bir iki satır kaldı; iki gün daha geçerse bir ay olacak. 2. Başka, ziyâde, artık: daha var mıdır? artık daha yoktur; daha ne var? daha neler! 3. Sıfatların başına girip tafdîl beyân eder: bu ondan daha büyük, o bundan daha küçüktür; daha âlim = a‘lem. 4. Tekrar, kezâlik, eyzan: bir daha gitsin = bir kere dahi; bir daha yapma. ≡ zz. hâlâ, henüz, el’ân, ile’l-ân, bu ana dek: daha gelmedi; daha burada mısınız?

s. a., & adv. 1. More. 2. Yet. 3. Still.

1. s. More, a greater amount or number. 2. a. More in any way. 3. adv. In greater. extent, degree or quantity. 4. adv. Further, in addition, besides, again.

vn. A being smitten with the sun.