اَلْجَهْرُ [el-cehr] (قَهْرٌ [kahr] vezninde) ve اَلْجِهَارُ [el-cihâr] (كِتَابٌ [kitâb] vezninde) Bir nesne ‘ayân ve âşikâr olmak ma’nâsınadır; yukâlu: جَهَرَ الْأَمْرُ جَهْرًا وَجِهَارًا مِنَ الْبَابِ الثَّالِثِ إِذَا عَلَنَ Ve bir sözü âşikârece söylemek ma’nâsınadır, bi-nefsihi ve bâ ile müte’addî olur; yukâlu: جَهَرَ الْكَلاَمَ وَبِالْكَلاَمِ إِذَا أَعْلَنَ Ve ref’-i savt eylemek ma’nâsınadır; yukâlu: جَهَرَ الصَّوْتَ إِذَا أَعْلاَهُ Ve 'askeri çoğaltmak ma’nâsına müsta’meldir; yukâlu: جَهَرَ الْجَيْشَ إِذَا اسْتَكْثَرَهُمْ Ve bir arza sülûk eylemek ma’nâsına müsta’meldir ki kendisini orada izhârı müstelzimdir; yukâlu: جَهَرَ الْأَرْضَ إِذَا سَلَكَهَا Ve bir adamı bî-hâ’il âşikârece görmek, ‘alâ-kavlin bir adama nazar eyledikte gözüne büyük görünmek ma’nâsınadır; yukâlu: جَهَرَ الرَّجُلَ إِذَا رَآهُ بِلاَ حِجَابٍ أَوْ نَظَرَ إِلَيْهِ وَعَظُمَ فِي عَيْنِهِ Ve hûb-çehre ve hoş-likâ insânın ve sâ’ir nesnenin hey’et-i zîbâ ve cemâl-i dil-ârâsı hâtıra bedî’ ve 'acîb gelmek ma’nâsına müsta’meldir; yukâlu: جَهَرَهُ الشَّيْءُ إِذَا رَاعَهُ جَمَالُهُ وَهَيْئَتُهُ Ve yağ çıkmak için yayığı çalkamak ma’nâsınadır; yukâlu: جَهَرَ السِّقَاءَ إِذَا مَخَضَهُ Ve 'ale’l-gafle bir cemâ’ate şeb-hûn eylemek ma’nâsınadır; yukâlu: جَهَرَ الْقَوْمُ الْقُومَ إِذَا صَبَّحَهُمْ عَلَى غِرَّةٍ Ve kuyuyu ayırtlayıp pâk eylemek, ‘alâ-kavlin mecmû’ suyunu çekmek yâhûd kuyu kazarken suya yetişmek ma’nâsınadır; yukâlu: جَهَرَ الْبِئْرَ إِذَا نَقَّاهَا أَوْ نَزَحَهَا أَوْ بَلَغَ الْمَاءَ Ve bir nesneyi keşf edip zâhire çıkarmak ma’nâsınadır; yukâlu: جَهَرَ الشَّيْءَ إِذَا كَشَفَهُ Ve güneş bir adamın gözünü hîrelendirip kamaştırmak ma’nâsınadır; yukâlu: جَهَرَتِ الشَّمْسُ الْمُسَافِرَ إِذَا أَسْدَرَتْ عَيْنَهُ Ve bir kimseye ta’zîm eylemek ma’nâsınadır; yukâlu: جَهَرَ فُلاَنًا إِذَا عَظَّمَهُ Ve bir nesneyi takdîr ve tahmîn eylemek ma’nâsınadır; yukâlu: جَهَرَ الشَّيْءَ إِذَا حَزَرَهُ Ve جَهْرٌ [cehr] Toprağı galîz ve dürüşt olan tepeye ve yüksek yere denir. Ve yıla denir, سَنَةٌ [senet] ma’nâsına; yukâlu: مَضَى عَلَيْهِ جَهْرٌ أَيْ سَنَةٌ Ve dehr ve zamândan bir mikdâra denir; tekûlu: بِعْتُ مِنْهُ عَسْجَدًا مُذْ جَهْرٍ أَيْ قِطْعَةً مِنَ الدَّهْرِ
"cehr" kelimesini bütün sözlüklerde listele
"cehr" kelimesi için başka anlamlar ekle
"cehr" kelimesinin anlamını başka dillere çevirin
os: جهر
(a. i.) : yüksek sesle söyleme.
iz. ar. Açıktan ve yüksek sesle (söyleme veya okuma).
vn. A speaking audibly, distinctly, publicly.
- 10 Sözlük İçinde Arama
- 3 Kelime Günlük Sorgu
- 2 Hassas Arama Sonucu
- 2 Benzerlerde Arama Sonucu
- 2 Anlamlar İçerisinde bulma
- 2 Metinler İçerisinde bulma
- 500 Karakter Günlük Çeviri
- 2 Kelime Günlük Çözümle
- Kelime Özellikleri Yok
- Kelime Kökeni Yok
- Gelişmiş Filtre Yok
- Reklam Gösterimi
- 25 Sözlük İçinde Arama
- 5 Kelime Günlük Sorgu
- 4 Hassas Arama Sonucu
- 4 Benzerlerde Arama Sonucu
- 4 Anlamlar İçerisinde bulma
- 4 Metinler İçerisinde bulma
- 1000 Karakter Günlük Çeviri
- 3 Kelime Günlük Çözümle
- Kelime Özellikleri Var
- Kelime Kökeni Var
- Gelişmiş Filtre Var
- Reklam Gösterimi Yok
- 50 Sözlük İçinde Arama
- 250 Kelime Günlük Sorgu
- Sınırsız Arama
- Sınırsız Benzerlerde Arama
- Sınırsız İçerisinde bulma
- Sınırsız Metinlerde bulma
- 10000 Karakter Günlük Çeviri
- 100 Kelime Günlük Çözümle
- Kelime Özellikleri Var
- Kelime Kökeni Var
- Gelişmiş Filtre Var
- Reklam Gösterimi Yok