(a. s.) : 1) ada balığının bağırsaklarında toplanan yumuşak, yapışkan ve misk gibi kokan, kül renginde bir madde. 2) güzel koku. 3) güzellerin saçı.

iz. ar. 1. Ada balığının midesinden çıkardığı güzel rayihalı siyah bir madde ki Bahr-i Hind sevâhilinin bazı sığ mahallerinde bulunur: misk ü anber. 2. Güzel koku, râyiha-i tayyibe: anber kokuyor. 3. mc. Zülf-i dilberden kinâye olur.

Mütercim der ki iş bu عَنْبَرٌ ['anber] mâddesinde mütekaddimîn ve müte’ahhirîn ihtilâf eylediler. Mü’ellifin beyânı mütekaddimîne göredir. Hattâ derler ki gâhca o müncemid olan nesneyi balıklar yutup kendilerine muzırr olmakla helâk olup darb-ı emvâcla sâhilde bulduktan sonra karınlarını yarıp çıkarırlar imiş. Ve müte’ahhirîne göre ba’zı cezâ’ir-i Hind cibâlinde olan bal arıları hoş-bû nebâtâttan ra’y ile hâsıl eylediği 'aseldir ki kesret-i bârân sebebiyle arıların kovanlarını sel suyu deryâya götürdükte eczâ-yı 'aseliyyesi mahv olup eczâ-yı şem’iyyesi bâkî kaldıkta mevc sâhile atıp onda bulunur. Ve bu kavl, tab’a mülâyimdir, zîrâ ba’zı 'anberlerde arı kanadı ve ayağı ve kuyruğu müşâhede olunur. Ve 'anberin ecvedi eşhebî nev’idir ki aklığı karalığına gâlib olandır. İntehâ. Ve عَنْبَرٌ ['anber] kelimesi müzekkerdir, mü’ennes dahi olur. Ve عَنْبَرٌ ['Anber] Temîm kabîlesinden bir cemâ’atin pederi ismidir, بَنُو الْعَنْبَرِ [Benu’l-'Anber] ve tahfîfle بَلْعَنْبَرِ [Bel’anber] dedikleri ondandır. Ve عَنْبَرٌ [‘anber] Bir nev’ semek-i bahrî ismidir. Mütercim der ki mezbûr balık be-gâyet 'azîmü’l-cüsse olup lahmından Hazret-i Resûl-i ekrem 'aleyhi’s-salâtu ve’s-selâm ekl eyledikleri kütüb-i siyerde mastûrdur. Ve عَنْبَرٌ ['anber] Za’ferâna denir. Ve Yemen za’ferânına denir ki وَرْسٌ [vers] dahi derler. Ve zikr olunan 'anber nâm balığın derisinden düzülen kalkana denir.

s. 1. Ambergris. 2. The spermaceti whale, catodon macrocephalus. 3. A shield of whale-skin; any shield. 4. Any thing delicious, fragrant, or exquisite. 5. A proper name or men.