Kâleş’şârih ve fi’n-Nihâye ve fi’l-hadîsi: “لَا غُولَ وَلَا صَفَرَ” İbn Esîr dedi ki غُولٌ [gûl] cinn ve şeyâtînden bir cinstir. 'Arab zu’m ederler ki غُولٌ [gûl] tenhâ beyâbânda insâna suver-i muhtelife ile mütelevvin olarak mer’î olup yolundan idlâl ve ihlâk eder. Bunun vücûdunu Fahr-i enâm 'aleyhi’s-selâm nefy eyledi. Ve ba’zılar dedi ki menfî olan ‘ayn-ı غُولٌ [gûl] olmayıp belki suver-i muhtelife ile müşetekkil olarak insâna tasallutunu nefy eylediler, hattâ işbu: “إِذَا تَغَوَّلَتِ الْغِيلَانُ فَبَادِرُوا بِالْأَذَانِ” hadisi ve “لَا غُولَ وَلَكِنَّ السَّعَالِي” hadîsi kavl-i sânîyi mü’eyyiddir, niteki mü’ellif dahi beyân eder. Ve غُولٌ [gûl] semâdan sâkıt olan şehebden mahlûk olmak üzere meşhûrdur, kaldı ki vâkı’â bir adam gecelerde bir tenhâ mahalde yâhûd yolda bulunup vehm ve vahşet peydâ eylese gözüne eşkâl-ı mühevvele ile müteşekkil sûret-i garîbe tahayyül eder, hakîkati vâhimenin fi’lidir. Ve gerçi cinn tâ’ifesinin vücûdu şer’an sâbittir, lâkin kavl-i tahkîk üzere tasallut ve ızrârdan memnû’lardır. Ve Rumeli ülkesinin ba’zı kutrunda câdû ta’bîr ettikleri şahs, nakllerine göre غُولٌ [gûl] nev’indendir. İbn Kemâl ve Ebu’s-Su’ûd ve Sa’duddîn-i hasen-Cânî fetvâları üzere ervâh-ı habîse kendiler ile münâsebeti olan ecsâd-ı habîseye duhûl ve tasarruf edip kendiler gibi murdârlara ıdrâr ederler, lâkin ehl-i îmâna musallat olamazlar ve def’inin çâresi dahi fetâvâ-yı mezkûrede meşrûhtur. İntehâ. Ve غُولٌ [gûl] Yılana denir, حَيَّةٌ [hayyet] ma’nâsına; bunun cem’i أَغْوَالٌ [agvâl]dir. Ve cinn tâ’ifesinin sâhiresine denir ki câdû ta’bîr olunur. Ve ölüme denir, مَنِيَّةٌ [meniyyet] ma’nâsına. Ve bir mevzi’ adıdır. Ve bir cins şeytâna denir ki insânı ekl eder, 'alâ-kavlin bu bir cânverdir ki ba’zı 'Arab bâdiyede onu görüp bildiler, hattâ Te’ebbeta Şerren lakabıyla mülakkab olan kimse onu katl eylemiştir. Ve غُولٌ [gûl] Elvân u eşkâl-i muhtelife ile mütelevvin ve müteşekkil olan sâhirlere ve öylesi cinn tâ’ifesine ıtlâk olunur yâhûd mutlakan müzîl-i 'akl olan şey’e denir; bu ma’nâda gayn’ın fethiyle de câ’izdir.
- "گل" kelimesini bütün sözlüklerde listele
- "گل" kelimesi için başka anlamlar ekle
- "گل" kelimesinin anlamını başka dillere çevirin
tr: gül
(f. i.) : balçık, su ile ıslanmış toprak, lüleci çamuru, kil. (bkz. : tıyn).
(f. i.) : 1) çiçek. 2) bilinen çiçek, gül çiçeği; gül ağacı, [kıyâsî olmıyan cemi “gülân” dır].
fl. “gelmek” fiilinin emr-i hâzırıdır. ba: گلمك gelmek.
d. ba: غل gıl.
i. fa. Çamur, balçık: pâ-der-gil = ayağı çamurda.
s. 1. Any flower or blossom. 2. The rose, rosa. 3. An open wound. 4. An escutcheon of a key hole. 4. A boss; a flower-shaped ornament. 5. A kind of spiked ball of iron carried by jugglers and dervishes. 6. A cheek. 7. A rosy-cheeked boy or girl. 8. A live coal of fire. 9. The snuff of a candle. 10. A wad of halfburnt tobacco from the bottom of a pipe.
- 10 Sözlük İçinde Arama
- 3 Kelime Günlük Sorgu
- 2 Hassas Arama Sonucu
- 2 Benzerlerde Arama Sonucu
- 2 Anlamlar İçerisinde bulma
- 2 Metinler İçerisinde bulma
- 500 Karakter Günlük Çeviri
- 2 Kelime Günlük Çözümle
- Kelime Özellikleri Yok
- Kelime Kökeni Yok
- Gelişmiş Filtre Yok
- Reklam Gösterimi
- 25 Sözlük İçinde Arama
- 5 Kelime Günlük Sorgu
- 4 Hassas Arama Sonucu
- 4 Benzerlerde Arama Sonucu
- 4 Anlamlar İçerisinde bulma
- 4 Metinler İçerisinde bulma
- 1000 Karakter Günlük Çeviri
- 3 Kelime Günlük Çözümle
- Kelime Özellikleri Var
- Kelime Kökeni Var
- Gelişmiş Filtre Var
- Reklam Gösterimi Yok
- 50 Sözlük İçinde Arama
- 250 Kelime Günlük Sorgu
- Sınırsız Arama
- Sınırsız Benzerlerde Arama
- Sınırsız İçerisinde bulma
- Sınırsız Metinlerde bulma
- 10000 Karakter Günlük Çeviri
- 100 Kelime Günlük Çözümle
- Kelime Özellikleri Var
- Kelime Kökeni Var
- Gelişmiş Filtre Var
- Reklam Gösterimi Yok