هب (hebb)
kelime https://kelime.com/arama/هب
OS / REDHOUSE TURKISH AND ENGLISH LEXICON-1890 Redhouse, J. W. (1890).هب.Redhouse Turkish And English Lexicon. https://kelime.com/kelime/%D9%87%D8%A8/6333547a101dea5b8e0f7f52-63335f06bafb252dfdaa6a6d/os/tumu/tumu Redhouse, J. M."هب." Redhouse Turkish And English Lexicon, 1890, kelime.com, https://kelime.com/kelime/%D9%87%D8%A8/6333547a101dea5b8e0f7f52-63335f06bafb252dfdaa6a6d/os/tumu/tumu Redhouse, J. W."هب." Redhouse Turkish And English Lexicon, İstanbul, 1890. Kelime.com. https://kelime.com/kelime/%D9%87%D8%A8/6333547a101dea5b8e0f7f52-63335f06bafb252dfdaa6a6d/os/tumu/tumu

vn. & s. The wind’s blowing.

Diğer Diller

tr: hebb

Çekim ve Türev
(Osmanlıca) Diğer Madde Başlıklarında (6)
هب (hebb)
kelime https://kelime.com/arama/هب
OS / GENEL OSMANLICA SÖZLÜĞÜ

(a. i.) : uykudan uyanma.

هب (heb)
kelime https://kelime.com/arama/هب
OS / KAMUSU’L-MUHİT-1814

هَبْ [heb] (hâ’nın fethi ve bâ’nın sükûn üzere binâsıyla) Mâdde-i merkûmeden fi’l-i emrdir, bağışla ve hibe eyle ma’nâsına. Ve أُحْسُبْ ve أُعْدُدْ ma’nâsına isti’mâl olunur. Ve bu ma’nâda mutasarrıf değildir, hemân fi’l-i emr olarak isti’mâl olunur; tekûlu: هَبْنِي فَعَلْتُ كَذَا أَيِ احْسُبْنِي وَاعْدُدْنِي Ya’nî “Beni hisâb eyle ki şöyle ettim.” Lisânımızda “Beni filân işi işledi say” ta’bîr olunur. Mütercim der ki kütüb-i nahviyyede bu mâddenin hülâsası budur ki هَبْ kelimesi ef’âl-i kulûba ilhâk ve onda hakîkat-ı 'örfiyye olmuştur, أُحْسُبْ ve أُعْدُدْ ma’nâsına. Ve bunun nakli mecâz bi-mertebeteyn cihetiyledir ve mutasarrıf değildir ve gâliben iki mef’ûle ta’diye eder. Ve bunda savâb olan zamîr-i muttasıl ilhâk olunmaktır; tekûlu: هَبْنِي فَعَلْتُ وَهَبْهُ فَعَلَ Ve bilâ-zamîrin isti’mâlini ba’zılar tecvîz eylediler; ve yukâlu: هَبْنِي وَهَبُونِي وَهَبِينِي Ya’nî hemân işbu vücûh-ı selâse ile müsta’meldir. Ve ba’zılar هَبْ أَنِّي فَعَلْتُ كَذَا 'ibâretini telhîn eylediler, lâkin nuhâta muhâliftir, zîrâ bu ef’âl-i kulûbdan olup ve ef’âl-i merkûmeden إِنَّ ve أَنَّ mef’ûleyn makâmına kâ’im oldukları 'inde’n-nahviyyîn ittifâk-kerdedir ve 'aleyhi mâ-verede: “هَبْ أَنَّ أَبَانَا كَانَ حِمَارًا” ve Esâs’ta هَبْهُ رَجُلاً قَدْ أَخْطَأَ وَهَبْهُ قَدْ مَاتَ 'unvânıyla mersûm ve إِجْعَلْهُ kelimesiyle müfesserdir ki zikr olunan وَهَبَنِيَ اللهُ فِدَاءَكَ أَيْ جَعَلَنِي kavlinden me’hûzdur ki vech-i mesrûd üzere mecâz bi-mertebeteyn olur; ve kâle fîhi: سَمِعْتُ خَادِمًا لِي مِنَ الْيَمَامَةِ يَقُولُ وَقَدْ وَكَفَ السَّقْفُ يَا سَيِّدِي هَلْ أَهَبُ عَلَيْهِ التُّرَابَ بِمَعْنَى هَلْ أَجْعَلُهُ عَلَيْهِ وَيُقَالُ لِلْخَيْلِ هَبِي أَيْ أَقْبِلِي Ve bu “ه،ي،ب” mâddesinde mersûm ve meşrûhtur.

هب (hebb)
kelime https://kelime.com/arama/هب
OS / KAMUSU’L-MUHİT-1814

اَلْهِبَابُ [el-hibâb] (كِتَابٌ [kitâb] vezninde) Bu dahi neşât ve sür’atle yürümek ma’nâsınadır; yukâlu: هَبَّ السَّائِرُ هَبًّا وَهِبَابًا إِذَا نَشِطَ وَأَسْرَعَ Ve هَبٌّ [hebb] ve هُبُوبٌ [hubûb] ve هِبَابٌ [hibâb] gelmek ma’nâsına isti’mâl olunur; tekûlu: مِنْ أَيْنَ هَبَبْتَ هِبَابًا مِنَ الْبَابِ اْلأَوَّلِ أَيْ مِنَ أَيْنَ جِئْتَ Ve gâ’ib ve nâbûd olmak ma’nâsına isti’mâl olunur; tekûlu: أَيْنَ هَبِبْتَ حَنَّا هِبَابًا مِنَ الْبَابِ الرَّابِعِ أَيْ أَيْنَ غِبْتَ عَنَّا Ve ba’zı nüshada هَبِبْتَ عَنَّا 'unvânıyla ya’nî عَنْ kelimesiyle mersûmdur. Ve hâ-yı mühmele ile Sa’d kabîlesi lügatıdır ki onlar 'ayn’ı hâ’ya tebdîl ederler. Meselâ عَنْ bedeli حَنْ ve مَعَ ve نَعَمْ bedeli مَحَ ve نَحَمْ derler, hurûf-ı halktan olmakla tebdîl ederler, niteki Huzeyl kabîlesi hâ’yı 'ayn’a tebdîl edip meselâ حَتَّى lafzında عَتَّى telaffuz ederler. Ve Esâs’ta مِنْ أَيْنَ هَبَبْتَ يَا فُلاَنُ أَيْ مِنَ أَيْنَ جِئْتَ وَهَبَّ فُلاَنٌ حِينًا ثُمَّ قَدِمَ أَيْ سَافَرَ ‘ibâretiyle mecâz olarak ve misâl-i sânîde حِينًا ba’de’l-hâ’ yâ-yı tahtiyye ile mersûm olmakla burada dahi حِينًا ‘ibâretiyle olup tagyîr-i nâsihle حَنَّا olmak da muhtemeldir, lâkin tefsîrinde عَنَّا ‘unvânı ondan âbî olmakla vech-i mezkûr üzere Sa’d lügatine mahmûl olmak evcehtir, zîrâ ba’zı mahallerde dahi mü’ellifin bu gûne telvînâtı vâki’ olmuştur. Ve bir nesneye şürû’ ve ibtidâ eylemek ma’nâsına isti’mâl olunur; yukâlu: هَبَّ فُلاَنٌ يَفْعَلُ كَذَا أَيْ طَفِقَ Ve tekeyi keçiye yüğürmek için çağırmak ma’nâsınadır; tekûlu: هَبَبْتُ بِالتَّيْسِ أَيْ دَعَوْتُهُ لِيَنْزُوَ Ve Cevherî’nin هَبَبْتُهُ 'unvânında ya’nî bi-nefsihi müte’addî olmak üzere sebt ve îrâd eylemesi hatâdır. Ve هَبٌّ [hebb] ve هُبُوبٌ [hubûb] Kılıç vururken titremek ma’nâsınadır; yukâlu: هَبَّ السَّيْفُ إِذَا اهْتَزَّ Ve bir kimse müddet-i medîde gâ’ib ve nâbûd olmak ma’nâsına isti’mâl olunur; yukâlu: هَبَّ الرَّجُلُ إِذَا غَابَ دَهْرًا Ve cenkte bozulmak ma’nâsına isti’mâl olunur; yukâlu: هَبَّ فِي الْحَرْبِ إِذَا انْهَزَمَ

Osmanlıca Tüm Çekim ve Benzerlerde Arama (-)

Daha fazla sonuç göster
Osmanlıca Tüm Madde Anlamlarında Arama (-)

Daha fazla sonuç göster
MİSAFİR KULLANICI
  • 10 Sözlük İçinde Arama
  • 3 Kelime Günlük Sorgu
  • 2 Hassas Arama Sonucu
  • 2 Benzerlerde Arama Sonucu
  • 2 Anlamlar İçerisinde bulma
  • 2 Metinler İçerisinde bulma
  • 500 Karakter Günlük Çeviri
  • 2 Kelime Günlük Çözümle
  • Kelime Özellikleri Yok
  • Kelime Kökeni Yok
  • Gelişmiş Filtre Yok
  • Reklam Gösterimi
ÜCRETSİZ KAYDOL
  • 25 Sözlük İçinde Arama
  • 5 Kelime Günlük Sorgu
  • 4 Hassas Arama Sonucu
  • 4 Benzerlerde Arama Sonucu
  • 4 Anlamlar İçerisinde bulma
  • 4 Metinler İçerisinde bulma
  • 1000 Karakter Günlük Çeviri
  • 3 Kelime Günlük Çözümle
  • Kelime Özellikleri Var
  • Kelime Kökeni Var
  • Gelişmiş Filtre Var
  • Reklam Gösterimi Yok
ABONE KURUMLAR
  • 50 Sözlük İçinde Arama
  • 250 Kelime Günlük Sorgu
  • Sınırsız Arama
  • Sınırsız Benzerlerde Arama
  • Sınırsız İçerisinde bulma
  • Sınırsız Metinlerde bulma
  • 10000 Karakter Günlük Çeviri
  • 100 Kelime Günlük Çözümle
  • Kelime Özellikleri Var
  • Kelime Kökeni Var
  • Gelişmiş Filtre Var
  • Reklam Gösterimi Yok