(a. i. c. : ensür, nüsûr, nisâr) : 1) akbaba [kuş] . 2) kartal. 3) Nûh kavminin putlarından biri. nesr-i tâir veya nesr-üt-tâir : astr. batı yönünde görülen parlak bir yıldız. Kartal burcunun T şeklindeki yapısında iki hattın birleşme yerinde bulunan bu burcun en parlak yıldızı, (alpha Aquila). fr. Alta’ır.

Akbaba, kartal. Az kullanılan anlamları ise şunlardır; kerkes, hayb. kartal.

Lime lime olmak, kırılmak.

iz. ar. 1. Dağıtma, yayma: bu çiçek bir râyiha-i tayyibe neşr ediyor. 2. Herkese duyurma, işâ’a: havâdis neşretmek. 3. Evrâk-ı havadis vesâir matbûâta derc etme veya ettirme: bazımakâlât-ı nâfia neşretti; bu havâdisi en evvel neşreden filân gazetedir. 4. Bir kitap ve gazete vesâire tab’ edip enzâr-ı âmmeye koma: birçok kütüb-i müfîde neşretti; Matba’a-i Âmire tarafından neşrolunan kitaplar; kendisi bir gazete neşrediyor. 5. Umûma yetiştirme, ta’mîm, umûmî hâline koyma: neşr-i maârif; neşr-i ulûm. 6. Yevm-i kıyâmette bütün insanların dirilmesi: haşr u neşr. ba. حشر haşr. || ed. leff ü neşr. ba. لف leff.

اَلنَّسْرُ [en-nesr] (nûn’un fethi ve sîn’in kesriyle) Kerkes dedikleri kuştur.

(نَ) [ ع. ] (اِ.) کرکس. ج. نسور.

(نَ سَ) (اِ.)
۱- خانه پشت به آفتاب، قسمت جنوبی حیاط.
۲- خانه مانندی که در سایه کوه از چوب و علف سازند.

نسر

{ونسرا}: اسم صنم.