اَلْمَطْرَةُ [el-matret] (تَمْرَةٌ [temret] vezninde) ve اَلْمَطِرَةُ [el-metiret] (كَلِمَةٌ [kelimet] vezninde) ve اَلْمُطْرُ [el-mutr] (قُفْلٌ [kufl] vezninde) De’b ve 'âdet ma’nâsınadır; yukâlu: هَذَا مُطْرُهُ أَيْ عَادَتُهُ

s. (pl. امطار) 1. Rain; a shower. 2. A name of men.

اَلْمَطَارُ [el-metâr] (سَحَابٌ [sehâb] vezninde) ve اَلْمَطَارَةُ [el-metâret] (hâ’yla) Ağzı büyük kuyuya ıtlâk olunur; yukâlu: بِئْرٌ مَطَارٌ وَمَطَارَةٌ أَيْ وَاسِعَةُ الْفَمِ

اَلْمُطِرُّ [el-Mutirr] (مُصِرٌّ [musirr] vezninde) Muhayyel b. Şicne nâm kimsenin feresi ismidir. Ve مُطِرٌّ [mutirr] Bilâ-mûcib nâ-becâ olan hışm ve gazaba vasf olur; yukâlu: غَضِبَ عَلَيْنَا غَضَبًا مُطِرًّا أَيْ فِي غَيْرِ مَوْضِعِهِ وَفِيمَا لاَ يُوجِبُهُ

اَلْمَطَرُ [el-metar] (fethateynle) Yağmura denir, مَاءُ السَّحَابِ [mâu’s-sehâb] ma’nâsına; cem’i أَمْطَارٌ [emtâr]dır. Ve مَطَرٌ [Metar] Esâmîdendir: Metar el-Leysî ve Metar b. Hilâl ve Metar b. 'Ukâmis ashâbdandır. Ve Metar et-tufâvî ve Metar b. Ebî Sâlim ve Metar b. 'Avn ve Metar b. tuhmân ve Metar b. Meymûn muhaddislerdir.

اَلْمُطُورُ [el-mutûr] (ظُهُورٌ [zuhûr] vezninde) Gitmek ma’nâsınadır; yukâlu: مَطَرَ الرَّجُلُ مُطُورًا فِي الْأَرْضِ إِذَا ذَهَبَ Ve مَطْرٌ [matr] ve مُطُورٌ [mutûr] Sür’at eylemek ma’nâsınadır; yukâlu: مَطَرَ الْفَرَسُ مَطْرًا وَمُطُورًا إِذَا أَسْرَعَ Ve مَطْرٌ [matr] Kırbayı doldurmak ma’nâsınadır; yukâlu: مَطَرَ الْقِرْبَةَ إِذَا مَلَأَهَا Ve kuş kısmı havâdan sür’atle nüzûl eylemek ma’nâsınadır, yağmur gibi; yukâlu: مَطَرَتِ الطَّيْرُ إِذَا أَسْرَعَتْ فِي هُوِيِّهَا Ve bir nesneyi alıp götürmek ma’nâsına bâ ile isti’mâl olunur; tekûlu: لاَ أَدْرِي مَنْ مَطَرَ بِهِ أَيْ أَخَذَهُ

iz. ar. cm: emtâr. Yağmur, barân. n.

(a. i. c. : emtâr) : yağmur, (bkz. : bârân, gays).

اَلْمَطْرُ [el-matr] (سَطْرٌ [satr] vezninde ve fethateynle câ’izdir) Yağmura uğratmak ma’nâsınadır; yukâlu: مَطَرَتْهُمُ السَّمَاءُ مَطْرًا مِنَ الْبَابِ اْلأَوَّلِ أَيْ أَصَابَتْهُمْ بِالْمَطَرِ Ve bu mâdde hayr ve menfa’atte müsta’mel olmakla مَطَرَنِي فُلاَنٌ بِخَيْرٍ derler, أَصَابَنِي بِخَيْرٍ ma’nâsına ve مَا مُطِرَ مِنْهُ خَيْرًا وَبِخَيْرٍ derler, مَا أَصَابَهُ مِنْهُ خَيْرٌ ma’nâsına.

اَلْمُمْطِرُ [el-mumtir] (مُحْسِنٌ [muhsin] vezninde) ve اَلْمَاطِرُ [el-mâtir] ve اَلْمَطِرُ [el-metir] (كَتِفٌ [ketif] vezninde) Yağmurlu güne denir; yukâlu: يَوْمٌ مُمْطِرٌ وَمَاطِرٌ وَمَطِرٌ أَيْ ذُو مَطَرٍ