(a. i. c. : kanâttr) : kantar, [aslı “kıntar” dır]

(a. i. c. : kanâtîr) : (bkz. : kantar).

Kental, kantar. Az kullanılan anlamları ise şunlardır; bir ağırlık birimi, 100 ratl, ağırlık ölçü birimi, bir ağırlık birimi (tunus yak.54 kg), bir ağırlık birimi (mısır yak.45 kg), bir ağırlık birimi (sur. yak 256 kg), çok miktarda mal.

Kantar. Az kullanılan anlamları ise şunlardır; baskül.

iz. ar. [asıl Arabîsi kesr-i kaf iledir “kıntar”] 1. Ağır şeyleri tartmaya mahsus vezn âleti ki okka ve dirhem rakamlarını hâvî bir sapla onun üzerine hareket edecek sûrette asılı bir toptan ve tartılacak şeyi kaldıracak iki zincirli çengelden ibâret olup, bir yere asılı olur veya iki kişinin omuzlarına kodukları bir sırığa takılır: el kantarı = bunun küçüğü. 2. Başlıca kırk dört okkadan ibâret olan ve mahalle göre de değişen ağırlık miktarı: on kantar kireç; maden kömürünün kantarı kaçadır.

اَلْقِنْطَارُ [el-kintâr] (kâf’ın kesriyle) Tâze 'ûd ağacına denir ki tebhîr olunur. Ve قِنْطَارٌ [kintâr] Evzândandır, kırk ûkiyye altın veznine denir, 'alâ-kavlin bin iki yüz 'aded dînâr yâhûd bin iki yüz ûkiyye altın yâhûd yetmiş bin dînâr yâhûd seksen bin dirhem yâhûd yüz rıtl altın yâhûd o mikdâr gümüş yâhûd bin dînâr yâhûd bir öküz derisinin dolusu altın yâhûd gümüşe ıtlâk olunur.

vulg. kantar, s. 1. (pl. قناطیر) A weight of forty-four Turkish oqqa, or about 120 pounds avoirdupois. 2. A steelyard for weighing.

(قَ) [ معر. ] (اِ.)
۱- وزنی در حدود صد رطل.
۲- مال بسیار و پوست گاو که پر از زر باشد.

ق ن ط ر [بقنطار]
قال: يا ابن عباس: أخبرني عن قول الله عزّ وجلّ: بِقِنْطارٍ .
قال: أما قولنا أهل البيت، فإنا نقول: القنطار عشرة آلاف مثقال، وأما بنو جد فإنهم يقولون: ملء مسك ثور ذهبا أو فضة.
قال: وهل تعرف العرب ذلك؟
قال: نعم، أما سمعت عدي بن زيد وهو يقول:
وكانوا ملوك الروم تجبي إليهم … قناطيرها من بين حق وفائد