s. The lumbar portion of the spine.

s. Cotton and its tree or plant, gossypium.

اَلْقَطَنُ [el-katan] (fethateynle) Beden-i insânda iki kıynak çatısının aralığına denir; yukâlu: ضَرَبَهُ عَلَى الْقَطَنِ أَيْ مَا بَيْنَ الْوَرِكَيْنِ Ve kuş kısmının kuyruğunun dibine denir. Ve Benû Esed yurdunda bir dağın adıdır. Ve قَطَنٌ [katan] Bel eğilip bükülmek ma’nâsınadır; yukâlu: قَطِنَ ظَهْرُهُ قَطَنًا مِنَ الْبَابِ الرَّابِعِ إِذَا انْحَنَى Ve katan b. Nuseyr ve İbn İbrâhîm ve İbn kabîsa ve katan b. Ka’b ve katan b. Vehb muhaddislerdir.

اَلْقُطُنُ [el-kutun] (zammeteynle) ve اَلْقُطُنُّ [el-kutunn] (عُتُلٌّ [‘utull] vezninde) Ma’rûftur ki pamuğa denir. Fârisîde penbe denir. Ve ba’zen ağacı büyüklenip ve yirmi sene bakî kalır. hicâz’da pamuk ağacı söğüt ağacı kadar meşhûdumuz olmuştur. Yaprağının matbûhunu zımâd veca’-ı mefâsıl-ı hârre ve bârideye nâfi’ ve çekirdeği müleyyin ve müsahhin ve cimâ’ı mukavvî ve su’âle müfîddir.

اَلْقُطْنُ [el-kutn] (kâf’ın zammıyla)

اَلْقَتَانُ [el-katân] (سَحَابٌ [sehâb] yâhûd غِيَابٌ [giyâb] vezninde) Toza denir غُبَارٌ [gubâr] ma’nâsına.

(a. s.) : bel »bölgesi ile »ilgili.

(a. i.) : anat. bel »bölgesi.

iz. ar. panbuk (pamuk.) n.

اَلْقُطُونُ [el-kutûn] (قُعُودٌ [ku’ûd] vezninde) Bir yerde mukîm olmak ma’nâsınadır; yukâlu: قَطَنَ بِالْمَكَانِ قُطُونًا مِنَ الْبَابِ الْأَوَّلِ إِذَا أَقَامَ Ve bir adama hizmet eylemek ma’nâsınadır; yukâlu: قَطَنَ فُلَانًا إِذَا خَدَمَهُ