اَلْعِكْمُ [el-'ikm] ('ayn’ın kesriyle) Metâ’ı sarıp bağladıkları şerit makûlesi bağa denir. Ve yük dengine denir; cem’i أَعْكَامٌ [a’kâm]dır; ve minhu yukâlu: هُمَا عِكْمَا عَيْرٍ أَيْ عِدْلَاهُ Ve bir arka yükü nesneye denir ki boğça edip sırtına yüklenirler, كَارَةٌ [kâret] ma’nâsına, Fârisîde püştvâra denir; cem’i عُكُومٌ [‘ukûm] gelir. Ve kuyu makarasına ve çarhına denir. Ve şol nihâlî makûlesi çite denir ki nisvân tâ’ifesi ona zahîrelerini vaz’ ederler.

vn. & s. A packing in a bale, or pack, a binding as a bale on a beast.

s. 1. (pl. اعكام) A bale, pack, or bundle tied with rope as a half-load fot a beast. 2. (pl. عكوم) A bundle of cloths or clothes. 3. A bag or basket, receptacle for small objects. 4. A cord for tying up bales.

اَلْعَكْمُ [el-'akm] ('ayn’ın fethi vekâf’ın sükûnuyla) Metâ’ı bağlamak; tekûlu: عَكَمْتُ الْمَتَاعَ إِذَا شَدَدْتَهُ Ve عَكْمٌ ['akm] Deveye yük yükletmeğe dahi derler; tekûlu: عَكَمْتُ الْبَعِيرَ إِذَا شَدَدْتَ عَلَيْهِ الْعِكْمَ Ve عَكْمٌ ['akm] Yük tayına derler, nitekim el-ân mürûr etti. Ve عَكْمٌ [‘akm] Bir kimse ziyâretten men’ olunmağa dahi derler; yukâlu: عَكَمَ عَنَّا فُلَانٌ عَكْمًا إِذَا صَرَفَ عَنْ زِيَارَتِكِ Ve عَكْمٌ ['akm] İntizâra dahi derler; yukâlu: لَمْ يَعْكُمْ فُلَانٌ أَيْ لَمْ يَنْتَظِرْ

اَلْعَكْمُ [el-'akm] ('ayn’ın fethi vekâf’ın sükûnuyla) Metâ’ı bağlamak; tekûlu: عَكَمْتُ الْمَتَاعَ إِذَا شَدَدْتَهُ Ve عَكْمٌ ['akm] Deveye yük yükletmeğe dahi derler; tekûlu: عَكَمْتُ الْبَعِيرَ إِذَا شَدَدْتَ عَلَيْهِ الْعِكْمَ Ve عَكْمٌ ['akm] Yük tayına derler, nitekim el-ân mürûr etti. Ve عَكْمٌ [‘akm] Bir kimse ziyâretten men’ olunmağa dahi derler; yukâlu: عَكَمَ عَنَّا فُلَانٌ عَكْمًا إِذَا صَرَفَ عَنْ زِيَارَتِكِ Ve عَكْمٌ ['akm] İntizâra dahi derler; yukâlu: لَمْ يَعْكُمْ فُلَانٌ أَيْ لَمْ يَنْتَظِرْ

اَلْعِكْمَانِ [el-'ikmân] (vezn-i mezbûr üzere tesniyesi)Yük tayları ma’nâsına. Ve عِكْمٌ ['ikm] Şol kilime derler ki nisâ tâ’ifesi ona zahîresin kor.

اَلْعِكْمُ [el-'ikm] ('ayn’ın kesri vekâf’ın sükûnuyla) Yükün bir tarafı, عِدْلٌ ['idl] ma’nâsına.