vn. A being afflicted with a chronic, disabling disease.

a. (pl. ضمنی) 1. Afflicted with a chronic, disabling disease, crippled, paralyzed. 2. Desperately in love.

اَلضَّامِنُ [ed-dâmin] ve اَلضَّمِينُ [ed-damîn] (أَمِيرٌ [emîr] vezninde) Kefîl olan adama denir. ضَامِنٌ [dâmin], ذُو ضَمَانٍ [zû damân] ma’nâsınadır; yukâlu: هُوَ ضَامِنُهُ وَضَمِينُهُ أَيْ كَفِيلُهُ

s. A chronic disease that disables.

اَلضَّمَانُ [ed-damân] (أَمَانٌ [emân] vezninde) ve اَلضَّمْنُ [ed-damn] (أَمْنٌ [emn] vezninde) Kefîl olmak ma’nâsınadır; yukâlu: ضَمِنَ الشَّيْءَ وَبِالشَّيْءِ ضَمَانًا وَضَمْنًا مِنَ الْبَابِ الرَّابِعِ إِذَا كَفَلَهُ Ve kötürüm olmak ma’nâsına müsta’meldir, kefîl 'uhdeye mülâzım olduğu gibi kötürüm dahi mekânına mülâzım olur; yukâlu: ضَمِنَ الرَّجُلُ إِذَا صَارَ زَمِنًا

اَلضَّمِنُ [ed-damin] (كَتِفٌ [ketif] vezninde) 'Âşık ve âşüfteye denir; yukâlu: رَجُلٌ ضَمِنٌ أَيْ عَاشِقٌ Ve kötürüme denir; cem’i ضَمْنَى [damnâ] gelir, مَرْضَى [merdâ] gibi; ve minhu kavlu 'Abdillâh b. 'Amr b. el-'Âs: “مَنِ اكْتَتَبَ ضَمِنًا بَعَثَهُ اللهُ ضَمِنًا يَوْمَ الْقِيَامَةِ” أَيْ مَنْ كَتَبَ نَفْسَهُ فِي دِيوَانِ الضَّمْنَى وَالزَّمْنَى Ya’nî “Bir adam cihâda gitmemek için kendisini kötürüm defterine kayd ettirse Hak celle ve 'alâ onu yevm-i kıyâmette kötürüm olarak ba’s eder.” Ve ضَمِنٌ [damin] Bedende kesr ve noksân gibi 'illete mübtelâ adama denir; yukâlu: رَجُلٌ ضَمَنٌ أَيْ مُبْتَلًى فِي جَسَدِهِ

iz. ar. 1. İç taraf, dâhil. 2. Açıktan ifâde olunmayıp diğer sözlerden anlaşılan maksad-ı hafî. 3. Maksat, merâm, sebep: keyfiyyetin tahkîk ve iş‘ârı zımnında tahrîrât yazıldı = maksad ve merâmıyla.

(a. i.) : 1) iç taraf. 2) açıkça söylenmeyip dolayısiyle anlatılmak istenilen söz, gizli maksat. 3) maksat, istek.

اَلضَّمَنُ [ed-damen] (fethateynle) ve اَلضَّمَانُ [ed-damân] ve اَلضَّمَانَةُ [ed-damânet] (سَحَابٌ [sehâb] ve سَحَابَةٌ [sehâbet] veznlerinde) Bunlar da ismlerdir, kötürümlüğe denir.

vn. 1. A being or becoming guarantee, surety, responsible for; suretiship. 2. A containing, comprising; comprehension.