Mü’ellifin Basâ’ir’de beyânına göre ضَلَالٌ [dalâl] ve ضَلَالَةٌ [dalâlet] tarîk-i müstakîmden 'amden ev sehven ve kalîlen ev kesîren 'udûl eylemek ma’nâsına mevzû’dur. Ve umûr-ı sâ’irede hatâ’en ev 'amden 'udûl eylemekte dahi isti’mâl olunur. Ve gaflet ve nisyânda dahi müsta’meldir. Ve vech-i âher ile ضَلَالٌ [dalâl] iki kısma münkasım olur: Biri 'ulûm-ı nazariyyede olan ضَلَالٌ [dalâl]dir, ma’rifet-i vahdâniyyet ve ma’rifet-i nübüvvet makûlesinde olan ضَلَالٌ [dalâl] gibi ve biri ‘ulûm-ı ‘ameliyyede olan ضَلَالٌ [dalâl]dir, ma’rifet-i ahkâm-ı şer’iyyede olan ضَلَالٌ [dalâl] gibi. Ve إِضْلَالٌ [idlâl] dahi iki nev’dir: Biri budur ki sebebi ضَلَالٌ [dalâl] ola, meselâ bir nesne yitirmek gibi ve bir kimsenin ضَلَالٌ [dalâl]ına hükm eylemek bu kabîldendir. Ve birisi budur ki إِضْلَالٌ [idlâl] ضَلَالٌ [dalâl]e sebeb ola, bir adamı güm-râh eylemek gibi. Ve ba’zı hukemâdan menkûldür ki insânın isâbeti vech-i vâhidden ve dalâleti vücûh-ı kesîreden nâşî olur; zîrâ istikâmet ve savâb, nişâna musîb olan ok menzilindedir ve dalâlet cevânibine sâkıt olan yerindedir ki kesîrdir. İntehâ. Ve ضَلَالٌ [dalâl] ve ضَلَالَةٌ [dalâlet] Yol yitirmek ma’nâsınadır ki yol azmak ta’bîr olunur; tekûlu: ضَلِلْتُ الطَّرِيقَ كَمَلِلْتُ يَعْنِي مِنَ الْبَابِ الرَّابِعِ وَكَذَا يُقَالُ ضَلِلْتُ الدَّارَ وَالْمَنْزِلَ وَكُلَّ شَيْءٍ مُقِيمٍ لَا يُهْتَدَى لَهُ Ya’nî mutlakan sâbit ve ber-karâr olan bir nesnenin ki tarîk ve dâr makulesidir, yerini bilmeyip yâ varacak yolunu bulmadığın hînde ضَلِلْتُهُ dersin ki bâb-ı râbi’dendir. Ve o nesne kendi bilinmez ve bulunmaz olursa ضَلَّ عَنِّي dersin ki bâb-ı sânîdendir. Hulâsa zıdd-ı hidâyet ma’nâsından bâb-ı râbi’den ve sânîden vürûd eder. Ve tarîk ve menzil gibi sâbit olan nesnelerin mevzi’lerini bilmeyip azmak ve hatâ eylemek ma’nâsında yalnız bâb-ı râbi’den vürûd eder. Ve o makûle nesne bulunmaz oldukta bâb-ı sânîden عَنْ harfiyle vârid olur. Ve hayvân kısmı dahi sâbit menzilinde olmakla bunda dahi bâb-ı râbi’den îrâd olunur. Ve ضَلَالٌ [dalâl] ve ضَلَالَةٌ [dalâlet] Bir nesneyi yitirmek ve zâyi’ eylemek ma’nâsına müsta’meldir; yukâlu: ضَلَّ فُلَانٌ اَلْبَعِيرَ وَالْفَرَسَ ضَلَالًا وَضَلَالَةً مِنَ الْبَابِ الثَّانِي إِذَا ذَهَبَا عَنْهُ Ve bir nesne zâyi’ olup yitmek ma’nâsınadır; yukâlu: ضَلَّ الْبَعِيرُ وَالْفَرَسُ ضَلَالًا مِنَ الْبَابِ الثَّانِي وَالرَّابِعِ إِذَا ضَاعَ Ve bir kimse helâk olup vücûdu hâkisâr olmak ma’nâsına müsta’meldir; yukâlu: ضَلَّ الرَّجُلُ إِذَا مَاتَ وَصَارَ تُرَابًا وَعِظَامًا Ve gizlenip gâ’ib olmak ma’nâsına müsta’meldir; yukâlu: ضَلَّ الْمَاءُ فِي اللَّبَنِ إِذَا خَفِيَ وَغَابَ Ve unutmak ma’nâsınadır; yukâlu: ضَلَّ فُلَانًا إِذَا أُنْسِيَهُ ve minhu kavluhu ta’âlâ: ﴿فَعَلْتُهَا إِذًا وَأَنَا مِنَ الضَّالِّينَ﴾ تَنْبِيهٌ عَلَى أَنَّ ذَلِكَ سَهْوٌ Ve bir nesne yâ bir kimse elden çıkıp gitmek ma’nâsınadır; yukâlu: ضَلَّنِي فُلَانٌ أَيْ ذَهَبَ عَنِّي فَلَمْ أَقْدِرْ عَلَيْهِ
"ضلالة" kelimesini bütün sözlüklerde listele
"ضلالة" kelimesi için başka anlamlar ekle
"ضلالة" kelimesinin anlamını başka dillere çevirin
tr: dalâlet
- 10 Sözlük İçinde Arama
- 3 Kelime Günlük Sorgu
- 2 Hassas Arama Sonucu
- 2 Benzerlerde Arama Sonucu
- 2 Anlamlar İçerisinde bulma
- 2 Metinler İçerisinde bulma
- 500 Karakter Günlük Çeviri
- 2 Kelime Günlük Çözümle
- Kelime Özellikleri Yok
- Kelime Kökeni Yok
- Gelişmiş Filtre Yok
- Reklam Gösterimi
- 25 Sözlük İçinde Arama
- 5 Kelime Günlük Sorgu
- 4 Hassas Arama Sonucu
- 4 Benzerlerde Arama Sonucu
- 4 Anlamlar İçerisinde bulma
- 4 Metinler İçerisinde bulma
- 1000 Karakter Günlük Çeviri
- 3 Kelime Günlük Çözümle
- Kelime Özellikleri Var
- Kelime Kökeni Var
- Gelişmiş Filtre Var
- Reklam Gösterimi Yok
- 50 Sözlük İçinde Arama
- 250 Kelime Günlük Sorgu
- Sınırsız Arama
- Sınırsız Benzerlerde Arama
- Sınırsız İçerisinde bulma
- Sınırsız Metinlerde bulma
- 10000 Karakter Günlük Çeviri
- 100 Kelime Günlük Çözümle
- Kelime Özellikleri Var
- Kelime Kökeni Var
- Gelişmiş Filtre Var
- Reklam Gösterimi Yok