Belirtilen arama kriterleri sonucu "ضرب" bulunamadı :(

- Aradığınız kelimenin yazılışının doğru olduğundan emin misiniz? Onlarca sözlük içerisinde arama yaptık ama maalesef bir sonuç bulamadık.

- Aşağıdaki sonuçların aradığınız kelime ile alakalı bir ipucu verebileceğini ümit ediyoruz.

- Kelimenin anlamını öğrendiğiniz takdirde, sözlüğümüze katkıda bulunabilirseniz çok müteşekkir oluruz. Eklemek için tıklayınız.

(Osmanlıca) Diğer Madde Başlıklarında (10)
ضرب (duribe)
kelime https://kelime.com/arama/
OS / REDHOUSE TURKISH AND ENGLISH LEXICON-1890

3d pers. sing. pret. passive. It (this coin) was struck, coined….

ضرب (darb)
kelime https://kelime.com/arama/
OS / KAMUSU’L-MUHİT-1814

Mütercim der ki Râgıb’ın Müfredât’ta beyânına göre asl ضَرْبٌ [darb] bir nesneyi âher bir nesneye îkâ’ eylemek ya’nî vurmak ma’nâsına mevzû’dur. Ma’nâ-yı merkûmun hâl ve mahal i’tibârıyla envâ’ının ihtilâfı tasavvuruna mebnî beyân ve tefsîrleri beyninde dahi tehâlüf vâki’ olmuştur. Meselâ bir şey’e el ile ve seyf ve ‘asâ makûlesiyle vurmak gibi. Pes ma’ânî-i sâ’ire bi’l-cümle bu ma’nâdan müteferri’ olur ki her birinin zımnında ma’nâ-yı mezbûr münderic ve melhûzdur. Meselâ zehâb hâleti elbette darb-ı riclin lâzımıdır. Ve ikâmet ma’nâsı darbü’n-nefs bi’l-arz mefhûmudur ve kis 'aleyhi’l-bevâkî. Kezâlik Esâs’tan dahi münfehim olan budur. İntehâ. Ve ضَرْبٌ [darb] Kuş kısmı yabana yem aramağa gitmek ma’nâsınadır; yukâlu: ضَرَبَتِ الطَّيْرُ إِذَا ذَهَبَتْ تَبْتَغِي الرِّزْقَ O kuşlara ضَوَارِبُ [davârib] denir. Ve bir kimsenin salıvermeyerek elinden tutmak ma’nâsınadır; yukâlu: ضَرَبَ عَلَى يَدِهِ أَيْ أَمْسَكَ Ve ضَرْبٌ [darb] ve ضَرَبَانٌ [darebân] (fetehâtla] Ticâret yâhût cenk ve gazâ eylemek için diyârından çıkıp seyr ü sefer eylemek; 'alâ-kavlin sür’at eylemek, ‘alâ-re’yin gitmek ma’nâsınadır; yukâlu: ضَرَبَ الرَّجُلُ ضَرْبًا وَضَرَبَانًا إِذَا خَرَجَ تَاجِرًا أَوْ غَازِيًا أَوْ أَسْرَعَ أَوْ ذَهَبَ Ve ‘Arablar “Filân kimse seferden ferâgat edip mukîm oldu” diyecek yerde ضَرَبَ بِنَفْسِهِ الْأَرْضَ derler. Bu sûrette azdâddan olur. Ve ضَرْبٌ [darb] Nâka kuyruğunu yukarı kaldırıp fercine vurarak yürüyüp gitmek ma’nâsınadır ki ضِرَابٌ [dirâb]a tâlib olduğu hengâmda eder; yukâlu: ضَرَبَتِ النَّاقَةُ إِذَا شَالَتْ بِذَنَبِهَا فَضَرَبَتْ فَرْجَهَا فَمَشَتْ Ba’zı nüshada بِأَذْنَابِهَا vâki’ olmakla ثَوْبٌ أَخْلاَقٌ [sevbun ahlâkun] kabîlinden olur. Ve bir nesneyi şey’-i âhere katmak ma’nâsınadır; yukâlu: ضَرَبَ الشَّيْءَ بِالشَّيْءِ إِذَا خَلَطَهُ Ve suda yüzmek ma’nâsınadır; yukâlu: ضَرَبَ فِي الْمَاءِ إِذَا سَبَحَ Ve 'akreb sokmak ma’nâsınadır; yukâlu: ضَرَبَ الْعَقْرَبُ إِذَا لَدَغَ Ve deprenip oynamak ma’nâsınadır; yukâlu: ضَرَبَ الشَّيْءُ إِذَا تَحَرَّكَ Ve uzamak ma’nâsınadır; yukâlu: ضَرَبَ اللَّيْلُ إِذَا طَالَ Ve bir nesneden yüz döndürmek, i’râz ma’nâsınadır; yukâlu: ضَرَبَ عَنْهُ أَيْ أَعْرَضَ Ve işâret eylemek ma’nâsınadır; yukâlu: ضَرَبَ بِيَدِهِ إِذَا أَشَارَ Ve ba’îd eylemek ma’nâsınadır; yukâlu: ضَرَبَ الدَّهْرُ بَيْنَنَا أَيْ بَعَّدَ Ve 'Arablar ضَرَبَ بِذَقَنِهِ اْلأَرْضَ derler, “Bir nesneden izhâr-ı cebânetle havf eyledi” diyecek yerde; havfından yere yatıp sürünerek gitmek mülâhazasına mebnîdir. Ve ضَرْبٌ [darb] Zamân savuşup geçmek ma’nâsınadır; yukâlu: ضَرَبَ الزَّمَانُ إِذَا مَضَى Ve ضَرْبٌ [darb] Misl ve şebîh ma’nâsınadır. Ve cüst ve şîr-merd ve kâr-güzâr ve nâfiz olan adama denir. Ve hafîfü’l-lahm kimseye denir ki çelimsiz ta’bîr olunur. Bunda ضَرْبٌ [darb], مَضْرُوبٌ [madrûb] ma’nâsından mutasavverdir. Ve sınf ve gûne ve türlü ma’nâsınadır; yukâlu: هَذَا مِنْ ضَرْبِ ذَلِكَ أَيْ مِنْ صِنْفِهِ وَنَوْعِهِ Musanniflerin اَلضَّرْبُ اْلأَوَّلُ kavlleri bundandır. Ve ضَرْبٌ [darb] مَضْرُوبٌ [madrûb] ma’nâsına olur. Ve hafîf yağmura denir; yukâlu: مَطَرٌ ضَرْبٌ أَيْ خَفِيفٌ Ve beyâz kıvâmlı bala denir; Bu ma’nâda fethateynle eşherdir; tekûlu: أَكَلْنَا الضَّرْبَ أَيِ الْعَسَلَ اْلأَبْيَضَ Ve ضَرْبٌ [darb] Ehl-i 'arûz ıstılâhında beytin âhir cüz’üne denir, niteki mısrâ’ın âhir cüz’üne عَرُوضٌ ['arûd] ıtlâk ederler. Ve ضَرْبٌ [darb] Mecd ve kadr ve rif’at taleb ve kesb eylemek ma’nâsınadır; yukâlu: هُوَ يَضْرِبُ الْمَجْدَ أَيْ يَكْسِبُهُ وَيَطْلُبُهُ Ve ‘Arablar ضَرْبُ أُذُنٍ [darbu uzun] ile men’-i semâ’dan kinâye ederler. Ve minhu kavluhu ta’âlâ: ﴿وَضَرَبْنَا عَلَى آذَانِهِمْ﴾ أَيْ مَنَعْنَاهُمْ أَنْ يَسْمَعُوا

ضرب (darb)
kelime https://kelime.com/arama/
OS / GENEL OSMANLICA SÖZLÜĞÜ

(a. i. c. : durûb) : 1) döğme, vurma.

Osmanlıca Tüm Çekim ve Benzerlerde Arama (-)

Daha fazla sonuç göster
Osmanlıca Tüm Madde Anlamlarında Arama (-)

Daha fazla sonuç göster
MİSAFİR KULLANICI
  • 10 Sözlük İçinde Arama
  • 3 Kelime Günlük Sorgu
  • 2 Hassas Arama Sonucu
  • 2 Benzerlerde Arama Sonucu
  • 2 Anlamlar İçerisinde bulma
  • 2 Metinler İçerisinde bulma
  • 500 Karakter Günlük Çeviri
  • 2 Kelime Günlük Çözümle
  • Kelime Özellikleri Yok
  • Kelime Kökeni Yok
  • Gelişmiş Filtre Yok
  • Reklam Gösterimi
ÜCRETSİZ KAYDOL
  • 25 Sözlük İçinde Arama
  • 5 Kelime Günlük Sorgu
  • 4 Hassas Arama Sonucu
  • 4 Benzerlerde Arama Sonucu
  • 4 Anlamlar İçerisinde bulma
  • 4 Metinler İçerisinde bulma
  • 1000 Karakter Günlük Çeviri
  • 3 Kelime Günlük Çözümle
  • Kelime Özellikleri Var
  • Kelime Kökeni Var
  • Gelişmiş Filtre Var
  • Reklam Gösterimi Yok
ABONE KURUMLAR
  • 50 Sözlük İçinde Arama
  • 250 Kelime Günlük Sorgu
  • Sınırsız Arama
  • Sınırsız Benzerlerde Arama
  • Sınırsız İçerisinde bulma
  • Sınırsız Metinlerde bulma
  • 10000 Karakter Günlük Çeviri
  • 100 Kelime Günlük Çözümle
  • Kelime Özellikleri Var
  • Kelime Kökeni Var
  • Gelişmiş Filtre Var
  • Reklam Gösterimi Yok