(a. i.) : "IV- sa’v’a’ aSlz suyu. Ale-r-rîk : aç karnına. rîk-ul-habîb : müz. Türk müziğinin birkaç asırlık mürekkep makamı olup, zamanımıza kalmış numunesi yoktur.

iz. ar. Mahbûbenin ağız suyu.

اَلرَّيْقُ [er-reyk] (râ’nın fethiyle) رَوْقٌ [revk] gibi pek hoş-endâm ve hûb ve nâzük-hırâm ata denir ki temâşâ edenleri 'acebe getirir ola. Ve رَيْقُ الشَّبَابِ [reyku’ş-şebâb] ve رَيِّقٌ [reyyik] (ki كَيِّسٌ [keyyis] veznindedir) رَوْقٌ [revk] gibi delikanlılık çağının evâ’il-i hengâmına denir; yukâlu: فَعَلَهُ فِي رَيْقِ شَبَابِهِ وَرَيِّقِهِ أَيْ أَوَّلِهِ Ve رَيِّقٌ [reyyik] kelimesinin aslı رَيْوِقٌ [reyvik] idi فَيْعِلٌ [fey’il] vezninde, vâv yâ’ya kalb ve idgâm olundu. Ve zâhiren رَيْقٌ [reyk] ki زَيْدٌ [zeyd] veznindedir, رَيِّقٌ [reyyik] muhaffefidir, مَيْتٌ [meyt] ve مَيِّتٌ [meyyit] gibi. Ve رَيْقٌ [reyk] Bir nesneye azca yağmur dokunmağa denmekle zıdd olur, gûyâ ki civânlık evâ’ili kuvvet hengâmı olup azca yağmur dokunmasında za’f melhûz olmakla zıdd olmuş olur.

اَلرَّيِّقُ [er-reyyik] (كَيِّسٌ [keyyis] vezninde) Bu dahi henüz nesne ekl etmemiş aç karın üzere duran adama denir; yukâlu: رَجُلٌ رَيِّقٌ أَيْ عَلَى الرِّيقِ

اَلرِّيقُ [er-rîk] (râ’nın kesriyle) Ağız yarına denir. Ve ağızdan akan salyara denir; رُضَابٌ [rudâb] ma’nâsına. Cem’i أَرْيَاقٌ [eryâk] gelir. Ve رِيقَةٌ [rîkat] hâ’yla ondan ahasstır; yukâlu: مَصَّ رِيقَهُ وَرِيقَتَهُ أَيْ رُضَابَهُ وَمَاءَ فَمِهِ Ve zor ve kuvvet ma’nâsınadır; yukâlu: مَا بِهِ رِيقٌ أَيْ قُوَّةٌ Ve bakiyye-i hayâta denir, رَمَقٌ [remak] ma’nâsına.

s. The early prime of a thing.

a. Who has not yet broken his fast.

s. (pl. اریاق، ریاق) Saliva; especially, the saliva of a fasting man.