اَلرَّخَمُ [er-reham] (râ’nın ve hâ-yı mu’cemenin fethiyle) Koyu süte denir; tekûlu: سَقَانِي رَخَمًا أَيْ لَبَنًا غَلِيظًا Ve esirgemeğe denir, عَطْفٌ [‘atf] ma’nâsına. Ve muhabbet ve mülâyemet ma’nâsınadır; ve minhu yukâlu: أَلْقَى عَلَيْهِ رَخَمَتَهُ وَرَخَمَهُ أَيْ عَطْفَهُ وَمَحَبَّتَهُ وَلِينَهُ Burada رَخَمَةٌ [rehamet] müfredidir. Şârih der ki رَخَمٌ [reham] masdar olarak dahi müsta’mel olur; fe-yukâlu: رَخِمَهُ رَخَمًا مِنَ الْبَابِ الرَّابِعِ إِذَا عَطَفَ عَلَيْهِ Ve رَخَمٌ [Reham] Şâm ile Necd meyânında bir mevzi’ adıdır. Ve Mekke’de bir şi’b adıdır. Ve kartal ta’bîr olunan kuşa denir; müfredi رَخَمَةٌ [rehamet]tir; merâresi yılan ve sâ’ir zehr-nâk cânverin soktuğu yere tılâ olunur nâfi’dir. Ve hardal ile lahm-ı kadîdini yedi def’aya kadar tebhîr nisvândan bağlı olan kimsenin bağı çözülmek için mücerrebdir. Ve sağ kanadının tüylerini nisvânın paçası aralığına vaz’ teshîl-i vilâdete bâ’is ve necisini tebhîr hâneden tard-ı hevâmm husûsunda nâfi’, kezâlik hamrdan münkalib sirke ile ıslanmış necisini tılâ baras ‘illetini müzîl ve kavrulmuş ciğerinin meshûkunu hamr ile ıslatıp üç güne dek mütevâliyen günde üçer kerre içirmek cünûnu def’ için mü’essirdir.

اَلرُّخُمُ [er-ruhum] (zammeteynle) Süt ağızının külçesine ve topacına denir.

s. (n. u. رخمە) The vulture.

اَلرَّخَمُ [er-reham] (kezâlik fethateynle) Cem’i. Ve رَخَمَةٌ [rehamet] Rahmete karîb ma’nâya dahi gelir; yukâlu: وَقَعَتْ عَلَيْهِ رَخَمَتُهُ أَيْ مَحَبَّتُهُ وَلِينُهُ Kâle’l-Asma’î أُلْقِيَتْ عَلَيْهِ رَخَمَةُ أُمِّهِ أَيْ حُبَّهَا وَإِلْفُهَا