اَلْحَلَاوَةُ [el-halâvet] (عَدَاوَةٌ ['adâvet] vezninde) ve اَلْحَلْوُ [el-halv] (hâ’nın fethiyle) ve اَلْحُلْوَانُ [el-hulvân] (hâ’nın zammıyla) Tatlı ve şîrîn olmak ma’nâsınadır; yukâlu: حَلِيَ الشَّيْءُ وَحَلَا وَحَلُوَ حَلَاوَةً وَحَلْوًا وَحُلْوَانًا مِنَ الْبَابِ الرَّابِعِ وَالْأَوَّلِ وَالْخَامِسِ إِذَا كَانَ حُلْوًا Ve bir nesneyi tatlı 'add eylemek ma’nâsınadır; yukâlu: حَلِيَ الشَّيْءَ حَلَاوَةً مِنَ الْبَابِ الرَّابِعِ إِذَا عَدَّهُ حُلْوًا Ve bir nesne göze ve gönle hoş gelmek ma’nâsınadır; tekûlu: حَلِيَ الشَّيْءُ بِعَيْنِي وَقَلْبِي وَحَلاَ حَلَاوَةً وَحُلْوَانًا مِنَ الْبَابِ الرَّابِعِ وَالْأَوَّلِ إِذَا أَعْجَبَكَ Ba’zılar dedi ki bâb-ı evvelden femde ya’nî bir nesne ağızda tatlı gelmekte ve bâb-ı râbi’den 'aynda göze tatlı ve hoş görünmekte müsta’meldir; fe-yukâlu: حَلَا فِي الْفَمِ وَحَلِيَ فِي الْعَيْنِ Ve bir kimseden hayr ve menfa’ate nâ’il olmak ma’nâsına müsta’meldir; yukâlu: حَلِيَ مِنْهُ بِخَيْرٍ وَحَلَا مِنْهُ مِنَ الْبَابَيْنِ الْمَزْبُورَيْنِ إِذَا أَصَابَ مِنْهُ خَيْرًا Ve حَلْوٌ [halv] (hâ’nın fethiyle) Bir nesneyi tatlı ve şîrîn eylemek ma’nâsınadır; yukâlu: حَلَا الشَّيْءَ يَحْلُوهُ حَلْوًا إِذَا جَعَلَهُ حُلْوًا Ve bir adama bir nesne vermek ma’nâsınadır; yukâlu: حَلَاهُ الشَّيْءَ إِذَا أَعْطَاهُ إِيَّاهُ Ve حَلْوٌ [halv] ve حُلْوَانٌ [hulvân] (hâ’nın zammıyla) Bir kimse kızını yâ kız kardeşini mehr-i müsemmâ ile hîn-i tezvîcinde mehr-i mezbûrdan bir mikdâr nesne kendisine ‘â’id olmak üzere tezvîc eylemek ma’nâsınadır ki bu vaz’ ve mehri kendisi ahz eylemek beyne’l-'Arab zemîmedir; yukâlu: حَلَا فُلَانٌ فُلَانًا حَلْوًا وَحُلْوَانًا إِذَا زَوَّجَهُ ابْنَتَهُ أَوْ أُخْتَهُ بِمَهْرٍ مُسَمًّى عَلَى أَيْ يَجْعَلَ لَهُ مِنَ الْمَهْرِ شَيْئًا مُسَمًّى Şârih der ki tamâm-ı mehri kendi almakta dahi müsta’meldir. Ve حُلْوَانٌ [hulvân] İsm olur, dellâl ücretine ve fâlcı ve kâhin ücretine denir. Ve hatunun mehrine yâhûd şîrînlik ve yedilik ta’bîr olunan 'atiyyeye denir ki dâmâd tarafından verilip ve rüşvet-gûne verilen nesneye denir. Ve ‘ivaz ve cezâ’ ma’nâsınadır; ve minhu tekûlu: لَأَحْلُوَنَّكَ حُلْوَانَكَ أَيْ لَأَجْزِيَنَّكَ جَزَاكَ
"حلو" kelimesini bütün sözlüklerde listele
"حلو" kelimesi için başka anlamlar ekle
"حلو" kelimesinin anlamını başka dillere çevirin
tr: halv
اَلْحَلْوُ [el-halv] (hâ’nın fethi ve lâm’ın sükûnuyla) Ecîre ücretinde fazla nesne vermek.
sıf. ar. s: hulve. [ha harfinin fethiyle de câizdir.] 1. Tatlı, şirin. 2. Lezîz, hoş.
(a. s. c. : hulviyyâ’t) : 1) tatlı. 2) büzel, bazal
a. (fem. حلوە) 1. Sweet. 2. Pleasant, agreeable, charming.
- 10 Sözlük İçinde Arama
- 3 Kelime Günlük Sorgu
- 2 Hassas Arama Sonucu
- 2 Benzerlerde Arama Sonucu
- 2 Anlamlar İçerisinde bulma
- 2 Metinler İçerisinde bulma
- 500 Karakter Günlük Çeviri
- 2 Kelime Günlük Çözümle
- Kelime Özellikleri Yok
- Kelime Kökeni Yok
- Gelişmiş Filtre Yok
- Reklam Gösterimi
- 25 Sözlük İçinde Arama
- 5 Kelime Günlük Sorgu
- 4 Hassas Arama Sonucu
- 4 Benzerlerde Arama Sonucu
- 4 Anlamlar İçerisinde bulma
- 4 Metinler İçerisinde bulma
- 1000 Karakter Günlük Çeviri
- 3 Kelime Günlük Çözümle
- Kelime Özellikleri Var
- Kelime Kökeni Var
- Gelişmiş Filtre Var
- Reklam Gösterimi Yok
- 50 Sözlük İçinde Arama
- 250 Kelime Günlük Sorgu
- Sınırsız Arama
- Sınırsız Benzerlerde Arama
- Sınırsız İçerisinde bulma
- Sınırsız Metinlerde bulma
- 10000 Karakter Günlük Çeviri
- 100 Kelime Günlük Çözümle
- Kelime Özellikleri Var
- Kelime Kökeni Var
- Gelişmiş Filtre Var
- Reklam Gösterimi Yok