Belirtilen arama kriterleri sonucu "بل" bulunamadı :(

- Aradığınız kelimenin yazılışının doğru olduğundan emin misiniz? Onlarca sözlük içerisinde arama yaptık ama maalesef bir sonuç bulamadık.

- Aşağıdaki sonuçların aradığınız kelime ile alakalı bir ipucu verebileceğini ümit ediyoruz.

- Kelimenin anlamını öğrendiğiniz takdirde, sözlüğümüze katkıda bulunabilirseniz çok müteşekkir oluruz. Eklemek için tıklayınız.

(Osmanlıca) Diğer Madde Başlıklarında (10)
بل (bel)
kelime https://kelime.com/arama/
OS / VANKULU LÜGATI-1589

بَلْ [bel] (bâ’nın fethi ve lâm’ın sükûnuyla muhaffefeten) Harf-i ‘atftır ki kelime-i sâniyeyi kelime-i evvele ‘atf edip sânî evvelin hükmünde olur i’râbda ve bu sânî için evvelden ıdrâba delâlet kılar; ke-kavlike: مَا جَاءَنِي زَيْدٌ بَلْ عَمْرٌو وَمَا رَأَيْتُ زَيْدًا بَلْ عَمْرًا وَجَاءَنِي إِخْوَتُكَ بَلْ أَبُوكَ Pes bununla ‘atf olunur gerek nefyden sonra gerek isbâttan sonra. Ve gâh olur بَلْ [bel] kelimesin mevzi’-i رُبَّ[rubbe]ye vaz’ ederler bir harfi harf-i âhar mevzi’ine vaz’ etmek meşhûr olduğu için ittisâ’an, nitekim “بَلْ مَهْمَهٍ قَطَعْتُ بَعْدَ مَهْمَهٍ” derler رُبَّ مَهْمَهٍ mahallinde. Ve مَهْمَهٌ [mehmeh] mîm’lerin fethiyle uzak berriyye demektir. Ve ammâ Bârî ta’âlânın ﴿ص وَالْقُرْآنِ ذِي الذِّكْرِ بَلِ الَّذِينَ كَفَرُوا فِي عِزَّةٍ وَشِقَاقٍ﴾ (ص،1-2) dediği kavlinde Ahfeş eyitti: Ba’zılar bu makâmda بَلْ kelimesin إِنَّ ma’nâsına haml ettive إِنَّ ma’nâsına olduğundan ötürü, kasem onun üzerine cârî oldu. Ve Ahfeş eyitti: Tâ’ife-i ‘Arab gâh olur kelime-i بَلْ [bel]i bir kelâmı kat’ edip kelâm-ı âhara istînâf için isti’mâl eder, meselâ bir kimse eş’âr-ı ‘Arabdan bir şi’r inşâd etse بَلْ “مَا هَجَا أَحْزَانًا وَشَجْوًا قَدْ شَجَا” der, nitekim بَلْ “وَبَلْدَةٍ مَا الْإِنْسُ مِنْ آهَالِهَا” der, zîrâ kelime-i بَلْ [bel] zikr olunan şi’rlerde nazm-ı şi’rden değildir ve şi’rden olmağa vezn mütehammil dahi değildir, belki kelâm mâ-kablinden munkatı’ olduğuna 'alâmet için gelmiştir. Ve Ahfeş eyitti: Kelime-i بَلْ[bel]in noksanı ne makûle harftir ma’lûm değildir ve هَلْ kelimesinde ve قَدْ [kad] kelimesinde dahi hâl böyledir, eger bunun noksânın vâv kılarsan بَلْوٌ ve هَلْوٌ ve قَدْوٌ dersin ve eger yâ kılarsan بَلْيٌ ve هَلْيٌ ve قَدْيٌ dersin. Ve ‘ulemâdan ba’zı bunların noksânın harf-i ahîri cinsinden kılıp aslında müdgamdır demişlerdir, ya’nî aslı هَلٌّ ve بَلٌّ [ve] قَدٌّ dir demişlerdir. Cevherî’nin bu zikr ettiği kelimât-ı mezbûrenin ism gelmesi sâbit olursa müveccehtir, lâkin بَلْ kelimesinin ve هَلْ kelimesinin ism gelmesi zâhir değildir. Ve her harfin hod binâsı sülâsîye ircâ’ olunmasını iltizâm iltizâm-ı mâ-lâ yelzem olmasında hafâ yoktur.

بل (bell)
kelime https://kelime.com/arama/
OS / KAMUSU’L-MUHİT-1814

اَلْبَلُّ [el-bell] (bâ’nın fethiyle) ve اَلْبِلَّةُ [el-billet] (bâ’nın kesriyle) Bir nesneyi yaşartmak ve ıslatmak ma’nâsınadır; yukâlu: بَلَّهُ بِالْمَاءِ بَلًّا وَبِلَّةً مِنَ الْبَابِ اْلأَوَّلِ إِذَا نَدَّاهُ Ve بَلٌّ [bell] ve بِلَالٌ [bilâl] Sıla-i rahim eylemek ma’nâsına müsta’meldir, niteki يُبْسٌ [yubs] kat’-ı rahim ma’nâsına müsta’meldir, zîrâ nedevâtla ba’zı eşyâ’ birbirine muhtelit ve muttasıl olur; yukâlu: بَلَّ رَحِمَهُ بَلًّا وَبِلَالًا إِذَا وَصَلَهَا Ve بَلٌّ [bell] ve بُلُولٌ [bulûl] ve بَلَلٌ [belel] (fethateynle) Hastalıktan sıhhat bulup ten-dürüst olmak ma’nâsınadır; yukâlu: بَلَّ مِنْ مَرَضِهِ بَلًّا وَبُلُولًا وَبَلَلًا مِنَ الْبَابِ الثَّانِي إِذَا حَسُنَتْ حَالُهُ Ve بَلٌّ [bell] Bir şey’e pek düşkün ve âşüfte olmak ma’nâsınadır; yukâlu: بَلَّ بِالشَّيْءِ بَلًّا إِذَا لَهِجَ بِهِ Ve بَلٌّ [bell] Vasf olur, şol kimseye denir ki dâ’imâ yemîn ederek inkâr ile halkının hakkını ekl ve bel’ edip edâ eylemez ola; yukâlu: رَجُلٌ بَلٌّ إِذَا كَانَ يَمْنَعُ بِالْحَلِفِ مَا عِنْدَهُ مِنْ حُقُوقِ النَّاسِ Ve ‘Alî b. el-hasen b. el-Bell el-Bagdâdî muhaddistir. Ve بَلٌّ [bell] Yabana gitmek ma’nâsınadır; yukâlu: بَلَّ فُلَانٌ بَلًّا إِذَا ذَهَبَ فِي الْأَرْضِ Ve بَلٌّ [bell] Be-gâyet lecûc ve mücâdil ve mu’ârız adama denir; yukâlu: رَجُلٌ بَلٌّ أَيْ أَلَدُّ جَدِلٌ Ve zimmetinde olan hukûk-ı nâsı mümâtale ve ekl ve bel’ eden hallâf ve zalûm kimseye denir. Ve bu tekrârdır. Ve بَلٌّ [bell] Lutf ve ihsân ma’nâsına müsta’meldir; yukâlu: بَلَّكَ اللهُ ابْنًا وَبَلَّكَ بِابْنٍ أَيْ رَزَقَكَهُ Ve tarlaya tohum ekmek ma’nâsınadır; yukâlu: بَلُّوا الْأَرْضَ إِذَا بَذَرُوهَا

بل (belbel)
kelime https://kelime.com/arama/
بل (bel)
kelime https://kelime.com/arama/
OS / GENEL OSMANLICA SÖZLÜĞÜ

(f. i.) : ökçe.

بل (bel)
kelime https://kelime.com/arama/
OS / GENEL OSMANLICA SÖZLÜĞÜ

(a. e.) : belki.

بل (bel)
kelime https://kelime.com/arama/
OS / KAMUSU’L-MUHİT-1814

بَلْ [bel] (bâ’nın fethi ve lâm’ın sükûnuyla) Harf-i ıdrâbdır. Eger kendiden sonra cümle zikr olunursa ıdrâbın ma’nâsı yâ mefhûm-ı evveli ibtâl olur ke-kavlihi ta’âlâ: ﴿وَقَالُوا اتَّخَذَالرَّحْمَنُ وَلَدًا سُبْحَانَهُ بَلْ عِبَادٌ مُكْرَمُونَ﴾ Yâhûd bir garazdan garaz-ı âhere intikâl olur, ke-kavlihi ta’âlâ: ﴿فَصَلَّى بَلْ تُؤْثِرُونَ الْحَيَوةَ الدُّنْيَا﴾ Ve eger kendiden sonra müfred gelirse sânîyi evvele 'atf için olur, ba’dehu eger kendiden mukaddem fi’l-i emr yâhûd kelime-i îcâb zikr olunursa mâ-kablini meskûtun-'anh şeklinde kılar, ya’nî mâ-kabline bir nesne ile hükm olunmayıp belki hükm mâ-ba’dine isbât olunur, ke-kavlihim: إِضْرِبْ زَيْدًا بَلْ عَمْرًا وَقَامَ زَيْدٌ بَلْ عَمْرٌو Ve eger kendiden mukaddem nefy yâhûd nehy zikr olunursa mâ-kablini ‘alâ-hâlîhi takrîr edip zıdd-ı mefhûmunu mâ-ba’dine isbât eder, ke-kavlihim: مَا قَامَ زَيْدٌ بَلْ عَمْرٌو وَلَا يَقُومُ زَيْدٌ بَلْ عَمْرٌو Ve ba’zılar ya’nî Muberred ve ‘Abduvâris nefy ve nehyin ma’nâlarını mâ-ba’dine nâkil olmasını tecvîz eylediler. Pes مَا زَيْدٌ قَائِمًا بَلْ قَاعِدًا ve بَلْ قَاعِدٌ demek sahîh olup ve ma’nâ cihetleri muhtelif olur. Ve Kûfiyyûn nehy ve şibh-i nehyin gayrısında vâki’ بَلْ ile ‘atf-ı kelâm olunmağı men’ eylediler. Pes ضَرَبْتُ زَيْدًا بَلْ أَبَاكَ kavli sahîh olmaz. Ve gâh olur ki tevkîd-i ıdrâb için ba’de’l-îcâb vâki’ olan بَلْ kelimesinden mukaddem lâ-i nâfiye ziyâde olunur, ke-kavli’ş-şâ’ir: “وَجْهُكَ الْبَدْرُ لَا بَلِ الشَّمْسُ لَوْنًا” Ve lâ-i mezbûre ba’de’n-nefy بَلْ kelimesinin takrîr-i mâ-kablini tevkîd için ziyâde olunur, ke-kavlihi “وَمَا هَجَرْتُكِ لَا بَلْ زَادَنِي شَغَفًا”

Osmanlıca Tüm Çekim ve Benzerlerde Arama (-)

Daha fazla sonuç göster
Osmanlıca Tüm Madde Anlamlarında Arama (-)

Daha fazla sonuç göster
MİSAFİR KULLANICI
  • 10 Sözlük İçinde Arama
  • 3 Kelime Günlük Sorgu
  • 2 Hassas Arama Sonucu
  • 2 Benzerlerde Arama Sonucu
  • 2 Anlamlar İçerisinde bulma
  • 2 Metinler İçerisinde bulma
  • 500 Karakter Günlük Çeviri
  • 2 Kelime Günlük Çözümle
  • Kelime Özellikleri Yok
  • Kelime Kökeni Yok
  • Gelişmiş Filtre Yok
  • Reklam Gösterimi
ÜCRETSİZ KAYDOL
  • 25 Sözlük İçinde Arama
  • 5 Kelime Günlük Sorgu
  • 4 Hassas Arama Sonucu
  • 4 Benzerlerde Arama Sonucu
  • 4 Anlamlar İçerisinde bulma
  • 4 Metinler İçerisinde bulma
  • 1000 Karakter Günlük Çeviri
  • 3 Kelime Günlük Çözümle
  • Kelime Özellikleri Var
  • Kelime Kökeni Var
  • Gelişmiş Filtre Var
  • Reklam Gösterimi Yok
ABONE KURUMLAR
  • 50 Sözlük İçinde Arama
  • 250 Kelime Günlük Sorgu
  • Sınırsız Arama
  • Sınırsız Benzerlerde Arama
  • Sınırsız İçerisinde bulma
  • Sınırsız Metinlerde bulma
  • 10000 Karakter Günlük Çeviri
  • 100 Kelime Günlük Çözümle
  • Kelime Özellikleri Var
  • Kelime Kökeni Var
  • Gelişmiş Filtre Var
  • Reklam Gösterimi Yok