اَلْبَسُّ [el-bess] (bâ’nın fethi ve sîn’in sükûnuyla) Davarı âheste sürmek ma’nâsınadır; yukâlu: بَسَّ الْإِبِلَ بَسًّا مِنَ الْبَابِ اْلأَوَّلِ إِذَا سَاقَهَا سَوْقًا لَيِّنًا Ve بَسِيسَةٌ [besîset] dedikleri ta’âm edinmek ma’nâsınadır; yukâlu: بَسَّ الرَّجُلُ إِذَا اتَّخَذَ الْبَسِيسَةَ Ve bes bes diye deve kısmını âzâr ile teskîn eylemek ma’nâsınadır; yukâlu: بَسَّ الرَّجُلُ إِذَا زَجَرَ الْإِبِلَ بِبَسْ بَسْ Ve mevâşîyi etrâf ve eknâfa perâkende ve irsâl eylemek ma’nâsınadır ki ra’y için ederler; yukâlu: بَسَّ الْمَالَ إِذَا أَرْسَلَهَا فِي الْبِلاَدِ وَفَرَّقَهَا Ve taleb eylemek ma’nâsınadır; yukâlu: بَسَّهُ إِذَا طَلَبَهُ Ve cehd ve tâkat ma’nâsınadır; yukâlu: جَاءَ بِهِ مِنْ بَسِّهِ أَيْ مِنْ جَهْدِهِ Ve yekûlûne جَاءَ بِهِ مِنْ حَسِّهِ وَبَسِّهِ مُثَلَّثَيِ الْأَوَّلِ Ya’nî hâ’nın ve bâ’nın harekât-ı selâsıyla أَيْ مِنْ جَهْدِهِ وَطَاقَتِهِ Ya’nî “Filân şey’i meblag-ı kudretinden getirdi ki gücü ancak ona yetişti.” Ve tekûlu: لَأَطْلُبَنَّهُ مِنْ حَسِّي وَبَسِّي أَيْ مِنْ جَهْدِي وَطَاقَتِي Ya’nî “Kudretim yetiştiği kadar elbette onu taleb ederim.” Ve بَسٌّ [bess] Ehlî olan kediye denir ki yaban kedisine denmez; 'âmme bâ’nın kesriyle telaffuz eder. Müfredi بَسَّةٌ [besset]tir. Ve بَسُّ [bessu] (bâ’nın fethi ve sîn-i müşeddedenin zammıyla) حَسْبُ [hasbu] ma’nâsınadır ki yetişir ve kifâyet eder demektir. 'Alâ-kavlin bu lügat-ı müsterziledir; yukâlu: أَعْطَاهُ حَتَّى قَالَ بَسُّ أَيْ حَسْبُ Şârih der ki lafz-ı Fârisî olan “bes” kelimesinden me’hûzdur. Ve بَسٌّ [Bess] himyer’den bir batn adıdır; kâdî-i Mısr olan Ebû Mihcen Tevbe b. en-Nemir el-Bessî ondandır. Ve بَسٌّ [bess] Bir adamın bir mikdâr mâlı gitmek ma’nâsınadır; yukâlu: بَسَّ فِي مَالِهِ بَسًّا إِذَا ذَهَبَ شَيْءٌ مِنْ مَالِهِ Ve bir nesneyi rîze rîze hurd haşhâş eylemek ma’nâsınadır; ve minhu kavluhu ta’âlâ: ﴿وَبُسَّتِ الْجِبَالُ بَسًّا﴾ أَيْ فُتِّتَتْ فَصَارَتْ أَرْضًا
"بس" kelimesini bütün sözlüklerde listele
"بس" kelimesi için başka anlamlar ekle
"بس" kelimesinin anlamını başka dillere çevirin
tr: bessu
ad. Dörtten sonra gelen adet, hamse, penç, 5: beş tane, beş kişi; on beş, yirmi beş, yüz beş
ad. Dörtten sonra gelen adet, hamse, penç, 5: beş tane, beş kişi; on beş, yirmi beş, yüz beş
- 10 Sözlük İçinde Arama
- 3 Kelime Günlük Sorgu
- 2 Hassas Arama Sonucu
- 2 Benzerlerde Arama Sonucu
- 2 Anlamlar İçerisinde bulma
- 2 Metinler İçerisinde bulma
- 500 Karakter Günlük Çeviri
- 2 Kelime Günlük Çözümle
- Kelime Özellikleri Yok
- Kelime Kökeni Yok
- Gelişmiş Filtre Yok
- Reklam Gösterimi
- 25 Sözlük İçinde Arama
- 5 Kelime Günlük Sorgu
- 4 Hassas Arama Sonucu
- 4 Benzerlerde Arama Sonucu
- 4 Anlamlar İçerisinde bulma
- 4 Metinler İçerisinde bulma
- 1000 Karakter Günlük Çeviri
- 3 Kelime Günlük Çözümle
- Kelime Özellikleri Var
- Kelime Kökeni Var
- Gelişmiş Filtre Var
- Reklam Gösterimi Yok
- 50 Sözlük İçinde Arama
- 250 Kelime Günlük Sorgu
- Sınırsız Arama
- Sınırsız Benzerlerde Arama
- Sınırsız İçerisinde bulma
- Sınırsız Metinlerde bulma
- 10000 Karakter Günlük Çeviri
- 100 Kelime Günlük Çözümle
- Kelime Özellikleri Var
- Kelime Kökeni Var
- Gelişmiş Filtre Var
- Reklam Gösterimi Yok