s. 1. The back; or the flank over the hip, below the rib. 2. Help, assistance. 3. Strength.

s. pl. of ازار Waist wrappers like aprons, but worn all-round the body like skirt’s, from the waist to near the ankles.

i. fa. İncitme, ta’zîb, ukûbet.

prop. n. Name of the father of Abraham.

vulg. azar adv. 1. Little by little. 2. A little to each or from each.

اَلْأَزْرُ [el-ezr] (hemzenin fethi ve zâ’nın sükûnuyla) Kuvvet ma’nâsına. Ve Bârî ta’âlânın ﴿أُشْدُدْ بِهِ أَزْرِي﴾ (طه 31) dediği kavlinde ظَهْرِي ma’nâsınadır. Ve gömlek işi bağlandığı yer, مَعْقِدُ إِزَارٍ ma’nâsına.

اَلْأُزُرُ [el-uzur] (zammeteynle) Cem’-i kesretidir, mislu: حِمَار [himâr] ve أَحْمِرَة [ahmiret] ve حُمُر [humur].

Yardım etmek, desteklemek. Az kullanılan anlamları ise şunlardır; yardımcı olmak, yardımda bulunmak, para yardımı yapmak, para sağlamak, imdadına yetişmek, kurtarmak, tutmak, tarafını tutmak, arka olmak, arka çıkmak, takviye etmek, cesaret vermek, kuvvet vermek.

Kuvvet, güç.

Sarmak, kuşatmak, peştemal ile sarmak, izar ile sarmak, dolamak, takviye etmek.

Peştamal, örtü.

Yardım etmek, desteklemek.

Yardımcı olmak.

Kaplamak.

أزر

{فآزره}: أعانه. وزنه فاعَلَ؛ لقولهم: يؤازر. {أزري}: عوني.