Şârih der ki ظِلٌّ [zill] سَتْرٌ [setr] ma’nâsına mevzû’ olmakla kavl-i evvel ercahtır; ve mine’l-emsâli: “أَتْرُكُهُ تَرْكَ الظَّبْيِ ظِلَّهُ” Ya’nî “Ben filânı âhû kendi zıllını terk eylediği gibi terk ve ferâmûş ederim” demektir, be-gâyet mütevahhiş ve nefûr olup bir vechile dâ’ire-i üns ü ülfete duhûl eylemez olan kimse hakkında darb olunur, zîrâ âhû kısmı bir nesneden ürküp tevahhuş ederse bir dahi ona ‘avdet eylemez, belki vahşiyyü’t-tab’ olmakla kendi gölgesinden nüfûr ve tevahhuş eder. Mesel-i mezbûrda vâki’ تَرْك lafzı râ’nın sükûnuyladır ki masdardır. Cevherî vehminden nâşî mâzî sûretinde îrâd ve أَتْرُكُهُ kelimesini iskât eyledi. Şârihin beyânına göre Tehzîb ve Mecma’u’l-Emsâl ve 'Ubâb’da Cevherî’ye muvâfık müsebbettir. Vâkı’â ez-cümle Mustaksâ’da bu resme mersûmdur ki dâ’imî yâr ve hem-deminden nefret ve müfârakat eden kimse hakkında mesel darb edip تَرَكَ الظَّبْيُ ظِلَّهُ derler. Ve terk ve hicrânla hem-demini î’âd eden kimse “لَأَ تْرُكَنَّكَ تَرْكَ الظَّبْيِ ظِلَّهُ” der ki hicrân-ı ebedîye telmîh eder, fi’l-hakîka mülâyim olan dahi böyle olmaktır, zîrâ mü’ellifin darb ve madrabı vicdâna mülâyim değildir. Ve ظِلٌّ [zill] Cennet-i a’lâya ıtlâk olunur; ve minhu kavluhu ta’âlâ: ﴿وَلَا الظِّلُّ وَلَا الْحَرُورُ﴾ أَيِ الْجَنَّةُ وَالنَّارُ Ve mer’î olan hayâle ıtlâk olunur, gerek cinn tâ’ifesinden ve gerek sâ’irden olsun; yukâlu: أَصَابَهُ ظِلٌّ أَيْ خَيَالٌ مِنَ الْجِنِّ وَغَيْرِهِ Ve ظِلٌّ [zill] Mesleme b. 'Abdulmelik b. Mervân’ın feresi ismidir. Ve 'izz ve mene’a ve şevket ma’nâsına müsta’meldir; yukâlu: بِهِ ظِلٌّ أَيْ عِزٌّ وَمَنَعَةٌ Ve libâsın pürüzüne ıtlâk olunur; yukâlu: بَدَا ظِلُّ الثَّوْبِ أَيْ زِئْبِرُهُ Ve geceye yâhûd bir bölüğüne ıtlâk olunur; tekûlu: دَخَلْنَا الظِّلَّ أَيِ اللَّيْلَ أَوْ جُنْحَهُ Ve her nesnenin karaltısına ve şahs ve sevâdına yâhûd tesettür eylediği sevb ve perde makûlesine ıtlâk olunur; yukâlu: هُوَ ظِلُّهُ أَيْ شَخْصُهُ أَوْ كِنُّهُ Ve ظِلُّ الشَّبَابِ [zillu’ş-şebâb] Civânlığın evvel hengâmına ıtlâk olunur; yukâlu: هُوَ فِي ظِلِّ الشَّبَابِ أَيْ أَوَّلِهِ Ve ظِلُّ الْقَيْظِ [zillu’l-kayz] Harâret-i havânın şiddetinden ‘ibârettir; yukâlu: سِرْنَا فِي ظِلِّ الْقَيْظِ أَيْ شِدَّتِهِ Ve ظِلُّ السَّحَابِ [zillu’s-sehâb] Şemsi setr eden parçasına yâhûd yere düşen sevâdına ıtlâk olunur. Ve ظِلُّ النَّهَارِ [zillu’n-nehâr] Şems tamâm irtifâ’ bulup pertevi gâlib olduğu hengâmda nehârın levninden 'ibârettir; yukâlu: أَعْجَبَنِي ظِلُّ النَّهَارِ أَيْ لَوْنُهُ إِذَا غَلَبَتْهُ الشَّمْسُ Ve ظِلٌّ [zill] Kenef ve himâyet ma’nâsına müsta’meldir; yukâlu: هُوَ فِي ظِلِّهِ أَيْ كَنَفِهِ وَحِمَايَتِهِ Ve ظِلٌّ [zill] إِظْلَالٌ [izlâl]den ism olur, bir nesneyi bürüyüp örten örtüye denir; yukâlu: هُوَ فِي ظِلٍّ أَيْ فِي سِتْرٍ وَغَطَاءٍ
"zillu’s-sehâb" kelimesini bütün sözlüklerde listele
"zillu’s-sehâb" kelimesi için başka anlamlar ekle
"zillu’s-sehâb" kelimesinin anlamını başka dillere çevirin
os: ظل السحاب
- 10 Sözlük İçinde Arama
- 3 Kelime Günlük Sorgu
- 2 Hassas Arama Sonucu
- 2 Benzerlerde Arama Sonucu
- 2 Anlamlar İçerisinde bulma
- 2 Metinler İçerisinde bulma
- 500 Karakter Günlük Çeviri
- 2 Kelime Günlük Çözümle
- Kelime Özellikleri Yok
- Kelime Kökeni Yok
- Gelişmiş Filtre Yok
- Reklam Gösterimi
- 25 Sözlük İçinde Arama
- 5 Kelime Günlük Sorgu
- 4 Hassas Arama Sonucu
- 4 Benzerlerde Arama Sonucu
- 4 Anlamlar İçerisinde bulma
- 4 Metinler İçerisinde bulma
- 1000 Karakter Günlük Çeviri
- 3 Kelime Günlük Çözümle
- Kelime Özellikleri Var
- Kelime Kökeni Var
- Gelişmiş Filtre Var
- Reklam Gösterimi Yok
- 50 Sözlük İçinde Arama
- 250 Kelime Günlük Sorgu
- Sınırsız Arama
- Sınırsız Benzerlerde Arama
- Sınırsız İçerisinde bulma
- Sınırsız Metinlerde bulma
- 10000 Karakter Günlük Çeviri
- 100 Kelime Günlük Çözümle
- Kelime Özellikleri Var
- Kelime Kökeni Var
- Gelişmiş Filtre Var
- Reklam Gösterimi Yok