Mü’ellifin Basâ’ir’de beyânına göre وَجْهٌ [vech] lafzı yüze mevzû’dur, Fârisîde rûy denir. Zâhir-i bedende ibtidâ nâzırın karşısına geldiği 'alâkasıyla ve a’zâ-i sâ’ireden eşref olmak münâsebetiyle ba’dehu insânın mutlakan karşısına gelen nesnede ve her şey’in eşrefinde ve mebde’inde isti’mâl olundu. Ve ba’zen وَجْهٌ [vech] ile zât dahi irâde olunur. Ve şârihin nüshasında اَلْوَجْهُ م. أَيْ مَعْرُوفٌ وَمُسْتَقْبَلُ كُلِّ شَيْءٍ 'unvânıyla mersûmdur ki وَجْهٌ [vech] yüze denir ve her nesnenin karşısında olana denir demek olur. Ve وَجْهٌ [vech] Bir nesnenin nefs ve zâtına ıtlâk olunur; yukâlu: وَجْهُ الشَّيْءِ أَيْ نَفْسُهُ وَوَجْهُ الدَّهْرِ أَوَّلُ الدَّهْرِ demektir. Ve وَجْهُ النَّجْمِ [vechu’n-necm] nâzıra doğru zâhir olan semtidir. Ve وَجْهُ الْكَلَامِ [vechu’l-kelâm] sebîl-i maksûd-ı kelâmdan 'ibârettir, tekûlu: وَجَدْتُ وَجْهَ كَلَامِهِ أَيِ السَّبِيلَ الْمَقْصُودَ مِنْه Ve وَجْهُ الْقَوْمِ [vechu’l-kavm] müte’ayyen ve zî-şânlarından 'ibârettir; cem’i وُجُوهٌ [vücûh] gelir; yukâlu: هُمْ وُجُوهُ الْقَوْمِ أَيْ أَعْيَانُهُمْ وَسَادَاتُهُمْ Ve وَجْهٌ [vech] Hürmet ve câh ma’nâsınadır. جَاهٌ [câh] وَجْهٌ [vech] maklûbudur. Ve semt ve cihet ma’nâsınadır. Ve جِهَةٌ [cihet] lafzının aslı وَجْهٌ idi, وَعْدٌ [va’d] ve عِدَةٌ ['idet] gibi. Ve جِهَةٌ [cihet] 'inde’l-ba’z ism-i mekândır, teveccüh olunacak semt ve mekâna denir. Ve masdar olarak dahi isti’mâl olunur. Ve وَجْهٌ [vech] Azca suya denir; bunda fethateynle de lügattir; yukâlu: وَجَدْنَا وَجْهًا مِنَ الْمَاءِ أَيْ قَلِيلًا Ve masdar olur, yüze vurmak ma’nâsınadır; yukâlu: وَجَهَهُ وَجْهًا مِنَ الْبَابِ الثَّانِي إِذَا ضَرَبَ وَجْهَهُ Ve bir adama vecâhet ve şerâfette gâlib olmak ma’nâsınadır; tekûlu: وَجَهْتُكَ عِنْدَ النَّاسِ أَجِهُكَ أَيْ صِرْتُ أَوْجَهَ مِنْكَ
"vech" kelimesini bütün sözlüklerde listele
"vech" kelimesi için başka anlamlar ekle
"vech" kelimesinin anlamını başka dillere çevirin
os: وجه
vulg. vecih, s. (pl. وجوه) 1. The face, the visage. 2. The surface of a thing. 3. A side of a solid body. 4. A direction, bearing; the right direction. 5. A road, a path; the right way. 6. A sense; a view; the true sense; the right view. 7. A reason; a cause; a means; a plan or method.
اَلْوَجْهُ [el-vech] (vâv’ın fethi ve cîm’in sükûnuyla) Yüz ki ma’rûftur.
- 10 Sözlük İçinde Arama
- 3 Kelime Günlük Sorgu
- 2 Hassas Arama Sonucu
- 2 Benzerlerde Arama Sonucu
- 2 Anlamlar İçerisinde bulma
- 2 Metinler İçerisinde bulma
- 500 Karakter Günlük Çeviri
- 2 Kelime Günlük Çözümle
- Kelime Özellikleri Yok
- Kelime Kökeni Yok
- Gelişmiş Filtre Yok
- Reklam Gösterimi
- 25 Sözlük İçinde Arama
- 5 Kelime Günlük Sorgu
- 4 Hassas Arama Sonucu
- 4 Benzerlerde Arama Sonucu
- 4 Anlamlar İçerisinde bulma
- 4 Metinler İçerisinde bulma
- 1000 Karakter Günlük Çeviri
- 3 Kelime Günlük Çözümle
- Kelime Özellikleri Var
- Kelime Kökeni Var
- Gelişmiş Filtre Var
- Reklam Gösterimi Yok
- 50 Sözlük İçinde Arama
- 250 Kelime Günlük Sorgu
- Sınırsız Arama
- Sınırsız Benzerlerde Arama
- Sınırsız İçerisinde bulma
- Sınırsız Metinlerde bulma
- 10000 Karakter Günlük Çeviri
- 100 Kelime Günlük Çözümle
- Kelime Özellikleri Var
- Kelime Kökeni Var
- Gelişmiş Filtre Var
- Reklam Gösterimi Yok