A piece of timber across the bottom of a canal lock for the
gates to shut against.

The shaft or thill of a carriage.

The basis or foundation of a thing; especially, a horizontal
piece, as a timber, which forms the lower member of a frame, or
supports a structure; as, the sills of a house, of a bridge, of a loom,
and the like.

The floor of a gallery or passage in a mine.

The timber or stone at the foot of a door; the threshold.

اَلصِّلُّ [es-sill] (sâd’ın kesriyle) Şol yılandır ki ona efsûn kâr etmez; yukâlu: إِنَّهَا لَصِلُّ صَفًا إِذَا كَانَتْ مُنْكَرَةً مِثْلَ الْأَفْعَى Ve صَفَا [safâ] kayaya derler. Ve kaçan bir kimse ziyâde zîrek olsa إِنَّهُ لَصِلُّ أَصْلَالٍ derler, ya’nî hayyâttan bir hayyedir derler, ya’nî o kimse âfet-i rüzgâr olmada hayyeye teşbîh olunmakla. Ve صِلٌّ [sill] Bir cins ota dahi derler.

اَلصِّلُّ [es-sill] (sâd’ın kesriyle) Yılana denir, حَيَّةٌ [hayyet] ma’nâsına yâhûd ince ve sarı nev’ine denir ki pek şedîd olur, şârihin beyânına göre aslâ ona efsûn te’sîr eylemez imiş; yukâlu: لَدَغَتْهُ الصِّلُّ أَيِ الْحَيَّةُ أَوْ هِيَ الدَّقِيقَةُ الصَّفْرَاءُ Ve âfet ve dâhiyeye ıtlâk olunur; cem’i أَصْلَالٌ [aslâl]dır; ve minhu yukâlu: إِنَّهُ لَصِلُّ أَصْلَالٍ أَيْ دَاهٍ مُنْكَرٌ فِي الْخُصُومَةِ وَغَيْرِهَا Ve misl ve nazîr ma’nâsınadır. Ve kırn ve hemtâ ma’nâsınadır; yukâlu: هَذَا صِلُّ هَذَا أَيْ قِرْنُهُ Ve bir şecer adıdır. Ve kesici kılıca denir; cem’leri أَصْلَالٌ [aslâl]dır.

iz. ar. tıb. Beyne’l-avâm verem denilen illet-i mühlikenin ism-i mahsûsudur. Bu illet bedenin muhtelif azasında zuhûr ettiğinden, akciğerde zuhûr eden en umûmîsine “سل الرئه sillü’r-ri’e” gırtlakta zuhûr edenine “سل القصبه sillü’l-kasba” vesâire denilir.

s. Pulmonary consumption.

The timber or stone on which a window frame stands; or, the
lowest piece in a window frame.