اَلسَّلْقُ [es-selk] (حَلْقٌ [halk] vezninde) Bir adamı söz ile incitip âzürde kılmak ma’nâsınadır; yukâlu: سَلَقَهُ بِالْكَلاَمِ سَلْقًا مِنَ الْبَابِ اْلأَوَّلِ إِذَا آذَاهُ Ve eti kemikten soymak ma’nâsınadır; yukâlu: سَلَقَ اللَّحْمَ عَنِ الْعَظْمِ إِذَا الْتَحَاهُ Ve dürtmek ve sançmak ma’nâsınadır; yukâlu: سَلَقَ فُلاَنًا بِالرُّمْحِ إِذَا طَعَنَهُ Ve nebâtı soğuk çalıp göyündürmek ma’nâsınadır; yukâlu: سَلَقَ الْبَرْدُ النَّبَاتَ إِذَا أَحْرَقَهُ Ve bir kimseyi arkası üzere yere yıkmak ma’nâsınadır; yukâlu: سَلَقَ فُلاَنًا إِذَا صَرَعَهُ عَلَى قَفَاهُ Ve su tulumunu yâhûd azık dağarcığını yağlamak ma’nâsınadır; yukâlu: سَلَقَ الْمَزَادَةَ إِذَا دَهَنَهَا Ve bir nesneyi âteşle kaynatmak ma’nâsınadır; yukâlu: سَلَقَ الشَّيْءَ إِذَا غَلاَهُ بِالنَّارِ Ve çuval makûlesinin kulpuna ağaç geçirmek ma’nâsınadır; yukâlu: سَلَقَ الْعُودَ فِي الْعُرْوَةِ إِذَا أَدْخَلَهُ Ve deveyi serâpâ katrânlamak ma’nâsınadır; yukâlu: سَلَقَ الْبَعِيرَ إِذَا هَنَأَهُ أَجْمَعَ Ve yelmek ma’nâsınadır; yukâlu: سَلَقَ فُلاَنٌ إِذَا عَدَا Ve haykırmak ma’nâsınadır; yukâlu: سَلَقَ الرَّجُلُ إِذَا صَاحَ Ve hatunu arkası üzere yatırıp cimâ’ eylemek ma’nâsınadır; yukâlu: سَلَقَ الْمَرْأَةَ إِذَا بَسَطَهَا فَجَامَعَهَا Ve bir kimseye kamçı makûlesiyle vurup derisini sıyırıp koparmak ma’nâsınadır; yukâlu: سَلَقَ فُلاَنًا بِالسَّوْطِ إِذَا نَزَعَ جِلْدَهُ Ve posteki makûlesini ıssı suda haşlayıp tüyden eser kalmak vech üzere tüylerini gidermek ma’nâsınadır ki 'an-kasd im’ân etmemekten yâhûd müsâmahadan nâşî olur; yukâlu: سَلَقَ شَيْئًا بِالْمَاءِ الْحَارِّ إِذَا أَذْهَبَ شَعْرَهُ وَوَبَرَهُ وَبَقِيَ أَثَرُهُ Ve سَلْقٌ [selk] Devenin sırtında olan yağır onulup yeri beyâz kalmak ma’nâsınadır; yukâlu: سَلَقَتِ الدَّبَرَةُ الْبَعِيرَ إِذَا بَرَأَتْ وَابْيَضَّ مَوْضِعُهَا مِنْ أَثَرِهَا Mü’ellif bunu müsâmaha vechiyle tefsîr eylemiştir. Ve devenin yanlarını kolan sıkıp yer eylemek ma’nâsınadır; yukâlu: سَلَقَ النِّسْعُ فِي جَنْبِ الْبَعِيرِ إِذَا أَثَّرَ Ve yola gidenlerin ayakları ve tırnakları yolda te’sîr eylemek ma’nâsınadır; yukâlu: سَلَقَتِ الْأَقْدَامُ وَالْحَوَافِرُ الطَّرِيقَ إِذَا أَثَّرَ فِيهَا
"selk" kelimesini bütün sözlüklerde listele
"selk" kelimesi için başka anlamlar ekle
"selk" kelimesinin anlamını başka dillere çevirin
os: سلق
Titiz ve tezcanlı. (Kireçli * Şavşat -Artvin.; Vazıldan * Divriği -Sivas.)
- 10 Sözlük İçinde Arama
- 3 Kelime Günlük Sorgu
- 2 Hassas Arama Sonucu
- 2 Benzerlerde Arama Sonucu
- 2 Anlamlar İçerisinde bulma
- 2 Metinler İçerisinde bulma
- 500 Karakter Günlük Çeviri
- 2 Kelime Günlük Çözümle
- Kelime Özellikleri Yok
- Kelime Kökeni Yok
- Gelişmiş Filtre Yok
- Reklam Gösterimi
- 25 Sözlük İçinde Arama
- 5 Kelime Günlük Sorgu
- 4 Hassas Arama Sonucu
- 4 Benzerlerde Arama Sonucu
- 4 Anlamlar İçerisinde bulma
- 4 Metinler İçerisinde bulma
- 1000 Karakter Günlük Çeviri
- 3 Kelime Günlük Çözümle
- Kelime Özellikleri Var
- Kelime Kökeni Var
- Gelişmiş Filtre Var
- Reklam Gösterimi Yok
- 50 Sözlük İçinde Arama
- 250 Kelime Günlük Sorgu
- Sınırsız Arama
- Sınırsız Benzerlerde Arama
- Sınırsız İçerisinde bulma
- Sınırsız Metinlerde bulma
- 10000 Karakter Günlük Çeviri
- 100 Kelime Günlük Çözümle
- Kelime Özellikleri Var
- Kelime Kökeni Var
- Gelişmiş Filtre Var
- Reklam Gösterimi Yok