selef (سلف)
kelime https://kelime.com/arama/selef
OS / VANKULU LÜGATI-1589 Mehmed Vani. (1729).Selef.Vankulu Lügatı. https://kelime.com/kelime/selef/633354ab101dea5b8e10b2aa-633360c055643b81ff795f00/os/tumu/tumu Mehmed Vani."Selef." Vankulu Lügatı, 1729, kelime.com, https://kelime.com/kelime/selef/633354ab101dea5b8e10b2aa-633360c055643b81ff795f00/os/tumu/tumu Mehmed Vani."Selef." Vankulu Lügatı, İstanbul, 1729. Kelime.com. https://kelime.com/kelime/selef/633354ab101dea5b8e10b2aa-633360c055643b81ff795f00/os/tumu/tumu

اَلْأَسْلَافُ [el-eslâf] (hemzenin fethiyle) Cem’i. Ve اَلسُّلَّافُ [es-sullâf] (sîn’in zammı ve lâm’ın teşdîdiyle) Kezâlik سَلَفٌ [selef]in cem’i, mütekaddim olan kimseler ma’nâsına. Ve سَلَفٌ [selef] Kezâlik bey’den bir nev’dir ki onda semen ta’cîl olunup mebî’in evsâfı zabt olunur, tâ ki müddet-i ma’lûmede kabz oluna.

Diğer Diller

os: سلف

Çekim ve Türev
(Osmanlıca) Diğer Madde Başlıklarında (6)
selef (سلف)
kelime https://kelime.com/arama/selef
OS / KAMUSU’L-MUHİT-1814

اَلسَّلَفُ [es-selef] (fethateynle) Zamân-ı mâzîde gelip geçmek ma’nâsınadır; yukâlu: سَلَفَ الشَّيْءُ سَلَفًا مِنَ الْبَابِ اْلأَوَّلِ إِذَا مَضَى Ve إِسْلاَفٌ [islâf] ma’nâsından ism olur ki سَلَمٌ [selem] ma’nâsına olur; Mu’âmelâttan bir gûnedir ki kabz-ı semen-i sil’a üzere takdîm ve ta’cîl olunur; yukâlu: أَخَذَهُ بِالسَّلَفِ أَيْ بِالسَّلَمِ وَهُوَ أَنْ يُعْطِيَ مَالاً فِي سِلْعَةٍ إِلَى أَجَلٍ مَعْلُومٍ بِزِيَادَةٍ فِي السِّعْرِ الْمَوْجُودِ عِنْدَ السَّلَفِ وَذَلِكَ مَنْفَعَةٌ لِلْمُسْلِفِ Bunun tarîkini mürâbahacılar hoşça bilirler. Şârih der ki mu’âmele-i merkûme bâb-ı mahsûstur. Mücmeli müsellemün fîh olan âcili re’sü’l-mâl olan ‘âcil mukâbelesiyle bey’ eylemektir. Sıfât ve şurût-ı 'adîdesi vardır. Ve سَلَفٌ [selef] Şol karz mu’âmelesine denir ki ondan karz veren adama dünyevî fâ’idesi olmayıp istikrâz eden kimse hemân 'aynını edâ ede. Bu karz-ı hasen ta’bîr ettikleridir. Mukrıza şükr ve sevâb menfa’ati kifâyet eder; yukâlu: أَعْطَاهُ سَلَفًا وَهُوَ الْقَرْضُ الَّذِي لاَ مَنْفَعَةَ فِيهِ لِلْمُقْرِضِ وَعَلَى الْمُقْتَرِضِ رَدُّهُ كَمَا أَخَذَهُ Ve bir adamın âhirete takdîm eylediği ‘amel-i sâlihe yâhûd sagîr iken vefâtıyla müte’essir olduğu evlâdına ıtlâk olunur. Ve bir kimsenin sâbıkan geçen âbâ’ ve akribâsına denir; cem’i سُلاَّفٌ [sullâf] gelir sîn’in zammıyla ve أَسْلاَفٌ [eslâf] gelir. Muhaddisînden 'Abdurrahmân b. 'Abdullâh es-Selefî ve sâ’irleri سَلَفٌ [selef]-i mezkûra mensûblardır.

Osmanlıca Tüm Çekim ve Benzerlerde Arama (-)

Daha fazla sonuç göster
Osmanlıca Tüm Madde Anlamlarında Arama (-)

Daha fazla sonuç göster
MİSAFİR KULLANICI
  • 10 Sözlük İçinde Arama
  • 3 Kelime Günlük Sorgu
  • 2 Hassas Arama Sonucu
  • 2 Benzerlerde Arama Sonucu
  • 2 Anlamlar İçerisinde bulma
  • 2 Metinler İçerisinde bulma
  • 500 Karakter Günlük Çeviri
  • 2 Kelime Günlük Çözümle
  • Kelime Özellikleri Yok
  • Kelime Kökeni Yok
  • Gelişmiş Filtre Yok
  • Reklam Gösterimi
ÜCRETSİZ KAYDOL
  • 25 Sözlük İçinde Arama
  • 5 Kelime Günlük Sorgu
  • 4 Hassas Arama Sonucu
  • 4 Benzerlerde Arama Sonucu
  • 4 Anlamlar İçerisinde bulma
  • 4 Metinler İçerisinde bulma
  • 1000 Karakter Günlük Çeviri
  • 3 Kelime Günlük Çözümle
  • Kelime Özellikleri Var
  • Kelime Kökeni Var
  • Gelişmiş Filtre Var
  • Reklam Gösterimi Yok
ABONE KURUMLAR
  • 50 Sözlük İçinde Arama
  • 250 Kelime Günlük Sorgu
  • Sınırsız Arama
  • Sınırsız Benzerlerde Arama
  • Sınırsız İçerisinde bulma
  • Sınırsız Metinlerde bulma
  • 10000 Karakter Günlük Çeviri
  • 100 Kelime Günlük Çözümle
  • Kelime Özellikleri Var
  • Kelime Kökeni Var
  • Gelişmiş Filtre Var
  • Reklam Gösterimi Yok