A quantity of matter cohering together so as to make one
body, or an aggregation of particles or things which collectively make
one body or quantity, usually of considerable size; as, a mass of ore,
metal, sand, or water.

A medicinal substance made into a cohesive, homogeneous lump,
of consistency suitable for making pills; as, blue mass.

vn. & s. 1. A sucking; an imbibing by suction. 2. A sipping.

To celebrate Mass.

اَلْمَصُّ [el-mass] (mîm’in fethi ve sâd’ın teşdîdiyle) Bir nesneyi ağzıyla çekip sormak; yukâlu: مَصِصْتُ الشَّيْءَ أَمَصُّهُ مَصًّا مِنَ الْبَابِ الرَّابِعِ

اَلْمَصُّ [el-mass] (mîm’in fethi ve sâd’ın teşdîdiyle) Bir nesneyi âhestece sora sora içmek ma’nâsınadır; tekûlu: مَصِصْتُ اللَّبَنَ بِكَسْرِ الْعَيْنِ أَمَصُّهُ بِفَتْحِهَا يَعْنِي مِنَ الْبَابِ الرَّابِعِ وَمَصَصْتُهُ بِالْفَتْحِ أَمُصُّهُ بِالضَّمِّ يَعْنِي مِنَ الْبَابِ الْأَوَّلِ كَخَصَصْتُهُ أَخُصُّهُ إِذَا شَرِبْتَهُ شُرْبًا رَقِيقًا Şârih der ki hakk-ı 'ibâre cezb-i nefes ile takyîd eylemektir ki Türkîde emmek ve sormak ta’bîr olunur, Fârisîde mekîden mürâdifidir.

(a. i.) : emme, emerek çekme, soğurma.

i. parça, kütle, yığın, küme. We need to count the total mass. (Toplam kütleyi hesaplamamız gerekiyor.)

iz. ar. Emme, emerek çekme: bir boş tulum havuzun içinde bırakılırsa su mass eder.

The sacrifice in the sacrament of the Eucharist, or the
consecration and oblation of the host.