keft (كفت)
kelime https://kelime.com/arama/keft
OS / KAMUSU’L-MUHİT-1814 Firuzabadi (1814).Keft.Ahmed Asım (çev.),Kamusu’l-Muhit. https://kelime.com/kelime/keft/63335d1f101dea5b8e1a0e3a-000000000000000000000000/tumu/tumu/tumu Firuzabadi."Keft." Kamusu’l-Muhit, çev. Ahmed Asım,1814, kelime.com, https://kelime.com/kelime/keft/63335d1f101dea5b8e1a0e3a-000000000000000000000000/tumu/tumu/tumu Firuzabadi."Keft." Kamusu’l-Muhit, çev. Ahmed Asım,İstanbul, 1814. Kelime.com. https://kelime.com/kelime/keft/63335d1f101dea5b8e1a0e3a-000000000000000000000000/tumu/tumu/tumu

اَلْكَفْتُ [el-keft] (kâf’ın fethi ve fâ’nın sükûnuyla) Bir kimseyi sâlik olduğu cihetten cihet-i uhrâya çevirip döndürmek ma’nâsınadır; gerek zâhirî ve gerek ma’nevî olsun; yukâlu: كَفَتَهُ كَفْتًا مِنَ الْبَابِ الثَّانِي إِذَا صَرَفَهُ عَنْ وَجْهِهِ Ve bir nesnenin eczâsını devşirip birbirine zamm ve ilhâk eylemek, kezâlik bir adam bir nesneyi kendisine zamm ve ilhâk eylemek ma’nâsınadır; yukâlu: كَفَتَ الشَّيْءَ إِلَيْهِ إِذَا ضَمَّهُ وَقَبَضَهُ Kâle fi’l-Esâs: كَفَتَ الْمَتَاعَ إِذَا جَمَعَهُ وَضَمَّ بَعْضَهُ إِلَى بَعْضٍ وَكَفَتَ الْفِرَاشَ وَمِنْهُ الْحَدِيثُ “إِكْفِتُوا صِبْيَانَكُمْ بِاللَّيْلِ فَإِنَّ لِلشَّيْطَانِ خَطْفَةً وَانْتِشَارًا” أَيْ ضَمُّوهُمْ إِلَيْكُمْ Ve كَفْتٌ [keft] ve كِفَاتٌ [kifât] (kâf’ın kesriyle) ve كَفِيتٌ [kefît] (kâf’ın fethiyle) ve كَفَتَانٌ [kefetân] (fetehâtla) Kuş kısmı kanatlarını devşirip ve kısıp sür’atle uçmak, kezâlik insân ve sâ’ir hayvân kürkü devşirinip sür’atle seğirtmek ma’nâsınadır ki ma’nâ-yı mezkûrdan me’hûzdur ضَمٌّ [damm] ve قَبْضٌ [kabd] bulunduğu için; yukâlu: كَفَتَ الطَّائِرُ وَغَيْرُهُ كَفْتًا وَكِفَاتًا وَكَفِيتًا وَكَفَتَانًا إِذَا أَسْرَعَ فِي الطَّيَرَانِ وَالْعَدْوِ وَتَقَبَّضَ فِيهِ Ve كَفْتٌ [keft] ve كَفِيتٌ [kefît] (أَمِيرٌ [emîr] vezninde) Bünyesi hurde devşirimli, cüst ve çâlâk insân ve hayvâna denir; yukâlu: رَجُلٌ وَفَرَسٌ كَفْتٌ وَكَفِيتٌ أَيْ سَرِيعٌ خَفِيفٌ دَقِيقٌ Ve كَفْتٌ [keft] Küçük tencereye denir. Bunda kâf’ın kesriyle de lügattir. Ve bir nesnenin içerisi taşrasına dönmek ma’nâsınadır ki tersine dönmek ta’bîr olunur; yukâlu: أَصْلَحَهُ بِالْكَفْتِ وَهُوَ تَقَلُّبُ الشَّيْءِ ظَهْرًا لِبَطْنٍ Ve كَفْتٌ [keft] Ölmek, mevt ma’nâsına isti’mâl olunur, kabre zamm olunmak mülâhazasıyla; yukâlu: وَقَعَ فِي النَّاسِ كَفْتٌ أَيْ مَوْتٌ ve yukâlu: كَفَتَ اللهُ فُلاَنًا إِذَا مَاتَ Ve كَفْتٌ [keft] Katıksız ekmeğe ıtlâk olunur; yukâlu: أَكَلَ خُبْزًا كَفْتًا أَيْ بِلاَ أُدْمٍ Dâ’imâ ma’îşete zamm olunması bâ’is-i ıtlâktır.

Diğer Diller

os: كفت

Çekim ve Türev
(Tüm) Diğer Madde Başlıklarında (3)
keft (كفت)
kelime https://kelime.com/arama/keft
OS / KAMUSU’L-MUHİT-1814

اَلْكَفْتُ [el-keft] (kâf’ın fethi ve fâ’nın sükûnuyla) Bir kimseyi sâlik olduğu cihetten cihet-i uhrâya çevirip döndürmek ma’nâsınadır; gerek zâhirî ve gerek ma’nevî olsun; yukâlu: كَفَتَهُ كَفْتًا مِنَ الْبَابِ الثَّانِي إِذَا صَرَفَهُ عَنْ وَجْهِهِ Ve bir nesnenin eczâsını devşirip birbirine zamm ve ilhâk eylemek, kezâlik bir adam bir nesneyi kendisine zamm ve ilhâk eylemek ma’nâsınadır; yukâlu: كَفَتَ الشَّيْءَ إِلَيْهِ إِذَا ضَمَّهُ وَقَبَضَهُ Kâle fi’l-Esâs: كَفَتَ الْمَتَاعَ إِذَا جَمَعَهُ وَضَمَّ بَعْضَهُ إِلَى بَعْضٍ وَكَفَتَ الْفِرَاشَ وَمِنْهُ الْحَدِيثُ “إِكْفِتُوا صِبْيَانَكُمْ بِاللَّيْلِ فَإِنَّ لِلشَّيْطَانِ خَطْفَةً وَانْتِشَارًا” أَيْ ضَمُّوهُمْ إِلَيْكُمْ Ve كَفْتٌ [keft] ve كِفَاتٌ [kifât] (kâf’ın kesriyle) ve كَفِيتٌ [kefît] (kâf’ın fethiyle) ve كَفَتَانٌ [kefetân] (fetehâtla) Kuş kısmı kanatlarını devşirip ve kısıp sür’atle uçmak, kezâlik insân ve sâ’ir hayvân kürkü devşirinip sür’atle seğirtmek ma’nâsınadır ki ma’nâ-yı mezkûrdan me’hûzdur ضَمٌّ [damm] ve قَبْضٌ [kabd] bulunduğu için; yukâlu: كَفَتَ الطَّائِرُ وَغَيْرُهُ كَفْتًا وَكِفَاتًا وَكَفِيتًا وَكَفَتَانًا إِذَا أَسْرَعَ فِي الطَّيَرَانِ وَالْعَدْوِ وَتَقَبَّضَ فِيهِ Ve كَفْتٌ [keft] ve كَفِيتٌ [kefît] (أَمِيرٌ [emîr] vezninde) Bünyesi hurde devşirimli, cüst ve çâlâk insân ve hayvâna denir; yukâlu: رَجُلٌ وَفَرَسٌ كَفْتٌ وَكَفِيتٌ أَيْ سَرِيعٌ خَفِيفٌ دَقِيقٌ Ve كَفْتٌ [keft] Küçük tencereye denir. Bunda kâf’ın kesriyle de lügattir. Ve bir nesnenin içerisi taşrasına dönmek ma’nâsınadır ki tersine dönmek ta’bîr olunur; yukâlu: أَصْلَحَهُ بِالْكَفْتِ وَهُوَ تَقَلُّبُ الشَّيْءِ ظَهْرًا لِبَطْنٍ Ve كَفْتٌ [keft] Ölmek, mevt ma’nâsına isti’mâl olunur, kabre zamm olunmak mülâhazasıyla; yukâlu: وَقَعَ فِي النَّاسِ كَفْتٌ أَيْ مَوْتٌ ve yukâlu: كَفَتَ اللهُ فُلاَنًا إِذَا مَاتَ Ve كَفْتٌ [keft] Katıksız ekmeğe ıtlâk olunur; yukâlu: أَكَلَ خُبْزًا كَفْتًا أَيْ بِلاَ أُدْمٍ Dâ’imâ ma’îşete zamm olunması bâ’is-i ıtlâktır.

keft (كفت)
kelime https://kelime.com/arama/keft
OS / REDHOUSE TURKISH AND ENGLISH LEXICON-1890

s. A cleft, fissure.

Tüm Tüm Çekim ve Benzerlerde Arama (-)

Daha fazla sonuç göster
Tüm Tüm Madde Anlamlarında Arama (-)

Daha fazla sonuç göster
MİSAFİR KULLANICI
  • 10 Sözlük İçinde Arama
  • 3 Kelime Günlük Sorgu
  • 2 Hassas Arama Sonucu
  • 2 Benzerlerde Arama Sonucu
  • 2 Anlamlar İçerisinde bulma
  • 2 Metinler İçerisinde bulma
  • 500 Karakter Günlük Çeviri
  • 2 Kelime Günlük Çözümle
  • Kelime Özellikleri Yok
  • Kelime Kökeni Yok
  • Gelişmiş Filtre Yok
  • Reklam Gösterimi
ÜCRETSİZ KAYDOL
  • 25 Sözlük İçinde Arama
  • 5 Kelime Günlük Sorgu
  • 4 Hassas Arama Sonucu
  • 4 Benzerlerde Arama Sonucu
  • 4 Anlamlar İçerisinde bulma
  • 4 Metinler İçerisinde bulma
  • 1000 Karakter Günlük Çeviri
  • 3 Kelime Günlük Çözümle
  • Kelime Özellikleri Var
  • Kelime Kökeni Var
  • Gelişmiş Filtre Var
  • Reklam Gösterimi Yok
ABONE KURUMLAR
  • 50 Sözlük İçinde Arama
  • 250 Kelime Günlük Sorgu
  • Sınırsız Arama
  • Sınırsız Benzerlerde Arama
  • Sınırsız İçerisinde bulma
  • Sınırsız Metinlerde bulma
  • 10000 Karakter Günlük Çeviri
  • 100 Kelime Günlük Çözümle
  • Kelime Özellikleri Var
  • Kelime Kökeni Var
  • Gelişmiş Filtre Var
  • Reklam Gösterimi Yok