ihlâf (احلاف)
kelime https://kelime.com/arama/ihlâf
OS / GENEL OSMANLICA SÖZLÜĞÜ Komisyon. (t.y.).Ihlâf.Genel Osmanlıca Sözlüğü. https://kelime.com/kelime/ihl%C3%A2f/63335480101dea5b8e0fa285-63335480661b5c15887da670/os/tumu/tumu Komisyon."Ihlâf." Genel Osmanlıca Sözlüğü, t.y., kelime.com, https://kelime.com/kelime/ihl%C3%A2f/63335480101dea5b8e0fa285-63335480661b5c15887da670/os/tumu/tumu Komisyon."Ihlâf." Genel Osmanlıca Sözlüğü, İstanbul, t.y. Kelime.com. https://kelime.com/kelime/ihl%C3%A2f/63335480101dea5b8e0fa285-63335480661b5c15887da670/os/tumu/tumu

(a. i.) : yemin ettirme, (bkz. : kasem).

Diğer Diller

os: احلاف

Çekim ve Türev
(Osmanlıca) Diğer Madde Başlıklarında (5)
ihlâf (الإحلاف)
kelime https://kelime.com/arama/ihlâf
OS / KAMUSU’L-MUHİT-1814

اَلْإِخْلاَفُ [el-ihlâf] (hemzenin kesriyle) Bu dahi ağzın râyihası mütegayyir olmak ma’nâsınadır; yukâlu: أَخْلَفَ فَمُ الصَّائِمِ إِذَا تَغَيَّرَتْ رَائِحَتُهُ وَمِنْهُ نَوْمَةُ الضُّحَى مَخْلَفَةٌ لِلْفَمِ Kezâlik süt ve ta’âm makûlesinin ta’mı yâhûd râyihâsı mütegayyir olmak ma’nâsınadır; yukâlu: أَخْلَفَ اللَّبَنُ وَالطَّعَامُ إِذَا تَغَيَّرَ طَعْمُهُ أَوْ رَائِحَتُهُ Ve yırtık sevbi yamayıp ıslâh eylemek ma’nâsınadır; yukâlu: أَخْلَفَ الثَّوْبَ إِذَا أَصْلَحَهُ Ve kuyudan su çekmek ma’nâsınadır; yukâlu: أَخْلَفَ لِأَهْلِهِ إِذَا اسْتَقَى مَاءً لَهُمْ Ve ‘ıvaz ve bedel vermek ma’nâsınadır; yukâlu: أَخْلَفَ اللهُ عَلَيْكَ وَلَكَ خَيْرًا Ve bir adamın pederi ve mâderi gibi yerine ‘ıvaz gelmeyecek nesnesi helâk olsa خَلَفَ اللهُ عَلَيْكَ denir, sülâsî sîgasıyla كَانَ اللهُ عَلَيْكَ خَلِيفَةً ma’nâsına. Kezâlik hemzesiz خَلَفَ اللهُ عَلَيْكَ خَيْرًا yâhûd بِخَيْرٍ ve hemze ile أَخْلَفَ عَلَيْكَ وَلَكَ خَيْرًا denir. Ve eğer veled ve mâl gibi i’tiyâzı mümkin ise أَخْلَفَ اللهُ لَكَ وَعَلَيْكَ derler hemze ile ve خَلَفَ اللهُ لَكَ derler hemsesiz. Ve ba’zılar dediler ki خَلَفَ اللهُ عَلَيْكَ mâl ve veled gibi i’tiyâzı mümkin nesne helâkında dahi câ’izdir. Ve işbu خَلَفٌ [halef] lafzının muzâri’î şâz olarak يَمْنَعُ [yemne’u] vezninde gelmek câ’izdir. Ve إِخْلاَفٌ [ihlâf] ve خُلْفٌ [hulf]-ı va’d eylemek ma’nâsınadır; yukâlu: أَخْلَفَهُ الْوَعْدَ إِذَا قَالَ وَلَمْ يَفْعَلْهُ Ve bir kimseyi خُلْفٌ [hulf] va’d eylemiş bulmak ma’nâsınadır; yukâlu: أَخْلَفَ فُلاَنًا إِذَا وَجَدَ مَوْعِدَهُ خُلْفًا Ve nücûm ya’nî ‘Arabların i’tibâr eyledileri nev’-i kevâkib kuraklık îcâb eylemek ma’nâsınadır, zîrâ matar ve cedbi envâ-i kevâkibe isnâd ederler; yukâlu: أَخْلَفَتِ النُّجُومُ إِذَا أَمْحَلَتْ فَلَمْ يَكُنْ فِيهَا مَطَرٌ Ve bir adamın bir nesnesi zâyi’ olduktan sonra yerine dîgerini kesb ve bedel kılmak ma’nâsınadır; yukâlu: أَخْلَفَ فُلاَنٌ لِنَفْسِهِ إِذَا كَانَ قَدْ ذَهَبَ لَهُ شَيْءٌ فَجَعَلَ مَكَانَهُ آخَرَ Ve nebât خِلْفَةٌ [hilfet] ya’nî tâze tâze yaprak çıkarmak ma’nâsınadır; yukâlu: أَخْلَفَ النَّبَاتُ إِذَا أَخْرَجَ الْخِلْفَةَ Ve kından sıyırıp çıkarmak için kılıca el sunmak ma’nâsınadır; yukâlu: أَخْلَفَ فُلاَنٌ إِذَا أَهْوَى بِيَدِهِ إِلَى السَّيْفِ لِيَسُلَّهُ Ve devenin kasık bağı zekerinin üstüne gelip efşân eylemeğe mâni’ olmakla hâyelerinden öteye sıyırıp bertaraf eylemek ma’nâsınadır; yukâlu: أَخْلَفَ عَنِ الْبَعِيرِ إِذَا حَوَّلَ حَقَبَهُ فَجَعَلَهُ مِمَّا يَلِي خُصْيَيْهِ وَذَلِكَ إِذَا أَصَابَ حَقَبُهُ ثِيلَهُ فَاحْتَبَسَ بَوْلُهُ Ve bir kimseyi geri ensesinden çevirmek ma’nâsınadır; yukâlu: أَخْلَفَ فُلاَنًا إِذَا رَدَّهُ إِلَى خَلْفِهِ Ve giden nesneyi redd eylemek ma’nâsınadır; tekûlu: أَخْلَفَ اللهُ عَلَيْكَ أَيْ رَدَّ عَلَيْكَ مَا ذَهَبَ Ve kuşun evvelki tüyleri döküldükten sonra yeniden tülemek ma’nâsınadır; yukâlu: أَخْلَفَ الطَّائِرُ إِذَا خَرَجَ لَهُ رِيشٌ بَعْدَ رِيشِهِ الْأَوَّلِ Ve oğlan bülûga yaklaşmak ma’nâsınadır; yukâlu: أَخْلَفَ الْغُلاَمُ إِذَا رَهَقَ الْحُلُمَ Ve devâ’ ve 'ilâc 'alîli za’îf eylemek ma’nâsınadır; yukâlu: أَخْلَفَ الدَّوَاءُ فُلاَنًا إِذَا أَضْعَفَهُ Ve nâka bir kere çekilmekle tutmadığından nâşî buğura tekrâr i’âde eylemek ma’nâsınadır; yukâlu: أَخْلَفَ الْفَحْلَ إِذَا أَعَادَهُ عَلَى النَّاقَةِ لِمَا لَمْ تَلْقَحْ بِمَرَّةٍ

ihlâf (احلاف)
kelime https://kelime.com/arama/ihlâf
ihlâf (إحلاف)
kelime https://kelime.com/arama/ihlâf
ihlâf (إخلاف)
kelime https://kelime.com/arama/ihlâf
OS / VANKULU LÜGATI-1589

اَلْإِخْلَافُ [el-ihlâf] (hemzenin kesriyle) Ağız râyihası mütegayyir olmak; yukâlu: أَخْلَفَ فُوهُ فَهُوَ لُغَةٌ فِي خَلَفَ إِذَا تَغَيَّرَ Ve إِخْلَافٌ [ihlâf] Eski bezi meremmet etmeğe dahi derler; tekûlu: أَخْلَفْتُ الثَّوْبَ فَهُوَ لُغَةٌ فِي خَلَفْتُهُ إِذَا أَصْلَحْتَهُ Ve إِخْلَافٌ [ihlâf] ‘Ivaz vermeğe dahi derler; yukâlu li-men zehebe lehu mâlun ev veledun ev şey’un yuste’âdu: أَخْلَفَ اللهُ عَلَيْكَ أَيْ رَدَّ عَلَيْكَ مِثْلُ مَا ذَهَبَ Ve eger helâk olan ‘ıvaza kâbil değilse vâlid gibi yâ أَخٌ [ah] gibi yâ عَمٌّ [‘amm] gibi,خَلَفَ اللهُ عَلَيْكَ dersin elifsiz, ya’nî “hudây ta’âlâ kendi lutfunu vâlidene yâhûd âhar helâk olan nesnene halîfe kılsın.” Ve إِخْلَافٌ [ihlâf] Va’deye muhâlefet etmeğe de derler; yukâlu: أَخْلَفَهُ مَا وَعَدَهُ إِذَا قَالَ شَيْئًا وَلَا يَفْعَلَهُ عَلَى الْإِسْتِقْبَالِ Ve bir kimseyi hilf-i va’d etmiş bulmağa dahi derler; yukâlu: أَخْلَفَهُ إِذَا وَجَدَ مَوْعِدَهُ خُلْفًا Ve إِخْلَافٌ [ihlâf] Yıldız kuraklık îcâb etmeğe dahi derler, câhiliyyet ehlinin zu’mu üzere; yekûlûne: أَخْلَفَتِ النُّجُومُ إِذَا أَمْحَلَتْ فَلَمْ يَكُنْ فِيهَا مَطَرٌ Ve إِمْحَالٌ [imhâl] hâ-i mühmele ile kaht olmağa dahi derler. Ve إِخْلَافٌ [ihlâf] Bir nesne zâyi’ olduktan sonra yerine birin kesb etmeğe dahi derler; yukâlu: أَتْلِفْ وَأَخْلِفْ Ya’nî “Harc et ve kazan.” Ve إِخْلَافٌ [ihlâf] Kılıç sıyırmak için el uzatmağa dahi derler; yukâlu: أَخْلَفَ الرَّجُلُ إِذَا أَهْوَى بِيَدِهِ إِلَى سَيْفِهِ لِيَسُلَّهُ Ve إِخْلَافٌ [ihlâf] Ot kuruduktan sonra tâze ot bitirmeğe dahi derler; yukâlu: أَخْلَفَ النَّبَاتُ إِذَا أَخْرَجَ الْخِلْفَةَ Ve خِلْفَةٌ [hilfet] bir ottur ki kuruyan otun yerine biter. Ve إِخْلَافٌ [ihlâf] Devenin kasık bağı zekerinin üzerine gelip efşân etmeğe mâni’ olmağın kasık bağın husyeteynine yakın iletmeğe derler, efşâna mâni’ olmasın diye; yukâlu: أَخْلَفْتُ عَنِ الْبَعِيرِ إِذَا حَوَّلْتَ الْحَقَبَ فَتَجْعَلَهُ مِمَّا يَلِي خُصْيَىِ الْبَعِيرِ Ve حَقَبٌ [hakab] hâ-i mühmelenin ve kâf’ın fethiyle devenin kasık bağı. Ve إِخْلَافٌ [ihlâf] nâkada isti’mâl olunmaz, zîrâ nâkanın bevli fercinden olmağın kasık bağı ona vâsıl olmaz. Ve إِخْلَافٌ [ihlâf] Kuyudan su çekmeğe dahi derler; yukâlu: أَخْلَفَ إِذَا اسْتَقَى

Osmanlıca Tüm Çekim ve Benzerlerde Arama (-)

Daha fazla sonuç göster
Osmanlıca Tüm Madde Anlamlarında Arama (-)

Daha fazla sonuç göster
MİSAFİR KULLANICI
  • 10 Sözlük İçinde Arama
  • 3 Kelime Günlük Sorgu
  • 2 Hassas Arama Sonucu
  • 2 Benzerlerde Arama Sonucu
  • 2 Anlamlar İçerisinde bulma
  • 2 Metinler İçerisinde bulma
  • 500 Karakter Günlük Çeviri
  • 2 Kelime Günlük Çözümle
  • Kelime Özellikleri Yok
  • Kelime Kökeni Yok
  • Gelişmiş Filtre Yok
  • Reklam Gösterimi
ÜCRETSİZ KAYDOL
  • 25 Sözlük İçinde Arama
  • 5 Kelime Günlük Sorgu
  • 4 Hassas Arama Sonucu
  • 4 Benzerlerde Arama Sonucu
  • 4 Anlamlar İçerisinde bulma
  • 4 Metinler İçerisinde bulma
  • 1000 Karakter Günlük Çeviri
  • 3 Kelime Günlük Çözümle
  • Kelime Özellikleri Var
  • Kelime Kökeni Var
  • Gelişmiş Filtre Var
  • Reklam Gösterimi Yok
ABONE KURUMLAR
  • 50 Sözlük İçinde Arama
  • 250 Kelime Günlük Sorgu
  • Sınırsız Arama
  • Sınırsız Benzerlerde Arama
  • Sınırsız İçerisinde bulma
  • Sınırsız Metinlerde bulma
  • 10000 Karakter Günlük Çeviri
  • 100 Kelime Günlük Çözümle
  • Kelime Özellikleri Var
  • Kelime Kökeni Var
  • Gelişmiş Filtre Var
  • Reklam Gösterimi Yok