heb (هب)
kelime https://kelime.com/arama/heb
OS / KAMUSU’L-MUHİT-1814 Firuzabadi (1814).Heb.Ahmed Asım (çev.),Kamusu’l-Muhit. https://kelime.com/kelime/heb/633359db101dea5b8e1221b3-000000000000000000000000/os/tumu/tumu Firuzabadi."Heb." Kamusu’l-Muhit, çev. Ahmed Asım,1814, kelime.com, https://kelime.com/kelime/heb/633359db101dea5b8e1221b3-000000000000000000000000/os/tumu/tumu Firuzabadi."Heb." Kamusu’l-Muhit, çev. Ahmed Asım,İstanbul, 1814. Kelime.com. https://kelime.com/kelime/heb/633359db101dea5b8e1221b3-000000000000000000000000/os/tumu/tumu

هَبْ [heb] (hâ’nın fethi ve bâ’nın sükûn üzere binâsıyla) Mâdde-i merkûmeden fi’l-i emrdir, bağışla ve hibe eyle ma’nâsına. Ve أُحْسُبْ ve أُعْدُدْ ma’nâsına isti’mâl olunur. Ve bu ma’nâda mutasarrıf değildir, hemân fi’l-i emr olarak isti’mâl olunur; tekûlu: هَبْنِي فَعَلْتُ كَذَا أَيِ احْسُبْنِي وَاعْدُدْنِي Ya’nî “Beni hisâb eyle ki şöyle ettim.” Lisânımızda “Beni filân işi işledi say” ta’bîr olunur. Mütercim der ki kütüb-i nahviyyede bu mâddenin hülâsası budur ki هَبْ kelimesi ef’âl-i kulûba ilhâk ve onda hakîkat-ı 'örfiyye olmuştur, أُحْسُبْ ve أُعْدُدْ ma’nâsına. Ve bunun nakli mecâz bi-mertebeteyn cihetiyledir ve mutasarrıf değildir ve gâliben iki mef’ûle ta’diye eder. Ve bunda savâb olan zamîr-i muttasıl ilhâk olunmaktır; tekûlu: هَبْنِي فَعَلْتُ وَهَبْهُ فَعَلَ Ve bilâ-zamîrin isti’mâlini ba’zılar tecvîz eylediler; ve yukâlu: هَبْنِي وَهَبُونِي وَهَبِينِي Ya’nî hemân işbu vücûh-ı selâse ile müsta’meldir. Ve ba’zılar هَبْ أَنِّي فَعَلْتُ كَذَا 'ibâretini telhîn eylediler, lâkin nuhâta muhâliftir, zîrâ bu ef’âl-i kulûbdan olup ve ef’âl-i merkûmeden إِنَّ ve أَنَّ mef’ûleyn makâmına kâ’im oldukları 'inde’n-nahviyyîn ittifâk-kerdedir ve 'aleyhi mâ-verede: “هَبْ أَنَّ أَبَانَا كَانَ حِمَارًا” ve Esâs’ta هَبْهُ رَجُلاً قَدْ أَخْطَأَ وَهَبْهُ قَدْ مَاتَ 'unvânıyla mersûm ve إِجْعَلْهُ kelimesiyle müfesserdir ki zikr olunan وَهَبَنِيَ اللهُ فِدَاءَكَ أَيْ جَعَلَنِي kavlinden me’hûzdur ki vech-i mesrûd üzere mecâz bi-mertebeteyn olur; ve kâle fîhi: سَمِعْتُ خَادِمًا لِي مِنَ الْيَمَامَةِ يَقُولُ وَقَدْ وَكَفَ السَّقْفُ يَا سَيِّدِي هَلْ أَهَبُ عَلَيْهِ التُّرَابَ بِمَعْنَى هَلْ أَجْعَلُهُ عَلَيْهِ وَيُقَالُ لِلْخَيْلِ هَبِي أَيْ أَقْبِلِي Ve bu “ه،ي،ب” mâddesinde mersûm ve meşrûhtur.

Diğer Diller

os: هب

Çekim ve Türev
(Osmanlıca) Diğer Madde Başlıklarında (2)
heb (هب)
kelime https://kelime.com/arama/heb
OS / KAMUSU’L-MUHİT-1814

هَبْ [heb] (hâ’nın fethi ve bâ’nın sükûn üzere binâsıyla) Mâdde-i merkûmeden fi’l-i emrdir, bağışla ve hibe eyle ma’nâsına. Ve أُحْسُبْ ve أُعْدُدْ ma’nâsına isti’mâl olunur. Ve bu ma’nâda mutasarrıf değildir, hemân fi’l-i emr olarak isti’mâl olunur; tekûlu: هَبْنِي فَعَلْتُ كَذَا أَيِ احْسُبْنِي وَاعْدُدْنِي Ya’nî “Beni hisâb eyle ki şöyle ettim.” Lisânımızda “Beni filân işi işledi say” ta’bîr olunur. Mütercim der ki kütüb-i nahviyyede bu mâddenin hülâsası budur ki هَبْ kelimesi ef’âl-i kulûba ilhâk ve onda hakîkat-ı 'örfiyye olmuştur, أُحْسُبْ ve أُعْدُدْ ma’nâsına. Ve bunun nakli mecâz bi-mertebeteyn cihetiyledir ve mutasarrıf değildir ve gâliben iki mef’ûle ta’diye eder. Ve bunda savâb olan zamîr-i muttasıl ilhâk olunmaktır; tekûlu: هَبْنِي فَعَلْتُ وَهَبْهُ فَعَلَ Ve bilâ-zamîrin isti’mâlini ba’zılar tecvîz eylediler; ve yukâlu: هَبْنِي وَهَبُونِي وَهَبِينِي Ya’nî hemân işbu vücûh-ı selâse ile müsta’meldir. Ve ba’zılar هَبْ أَنِّي فَعَلْتُ كَذَا 'ibâretini telhîn eylediler, lâkin nuhâta muhâliftir, zîrâ bu ef’âl-i kulûbdan olup ve ef’âl-i merkûmeden إِنَّ ve أَنَّ mef’ûleyn makâmına kâ’im oldukları 'inde’n-nahviyyîn ittifâk-kerdedir ve 'aleyhi mâ-verede: “هَبْ أَنَّ أَبَانَا كَانَ حِمَارًا” ve Esâs’ta هَبْهُ رَجُلاً قَدْ أَخْطَأَ وَهَبْهُ قَدْ مَاتَ 'unvânıyla mersûm ve إِجْعَلْهُ kelimesiyle müfesserdir ki zikr olunan وَهَبَنِيَ اللهُ فِدَاءَكَ أَيْ جَعَلَنِي kavlinden me’hûzdur ki vech-i mesrûd üzere mecâz bi-mertebeteyn olur; ve kâle fîhi: سَمِعْتُ خَادِمًا لِي مِنَ الْيَمَامَةِ يَقُولُ وَقَدْ وَكَفَ السَّقْفُ يَا سَيِّدِي هَلْ أَهَبُ عَلَيْهِ التُّرَابَ بِمَعْنَى هَلْ أَجْعَلُهُ عَلَيْهِ وَيُقَالُ لِلْخَيْلِ هَبِي أَيْ أَقْبِلِي Ve bu “ه،ي،ب” mâddesinde mersûm ve meşrûhtur.

Osmanlıca Tüm Çekim ve Benzerlerde Arama (-)

Daha fazla sonuç göster
Osmanlıca Tüm Madde Anlamlarında Arama (-)

Daha fazla sonuç göster
MİSAFİR KULLANICI
  • 10 Sözlük İçinde Arama
  • 3 Kelime Günlük Sorgu
  • 2 Hassas Arama Sonucu
  • 2 Benzerlerde Arama Sonucu
  • 2 Anlamlar İçerisinde bulma
  • 2 Metinler İçerisinde bulma
  • 500 Karakter Günlük Çeviri
  • 2 Kelime Günlük Çözümle
  • Kelime Özellikleri Yok
  • Kelime Kökeni Yok
  • Gelişmiş Filtre Yok
  • Reklam Gösterimi
ÜCRETSİZ KAYDOL
  • 25 Sözlük İçinde Arama
  • 5 Kelime Günlük Sorgu
  • 4 Hassas Arama Sonucu
  • 4 Benzerlerde Arama Sonucu
  • 4 Anlamlar İçerisinde bulma
  • 4 Metinler İçerisinde bulma
  • 1000 Karakter Günlük Çeviri
  • 3 Kelime Günlük Çözümle
  • Kelime Özellikleri Var
  • Kelime Kökeni Var
  • Gelişmiş Filtre Var
  • Reklam Gösterimi Yok
ABONE KURUMLAR
  • 50 Sözlük İçinde Arama
  • 250 Kelime Günlük Sorgu
  • Sınırsız Arama
  • Sınırsız Benzerlerde Arama
  • Sınırsız İçerisinde bulma
  • Sınırsız Metinlerde bulma
  • 10000 Karakter Günlük Çeviri
  • 100 Kelime Günlük Çözümle
  • Kelime Özellikleri Var
  • Kelime Kökeni Var
  • Gelişmiş Filtre Var
  • Reklam Gösterimi Yok