The first vertebra of the neck, articulating immediately
with the skull, thus sustaining the globe of the head, whence the name.

A collection of maps in a volume

iz. ar. [tüysüz ve parlak demek olan “ طلسtals”dan] yüzü ipek ve tersi pamuk maruf bir cins kumaş, atlas, dîbâ. h. Felek-i atlas: hey’et-i kadîmede sevâbeti hâvî olan feleğin üstünde ve kâffe-i eflâkı muhît olan ve nücûmdan büsbütün hâlî zu’m olunan felek-i mevhûm. || c. harîta mecmuası, bütün küre-i arzın harîtalarını sırasıyla câmi’ kitap veya ilm-i nebâtât ve hayvânât ve hendese gibi bir fennin eşkâl-i mecmûası. bkz. اطلس atlas.

One who sustains a great burden.

s. An atlas.

iz. ar. [tüysüz ve parlak demek olan “ طلسtals”dan] yüzü ipek ve tersi pamuk maruf bir cins kumaş, atlas, dîbâ. h. Felek-i atlas: hey’et-i kadîmede sevâbeti hâvî olan feleğin üstünde ve kâffe-i eflâkı muhît olan ve nücûmdan büsbütün hâlî zu’m olunan felek-i mevhûm. || c. harîta mecmuası, bütün küre-i arzın harîtalarını sırasıyla câmi’ kitap veya ilm-i nebâtât ve hayvânât ve hendese gibi bir fennin eşkâl-i mecmûası. bkz. اطلس atlas.

(a. i.) : 1) üstü ipek, altı pamuk kumaş. 2) s. düz, havsız, tüysüz. 3) büyük, harita. 4) Atlas denizi.

i. atlas. I want to hang a world atlas on my wall. (Duvarıma bir dünya atlası asmak istiyorum.)

(Tür.) [Erkek] 1. Üstü ipek, altı pamuk kumaş, diba. 2. Düz, havasız, tüysüz. 3. Büyük harita. 4. Atlas okyanusu. 5. Kuzey Afrika’da Fas, Cezayir’i geçerek Tunus Körfezi’ne kadar uzanan sıradağlara verilen ad.

Harita mecmuası.