اَلْعِتْرُ [el-'itr] ('ayn’ın kesri ve tâ’nın sükûnuyla) Asl ma’nâsınadır. Ve fi’l-meseli: “عَادَتْ لِعِتْرِهَا لَمِيسُ” Ve لَمِيسُ [Lemîs] sîn-i mühmele ile bir câriyenin ismidir. Ve bu mesel darb olunur şol kimse hakkında ki terk ettiği halka 'avdet eyleye. Ve عِتْرٌ ['itr] Kezâlik bir ottur ki onunla devâ olunur, merzencûş gibi. Ve merzencûş bir hûb ottur ki ba’zılar çiğdem çiçeğidir demişler. Ve fi’l-hadîsi: “لَا بَأْسَ لِلْمُحْرِمِ أَنْ يَتَدَاوَى بِالسَّنَا وَالْعِتْرِ” Ve Ebû 'Ubeyd eyitti: عِتْرٌ ['itr] küçük ağaçlardır. Ve عِتْرٌ ['itr] Şol koyuna dahi derler ki tâ’ife-i 'Arabdan müşrik olan kimseler receb ayında onu ilâheler için boğazlarlar.