اَلْعَرْضُ [el-'ard] (فَرْضٌ [fard] vezninde) Mekke’ye yâhûd Medîne’ye varmak ma’nâsınadır; yukâlu: عَرَضَ الرَّجُلُ عَرْضًا مِنَ الْبَابِ اْلأَوَّلِ إِذَا أَتَى الْعَرُوضَ أَيْ مَكَّةَ أَوِ الْمَدِينَةَ Ve bir kimsenin önüne arkuru bir iş zuhûr eylemek ma’nâsınadır; yukâlu: عَرَضَ لَهُ كَذَا وَعَرِضَ عَرْضًا مِنَ الْبَابِ الثَّانِي وَالرَّابِعِ إِذَا ظَهَرَ عَلَيْهِ وَبَدَا Ve bir kimseye bir nesneyi izhâr eylemek ma’nâsınadır; yukâlu: عَرَضَ الشَّيْءَ لَهُ إِذَا أَظْهَرَهُ لَهُ Ve bir nesneyi bir kimseye göstermek ma’nâsınadır; yukâlu: عَرَضَ الشَّيْءَ عَلَيْهِ إِذَا أَرَاهُ إِيَّاهُ Ve bir nesneyi bir nesne üzere arkuru komak ma’nâsınadır; yukâlu: عَرَضَ الْعُودَ عَلَى الْإِنَاءِ وَالسَّيْفَ عَلَى فَخِذِهِ عَرْضًا مِنَ الْبَابِ اْلأَوَّلِ وَالثَّانِي إِذَا وَضَعَهُ عَلَيْهِ عَرْضًا Ve bir nesneyi gözden geçirip hâline nazar eylemek ma’nâsınadır; yukâlu: عَرَضَ الْجُنْدَ عَرْضَ عَيْنٍ إِذَا أَمَرَّهُمْ عَلَيْهِ وَنَظَرَ ما حَالُهُمْ يَعْنِي أَمَرَّهُمْ عَلَى بَصَرِهِ لِيَعْرِفَ مَنْ غَابَ مِنْهُمْ وَمَنْ حَضَرَ Ve bir kimsenin hakkına bedel bir nesne vermek ma’nâsınadır; yukâlu: عَرَضَ لَهُ مِنْ حَقِّهِ ثَوْبًا إِذَا أَعْطَاهُ إِيَّاهُ مَكَانَ حَقِّهِ Ve bir kimseye perî ve gûl ve câdû makûlesi görünmek ma’nâsınadır; yukâlu: عَرَضَتْ لَهُ الْغُولُ وَعَرِضَتْ عَرْضًا مِنَ الْبَابِ الثَّانِي وَالرَّابِعِ إِذَا ظَهَرَتْ Te’nîsi سِعْلاَةٌ [si’lât] i’tibâriyladır. Ve deveye yorgunluktan kesr ve fütûr ‘ârız olup fürû-mânde kalmak ma’nâsınadır; yukâlu: عَرَضَتِ النَّاقَةُ وَعَرِضَتْ مِنَ الْبَابَيْنِ الْمَزْبُورَيْنِ إِذَا أَصَابَهَا كَسْرٌ Ve at kısmı tek dizgin gibi bir yanı üzere arkuru arkuru gitmek ma’nâsınadır; yukâlu: عَرَضَ الْفَرَسُ إِذَا مَرَّ عَارِضًا عَلَى جَنْبٍ وَاحِدٍ Ve bir nesnenin bir cânibine vurmak yâ dokunmak ma’nâsınadır; yukâlu: عَرَضَ الشَّيْءَ إِذَا أَصَابَ عُرْضَهُ Ve bir metâ’a değer pahasında bir şey’-i âher verip mübâdele kılmak ma’nâsınadır; yukâlu: عَرَضَ بِسِلْعَتِهِ إِذَا عَارَضَ بِهَا يَعْنِي بَادَلَ بِهَا فَأَعْطَى سِلْعَةً وَأَخَذَ أُخْرَى Ve عَرْضٌ عَلَى السَّيْفِ ['ard 'ale’s-seyf] 'Askeri bütün kılıçtan geçirmek ma’nâsınadır; yukâlu: عَرَضَ الْقَوْمَ عَلَى السَّيْفِ إِذَا قَتَلَهُمْ Ve عَرْضٌ عَلَى السَّوْطِ ['ard 'ale’s-savt] 'Askeri bütün kamçıdan geçirmek ma’nâsınadır; yukâlu: عَرَضَهُمْ عَلَى السَّوْطِ إِذَا ضَرَبَهُمْ
"'ard" kelimesini bütün sözlüklerde listele
"'ard" kelimesi için başka anlamlar ekle
"'ard" kelimesinin anlamını başka dillere çevirin
os: عرد
- 10 Sözlük İçinde Arama
- 3 Kelime Günlük Sorgu
- 2 Hassas Arama Sonucu
- 2 Benzerlerde Arama Sonucu
- 2 Anlamlar İçerisinde bulma
- 2 Metinler İçerisinde bulma
- 500 Karakter Günlük Çeviri
- 2 Kelime Günlük Çözümle
- Kelime Özellikleri Yok
- Kelime Kökeni Yok
- Gelişmiş Filtre Yok
- Reklam Gösterimi
- 25 Sözlük İçinde Arama
- 5 Kelime Günlük Sorgu
- 4 Hassas Arama Sonucu
- 4 Benzerlerde Arama Sonucu
- 4 Anlamlar İçerisinde bulma
- 4 Metinler İçerisinde bulma
- 1000 Karakter Günlük Çeviri
- 3 Kelime Günlük Çözümle
- Kelime Özellikleri Var
- Kelime Kökeni Var
- Gelişmiş Filtre Var
- Reklam Gösterimi Yok
- 50 Sözlük İçinde Arama
- 250 Kelime Günlük Sorgu
- Sınırsız Arama
- Sınırsız Benzerlerde Arama
- Sınırsız İçerisinde bulma
- Sınırsız Metinlerde bulma
- 10000 Karakter Günlük Çeviri
- 100 Kelime Günlük Çözümle
- Kelime Özellikleri Var
- Kelime Kökeni Var
- Gelişmiş Filtre Var
- Reklam Gösterimi Yok