(toprak) verimli, randımanlı, verimli toprak, ürün veren, kar getiren.

Moğolca, Moğolistan. ba: مغول Moğol vesâire.

اَلْمَغْلُ [el-magl] (mîm’in fethi ve gayn’ın sükûnuyla) Davar çayır ile bilece toprak yemekle yüreği ağrımak ma’nâsınadır; yukâlu: مَغَلَتِ الدَّابَّةُ مَغْلًا مِنَ الْبَابِ الثَّالِثِ وَالْأَوَّلِ إِذَا أَكَلَتِ التُّرَابَ مَعَ الْبَقْلِ فَأَخَذَهَا وَجَعٌ فِي بَطْنِهَا Ve مَغْلٌ [magl] Gebe hatunun çocuğa emzirdiği süte denir; fethateynle de zebân-zededir. Ve مَغْلٌ [magl] ve مَغَالَةٌ [megâlet] Bir adamın vâlî ve hâkim yanında sû’-i hâlini zikr ile gamz ve si’âyet eylemek ma’nâsınadır, 'alâ-kavlin 'umûmen ya’nî vâlî yanında ve sâ’ir mahallerde mesâvîsini nakl ile dillemek ma’nâsınadır; yukâlu: مَغَلَ بِهِ مَغْلًا وَمَغَالَةً مِنَ الْبَابِ الثَّالِثِ إِذَا وَشَى بِهِ عِنْدَ السُّلْطَانِ أَوْ عَامٌّ

اَلْمَغَلُ [el-megal] (fethateynle) Gebe hatun çocuğu emzirmek ma’nâsınadır; yukâlu: مَغِلَتِ الْحَامِلُ بِوَلَدِهِ مَغْلًا مِنَ الْبَابِ الرَّابِعِ إِذَا أَرْضَعَتْهُ Ve bir adamın gözü bozulup fâsid ve tebâh olmak ma’nâsınadır; yukâlu: مَغِلَ الرَّجُلُ إِذَا فَسَدَتْ عَيْنُهُ

s. (pl. مغلات) The proceeds from any mortmain property.

a. (fem. مغلە) 1. Insincere, deceitful. 2. Rancorous.

prop. n. A Mogul man; the Moguls.

اَلْمَغَلُ [el-megal] (mîm’in ve gayn-ı mu’cemenin fethiyle) Davar otlarken otla toprağı bile yemeğin karnı ağrımaktır.

(مَ) (اِ.) استراحت و خواب.