اَللَّمُّ [el-lemm] (lâm’ın fethi ve mîm’in teşdîdiyle) Cem’ eylemek ma’nâsınadır; yukâlu: لَمَّ الشَّيْءَ لَمًّا مِنَ الْبَابِ الْأَوَّلِ إِذَا جَمَعَهُ وَيُقَالُ لَمَّ اللهُ شَعَثَهُ أَيْ قَارَبَ بَيْنَ شَتِيتِ أُمُورِهِ Ya’nî “Hazret-i hudâ onun perîşân olan umûrunu derneştirip müctemi’ eyleye” ki hayr du’âdır; ve yukâlu: إِنَّ دَارَنَا لَمُومَةٌ أَيْ تَجْمَعُ النَّاسَ وَتَرُبُّهُمْ وَتُصْلِحُهُمْ Ve konmak ma’nâsınadır; yukâlu: لَمَّ بِهِ إِذَا نَزَلَ

adv. of negation. Not.

Toplama.

لَمْ [lem] (lâm’ın fethiyle)

Soğuk bölgelerde yaşayan bir kuş türü.

[edil.] kaçık olmak, kaçık olmak.

Yığmak. Az kullanılan anlamları ise şunlardır; düzenlemek, toplamak, biriktirmek, bir araya getirmek.

Değil. Az kullanılan anlamları ise şunlardır; [muzari fiilden önce, cezmeden edat] …yapmadı, olmadı, …medi / madı, …memiş / mamış, yok, …olmamak, muzariyi cezm edatıdır, …yapmamak.

Niçin?, neden?, niye?, ne diye?, niçin? neden? ne diye?.

sıf. ar. [لم lem = harf-i nefy.— يزل yezel = “zevâl”den muzâri‘, meczûm] zâil olmaz, bâkî, dâimî, sermedî. —[sıfâtu’llâhtandır:] خداى لميزل Hudâ-yı lem-yezel = zevâlden münezzeh olan Cenâb-ı hayy-i lâ-yemût. [lâ-yezâl gibi.]