اَلْكَفْتُ [el-keft] (kâf’ın fethi ve fâ’nın sükûnuyla) Bir kimseyi sâlik olduğu cihetten cihet-i uhrâya çevirip döndürmek ma’nâsınadır; gerek zâhirî ve gerek ma’nevî olsun; yukâlu: كَفَتَهُ كَفْتًا مِنَ الْبَابِ الثَّانِي إِذَا صَرَفَهُ عَنْ وَجْهِهِ Ve bir nesnenin eczâsını devşirip birbirine zamm ve ilhâk eylemek, kezâlik bir adam bir nesneyi kendisine zamm ve ilhâk eylemek ma’nâsınadır; yukâlu: كَفَتَ الشَّيْءَ إِلَيْهِ إِذَا ضَمَّهُ وَقَبَضَهُ Kâle fi’l-Esâs: كَفَتَ الْمَتَاعَ إِذَا جَمَعَهُ وَضَمَّ بَعْضَهُ إِلَى بَعْضٍ وَكَفَتَ الْفِرَاشَ وَمِنْهُ الْحَدِيثُ “إِكْفِتُوا صِبْيَانَكُمْ بِاللَّيْلِ فَإِنَّ لِلشَّيْطَانِ خَطْفَةً وَانْتِشَارًا” أَيْ ضَمُّوهُمْ إِلَيْكُمْ Ve كَفْتٌ [keft] ve كِفَاتٌ [kifât] (kâf’ın kesriyle) ve كَفِيتٌ [kefît] (kâf’ın fethiyle) ve كَفَتَانٌ [kefetân] (fetehâtla) Kuş kısmı kanatlarını devşirip ve kısıp sür’atle uçmak, kezâlik insân ve sâ’ir hayvân kürkü devşirinip sür’atle seğirtmek ma’nâsınadır ki ma’nâ-yı mezkûrdan me’hûzdur ضَمٌّ [damm] ve قَبْضٌ [kabd] bulunduğu için; yukâlu: كَفَتَ الطَّائِرُ وَغَيْرُهُ كَفْتًا وَكِفَاتًا وَكَفِيتًا وَكَفَتَانًا إِذَا أَسْرَعَ فِي الطَّيَرَانِ وَالْعَدْوِ وَتَقَبَّضَ فِيهِ Ve كَفْتٌ [keft] ve كَفِيتٌ [kefît] (أَمِيرٌ [emîr] vezninde) Bünyesi hurde devşirimli, cüst ve çâlâk insân ve hayvâna denir; yukâlu: رَجُلٌ وَفَرَسٌ كَفْتٌ وَكَفِيتٌ أَيْ سَرِيعٌ خَفِيفٌ دَقِيقٌ Ve كَفْتٌ [keft] Küçük tencereye denir. Bunda kâf’ın kesriyle de lügattir. Ve bir nesnenin içerisi taşrasına dönmek ma’nâsınadır ki tersine dönmek ta’bîr olunur; yukâlu: أَصْلَحَهُ بِالْكَفْتِ وَهُوَ تَقَلُّبُ الشَّيْءِ ظَهْرًا لِبَطْنٍ Ve كَفْتٌ [keft] Ölmek, mevt ma’nâsına isti’mâl olunur, kabre zamm olunmak mülâhazasıyla; yukâlu: وَقَعَ فِي النَّاسِ كَفْتٌ أَيْ مَوْتٌ ve yukâlu: كَفَتَ اللهُ فُلاَنًا إِذَا مَاتَ Ve كَفْتٌ [keft] Katıksız ekmeğe ıtlâk olunur; yukâlu: أَكَلَ خُبْزًا كَفْتًا أَيْ بِلاَ أُدْمٍ Dâ’imâ ma’îşete zamm olunması bâ’is-i ıtlâktır.
"كفت" kelimesini bütün sözlüklerde listele
"كفت" kelimesi için başka anlamlar ekle
"كفت" kelimesinin anlamını başka dillere çevirin
tr: keft
s. A cleft, fissure.
s. A shoulder, the shoulder-ridge.
s. A pounding, hammering, etc.
- 10 Sözlük İçinde Arama
- 3 Kelime Günlük Sorgu
- 2 Hassas Arama Sonucu
- 2 Benzerlerde Arama Sonucu
- 2 Anlamlar İçerisinde bulma
- 2 Metinler İçerisinde bulma
- 500 Karakter Günlük Çeviri
- 2 Kelime Günlük Çözümle
- Kelime Özellikleri Yok
- Kelime Kökeni Yok
- Gelişmiş Filtre Yok
- Reklam Gösterimi
- 25 Sözlük İçinde Arama
- 5 Kelime Günlük Sorgu
- 4 Hassas Arama Sonucu
- 4 Benzerlerde Arama Sonucu
- 4 Anlamlar İçerisinde bulma
- 4 Metinler İçerisinde bulma
- 1000 Karakter Günlük Çeviri
- 3 Kelime Günlük Çözümle
- Kelime Özellikleri Var
- Kelime Kökeni Var
- Gelişmiş Filtre Var
- Reklam Gösterimi Yok
- 50 Sözlük İçinde Arama
- 250 Kelime Günlük Sorgu
- Sınırsız Arama
- Sınırsız Benzerlerde Arama
- Sınırsız İçerisinde bulma
- Sınırsız Metinlerde bulma
- 10000 Karakter Günlük Çeviri
- 100 Kelime Günlük Çözümle
- Kelime Özellikleri Var
- Kelime Kökeni Var
- Gelişmiş Filtre Var
- Reklam Gösterimi Yok