اَلْمَكْحُولَةُ [el-mekhûlet] ve اَلْكَحِيلُ [el-kehîl] ve اَلْكَحِيلَةُ [el-kehîlet] ve اَلْكَحِلُ [el-kehil] (خَجِلٌ [hacil] vezninde) Sürme çekilmiş göze denir. Ve كَحِيلٌ [kehîl] kelimesinin cem’i كَحْلَى [kehlâ] gelir, سَكْرَى [sekrâ] vezninde ve كَحَائِلُ [kehâ’il] gelir.

اَلْكِحَالُ [el-kihâl] ve اَلْكِحْلُ [el-kihl] (kâf’ların kesriyle) Bunlar da كَحْلَةٌ [kahlet] dedikleri zikr olunan boncuğa denir.

Göze sürme çekmek, sıvamak, duvar taşları arasına harç koymak.

اَلْكَحَلُ [el-kehal] (fethateynle) Gözün kirpikleri bittiği yerlerde halkî olan siyâhlığa denir, 'alâ-kavlin sürme çekilecek yerlerde olan halkî siyâhlığa denir ki kudretten sürmeli ta’bîr olunur, âhû gözü gibi. Ve bu ma’nâda masdar olur; yukâlu: فِي عَيْنِهِ كَحَلٌ ve yukâlu: كَحِلَتْ عَيْنُهُ كَحَلًا مِنَ الْبَابِ الرَّابِعِ وَهُوَ أَنْ يَعْلُو مَنَابِتَ الْأَشْفَارِ سَوَادٌ خِلْقَةً أَوْ أَنْ تَسْوَدَّ مَوَاضِعُ الْكُحْلِ

Ve كَحَّلَ (göze) sürme çekmek.

Doğuştan olan sürme, göz için sürme, göz kapakları yaratılıştan kara olma.

Rastık taşı, sürme. Az kullanılan anlamları ise şunlardır; göz taşı, göz boyası, antimon, göz kapağı boyaları, göz için sürme.

(a. i.) : göze sürme çekme.

Sürmeli, sürme çekilmiş, sürme sürülmüş, sürme çekilmiş göz kapağı.

iz. ar. 1. Süs için göz kenarına sürülmüş boya, sürme. 2. Göz ilacı, göze sürülecek veya damlatılacak her nevi ilaç. fr. collyre.